Çoğu kişi gün içerisinde bir kere bile olsa aynaya bakar. Ancak bazılarımız bunu abartıyor. Peki aynaya sık bakmanı arkasında yatan psikolojik nedenler neler?
SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN
Dismorfofobi, kişinin kendi görünüşüyle ilgili takıntılı hale gelmesi, bedensel kusurlarının olduğuna dair yoğun bir düşünce ya da inanışa yol açan ruhsal bir bozukluktur.
NEV Esentepe Hastanesi'nden Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, Bursada Bugün'e halk arasında 'ayna hastalığı' olarak bilinen dismorfofobi hakkında önemli bilgiler verdi.
"SOSYAL MEDYANIN CİDDİ ETKİSİ VAR"
Dismorfofobinin ya da bilimsel adıyla Beden Dismorfik Bozukluğu (BDD), kişinin dış görünümündeki bir veya birkaç kusura aşırı odaklanması ve bu kusurların gerçekte olduğundan çok daha belirgin olduğuna inanmasıyla karakterize edilen bir ruhsal rahatsızlık olduğunu söyleyen NEV Esentepe Hastanesi'nden Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, "Buradaki en önemli nokta, bu kusurların ya çok küçük ya da tamamen hayali olmasıdır. Kişi, görünümüne dair duyduğu yoğun kaygı nedeniyle sürekli ayna karşısında vakit geçirebilir, defalarca makyaj yapabilir, kendisini gizlemeye çalışabilir ya da estetik müdahaleler arayışına girebilir. Hatta bazı durumlarda sosyal yaşamdan tamamen çekilmeye kadar varan ciddi sonuçlar doğurabilir. Dismorfofobiyi basit bir "dış görünüş kaygısı" olarak görmek yanlış olur, çünkü bu bozukluk takıntılı düşünceler ve tekrarlayan davranışlarla şekillenir ve genellikle bireyin hayatını ciddi şekilde etkiler. Takıntılı düşünceler (obsesyonlar) kişinin zihnini sürekli meşgul ederken, kendini kontrol etmek, gizlemek veya düzeltmek adına yaptığı tekrar eden davranışlar (kompulsiyonlar) sosyal, akademik veya mesleki işlevselliğini bozabilir. Kişi, sadece estetik kaygılar nedeniyle değil, kendini olduğundan tamamen farklı algıladığı için de büyük bir içsel sıkıntı yaşar. Psikolojik açıdan bakıldığında, beden dismorfik bozukluğunun temelleri genellikle erken yaşantılara, toplumsal baskılara ve düşük benlik saygısına dayanır. Küçük yaşlardan itibaren dış görünüşle ilgili eleştirilere maruz kalmak, kişinin beden algısını olumsuz yönde şekillendirebilir. Sosyal medyanın da bu konuda ciddi bir etkisi var; günümüzde sürekli olarak filtreli, idealize edilmiş beden görsellerine maruz kalmak, bireyin kendi görünümünü daha fazla sorgulamasına neden olabiliyor. Bu da, özellikle gençlerde ve ergenlerde beden dismorfik bozukluğunun görülme sıklığını artırıyor" ifadelerini kullandı.
"EN ETKİLİ TEDAVİSİ BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİDİR"
Sözlerini sürdüren Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, "Dismorfofobi yaşayan bireyler, sıklıkla anksiyete, depresyon, sosyal fobi ve hatta intihar düşünceleri ile de mücadele edebilirler. Çünkü bu rahatsızlık, sadece görünüşle ilgili bir memnuniyetsizlik değil, derin bir öz-değer krizidir. Bireyin kendisini kabul edememesi, başkalarının onu nasıl gördüğüne dair yoğun bir kaygı yaşaması ve sürekli bir düzeltme ihtiyacı hissetmesi, ciddi bir psikolojik yük oluşturur. Bu bozukluğun tedavisinde en etkili yaklaşımlardan biri Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)'dir. BDT, bireyin bedeniyle ilgili olumsuz düşüncelerini sorgulamasına, bu düşüncelerin yerine daha gerçekçi bakış açıları geliştirmesine ve takıntılı davranışlarını kontrol etmesine yardımcı olur. Bazı vakalarda ilaç tedavisi, özellikle seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) da semptomları hafifletmek için kullanılabilir. Ancak burada en önemli şey, bireyin kendi beden algısı üzerine çalışabilmesi ve dışsal onay yerine içsel bir kabul geliştirebilmesidir. Özetle, dismorfofobi sadece estetik kaygılarla açıklanamayacak kadar derin bir psikolojik bozukluktur. Toplumun güzellik standartlarını sürekli olarak değiştirmesi ve bireyleri belli bir kalıba sokma çabası, bu tür rahatsızlıkların artmasına neden oluyor. Bu yüzden sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde de bir farkındalık oluşturmak önemli. Daha sağlıklı bir beden algısına sahip olabilmek için, sadece dış görünüşe odaklanmayan, bireyin değerini fiziksel özelliklerinden bağımsız olarak görebilen bir bakış açısını teşvik etmemiz gerekiyor" dedi.
Bursa Bölge, 2025.03.18 10:16