Ramazan Başan

Ramazan Başan

Kış bitmeden sakın yapmadım demeyin!

2024.01.17 09:30 - Son Güncellenme: 2024.01.17 13:10
A

Kış mevsimi başladı mı, bitti mi anlayamadan Ocak ayının ortasına geliverdik.

Kar henüz şehre yağmadı ama Bursalılar kar keyfini yirmi beş dakikada Uludağ'a çıkıp yaşayabiliyorlar.

Kış mevsimi bitmeden şunları yapmadıysanız eğer daha zamanınız var, hemen yapılacaklar listesine ekleyin;

1. Boza içilecek

2. Közde kestane yenilecek

3. Tarçınlı, bol bitkilerle kış çayı içilecek

4. Şömine önünde ve karda sıcak şarap tadına bakılacak.

5. Uludağ'da Beceren Kafe'de salep içilecek.

6. Uludağ Zirve Tesisleri'nde kar manzarasında sucuk ekmek yenecek.

7. Kızakla Uludağ'da kayılacak.

8. Teleferik ile Uludağ turu yapılacak.

9. Kartopu savaşları yapılacak.

Ben sizler için bozadan başlıyorum... İşte size Boza hakkında herşey:

Evden elimize tutuşturdukları bir kap ile sokağa koşar, elinde boza güğümüyle soğuk ve ıssız sokaklarda sıcak kalbiyle boza satan bozacının yanında alırdık soluğu. Bozacının yüzü ayaz almış da olsa, bizi görünce tatlı bir tebessüm belirirdi yüzünde. Evde varsa leblebi tanelerini üzerine atar, tarçını da ekleyerek bardak bardak içerdik. Evlere boza değil, neşe satardı bozacı.

Öğrenciliğini Eskişehir'de geçirenler Karakedi Bozacısı'ndan boza içmeden okulu bitirmemişlerdir. Vefa Bozacısı'nın hikayesini daha çok İstanbullular bilir.

Bursa'da yaşayanlar Ömür Bozacısı'nı, şimdilere ulaşamayan Cemal Sirkeci'yi bilirler. Nazif Kuşku tarafından 1950'de Bursa'da kurulan Ömür Bozacısı, ilk kurulduğu günden beri, Gazcılar (Celal Bayar) Caddesi'nde ki adresinde eskimeyen ve değişmeyen tadıyla Bursalılara boza lezzetini sunmaya devam ediyor. Şimdilerde ise eşsiz boza lezzetinin yanına yeni çıkardıkları meyveli bozalarını da eklediler. Ananaslı, ballı muzlu, çilekli, orman meyveli çeşitleriyle yeni neslin de karşısına çıkıyor.

BOZA NEREDEN GELİYOR?

Boza kelimesinin esası Farsça'da darı' anlamına gelen 'buze' dir. 'Boza' ismi yanında Kafkasya, Balkan ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ile İran, Mısır, Arap ülkeleri ve bazı Afrika kabilelerinde 'Buha' ve 'Merissa' gibi isimlerle de bilinmektedir

Boza, Mısır ve Kuzey Afrika sahilleriyle Akdenizli tüccar gemiciler aracılığıyla batıya, Hazar Denizi güneyinden doğuya, Asya içlerine ve Çin'e; İran ve Afganistan'a, Kafkaslar'dan kuzeye, Volga havzasına doğru geniş bir coğrafyada bilinir ve tüketilir.

İbn-i Batuta isimli Arap gezgini, 14. yüzyıl başlarında yazdığı seyahatnamesinde Türkler'in bulunduğu Dest-i Kıpçak Bölgesi'ni anlatırken Türkler'in içtiği bir şıra olan bozayı anlatmaktadır:

"Tattığında ekşilik hissettiğim için hemen bıraktım. Yemekten çıktığım zaman bunun ne olduğunu araştırdım, anlattılar; Duki (düğ = ince bulgur) tanelerinden yapılan bir nebizdir bu. Buralılar dukiden yapılmış bu nebize buza (boza) adını veriyorlar."

Evliya Çelebi,17. yüzyıl ortalarında İstanbul'da 300'den fazla bozacı dükkânının bulunduğunu, bu dükkânlarda 1100 kadar bozacının çalıştığını aktarmıştır. Osmanlı'da fazla mayalandırılarak, içine afyon katılan bozahanelerin, 19. yüzyıla doğru ortadan kalktığı biliniyor.

Türkiye'de genellikle darıdan yapılan boza, başka ülkelerde yapıldığı yerin başlıca ürününe göre mısır, arpa, çavdar, yulaf, buğday, kara buğday, arnavut darısı, gernik gibi tahılların unu, bazen de pirinç ve ekmek, nadir olarak da kenevir unu ve karamuk mayalandırılarak yapılır.

Boza özellikle kış aylarında tüketimi tercih edilen bir içecektir. Aslında inovasyonu teşvik edilse bozadan tatlı, yaz bozası gibi seçeneklerle yaz ayları için de yeni tüketim sahaları yaratılabilir.

Boza, sokakta ve dükkânlarda bozacılar tarafından satılır. Eski yıllarda akşamları yeni hazırlanmış sıcak bozalar, sokaklarda bozacılar tarafından bağırılarak da satılırken, 2000'li yılların başından itibaren ambalaj sanayiindeki gelişme ve hızlı tüketim alışkanlıklarına paralel olarak +8 C'de 25 gün dayanan bozalar marketlerde satışa sunulmuştur.

NEDEN BOZACININ ŞAHİDİ ŞIRACIDIR?

Vefa Bozacısı (kuruluş 1876), Türkiye'de ilk Anayasa ile yaşıttır.

Vefa Bozacısı'nın kurucusu Hacı Sadık Efendi, 1870'li yıllarda göç ettiğinde İstanbul'da var olan bozaların tadını ekşi ve kıvamsız bulur. Kendine özgü tarifi ile bozaya yeni bir tat getiren Hacı Sadık Efendi'nin bozasının ünü böylelikle, Vefa semtinin önüne geçmiş olur. '1870'den beri Vefa'da bulunan tarihi boza dükkânı bize bir atasözü de kazandırmıştır. 'Bozacının şahidi şıracıdır' atasözünün çıkışı da bize Vefa Bozacısı'nın bir nev'i hediyesidir. ''Vefa'da kış aylarında boza, yaz aylarında şıra verilirdi. Bozanın bitmesi şıranın geleceğinin habercisi, şıranın bitmesi ise bozanın... Bu yüzden 'Bozacının şahidi şıracıdır.'

En parlak dönemini Osmanlı devrinde yaşayan boza ve bozacılık, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulduğu yıllarda büyük kentlerin temel zanaatlarından biri haline gelmiştir. Zengin besin değerlerine sahip olması ve insan vücuduna enerji, güç vermesi sebebiyle savaş zamanları askerlerin yanında bozacıların da savaşa gittiği bilinmektedir.

BOZANIN FAYDALARI

Sağlıklı yaşamı alışkanlık haline getiren vatandaşlar bozanın tamamen doğal bir içecek olduğunu bilir. Çok kolay malzemelerle hazırlanan bu içecek, aslında enerji vermesi ve insanı sıcak tuttuğuna dair inanış sebebi ile bir kış içeceği olarak adlandırılır. Peki Bozanın faydaları nelerdir? Boza neye iyi gelir?

Enerji verir.
Hazmı kolaylaştırır.
Emziren kadınlarda süt yapıcı özelliği vardır.
Vitamin kaynağı bol olduğundan sporculara tavsiye edilir.
Probiyotik özelliği vardır.
Zihin açıcı özelliği vardır.
Öksürüğü azaltır.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları