TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, son günlerde yaşanan Marmara ve Sındırgı depremlerinin ardından önemli uyarılarda bulundu. Bursa'daki fay hatlarının çeşitliliğine değinen Şenkaya, "Kayapa ve Yenişehir faylarının Bursa Ovası'nı boydan boya kesmesi, kentin deprem riskini İstanbul'dan daha karmaşık hale getiriyor. İstanbul'da tehlike tek bir faydan kaynaklanırken, Bursa'da hem kuzey hem güney yönelimli çok sayıda aktif fay bulunuyor." dedi.
SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, son dönemde yaşanan Marmara ve Sındırgı depremleriyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısında konuşan uzmanlar, Bursa'nın deprem tehlikesinin İstanbul'dan daha karmaşık olduğuna dikkat çekti.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Güven Arslan, basın toplantısının şubenin yeniden yapılanmasının ardından yapılan ilk açıklama olduğunu belirterek, "10 Ağustos 2025'te Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından on bini aşkın artçı sarsıntı yaşandı. Bu depremler Bursa ve çevresinde de hissedildi. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla bu toplantıyı düzenledik." dedi.
"MARMARA KENDİ KENDİNE CANLI BİR MEKANİZMA"
Şube İkinci Başkanı ve deprem uzmanı Dr. Mustafa Şenkaya, Marmara Denizi'nde 2 Ekim'de meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki depremin, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde değil, tarihi bir fay hattında gerçekleştiğini vurguladı. Şenkaya, "Bu deprem Marmara'daki büyük depremi ne öne çekiyor ne de tetikliyor. Marmara zaten kendi kendine canlı bir mekanizmaya sahip." ifadelerini kullandı.
"SINDIRGI DEPREMİ, GEDİZ ÖNCESİNE BENZER ÖRÜNTÜLER GÖSTERİYOR"
Sındırgı depremiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Şenkaya, "Sındırgı'daki artçı dizilimi ve büyüklük dağılımı, 1970 Gediz Depremi öncesine çok benzer bir örüntü gösteriyor. Bu da önümüzdeki birkaç yıl içinde Bursa'nın hem Marmara hem Ege kaynaklı sarsıntılar açısından risk altında olduğunu işaret ediyor." dedi.
"BURSA'NIN ZEMİNİ SARSINTIYI BÜYÜTÜYOR"
Şenkaya, Bursa'daki zemin yapısına dikkat çekerek, "Bursa alüvyon bir ova üzerine kurulu. Bu da uzak mesafedeki depremlerin bile kentte güçlü hissedilmesine neden oluyor. Örneğin Sındırgı'daki 4 büyüklüğündeki artçılar bile Bursa'da rahatlıkla hissedildi." diye konuştu.
"DEPREM TEHLİKESİ İSTANBUL'DAN DAHA KARMAŞIK"
Bursa'daki fay hatlarının çeşitliliğine değinen Şenkaya, "Kayapa ve Yenişehir faylarının Bursa Ovası'nı boydan boya kesmesi, kentin deprem riskini İstanbul'dan daha karmaşık hale getiriyor. İstanbul'da tehlike tek bir faydan kaynaklanırken, Bursa'da hem kuzey hem güney yönelimli çok sayıda aktif fay bulunuyor." dedi.
"ZEMİN ÇALIŞMALARI VE GÜÇLENDİRME ŞART"
Dr. Şenkaya, deprem riskini azaltmak için öncelikle zemin etütlerinin artırılması ve yapı stoğunun güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
"Yumuşak kat problemi gibi basit mühendislik sorunları, yerinde güçlendirme yöntemleriyle çözülebilir. Ancak bunun için daha fazla jeofizik çalışma yapılmalı, kent planlaması yer bilimsel verilerle desteklenmelidir." ifadelerini kullandı.
"BURSA İÇİN İKİ YIL ÇOK KRİTİK"
Şenkaya son olarak, "Önümüzdeki iki üç yıl Bursa için oldukça kritik. Hem Marmara hem Ege kaynaklı sismik hareketlilik artabilir. Bu nedenle yerel yönetimlerle iş birliği içinde farkındalık projeleri ve eğitim çalışmaları planlıyoruz." dedi.
Bursa Bölge, 2025.10.06 14:50