Ramazan Başan

Ramazan Başan

Bir Bursalı gözüyle Londra

2024.01.22 10:08 - Son Güncellenme: 2024.01.22 10:29
A

Londra;

Güneşin batmadığı imparatorluk diye bilinen Büyük Biritanya'nın diğer adıyla İngiltere'nin başkenti...

Dünyanın en büyük beşinci şehri...

Yılda 20 milyon turistin ziyaret ettiği şehir...

İkibin yıllık tarihiyle, kraliyet ailesinin yarattığı saray kültürüyle, çok kültürlü hayatıyla Londra...

Bursamızın sevilen ismi, modern Evliya Çelebisi, idolümüz Nejat Yahya Ağabeyimiz yakın zamanda Londa'yı ziyaret etti. Bizlere hem gördüklerini hem de yediklerini anlattı, ben de sizlere ortaya karışık bir gastro - seyahat - kültür tabağı sunacağım, bakalım beğenecek misiniz?

Nejat Yahya Ağabeyimizi bilen bilir, asıl mesleği dış ticaret, mesleği birçok ülkeye seyahati gerektiriyor, kendisi Bursa Çin Fahri Konsolosu aynı zamanda...

Çinlilerin Türklerden bıkıp usanarak ördükleri Çin seddini Nejat Yahya yıkıp geçmiş, Çinliler ve Türkler arasında çok güzel bir dostluk köprüsü kurmuş...

Bugüne kadar yaklaşık kırk ülke gezmiş, en beğendiğiniz ülke hangisi diye sorduğumuzda gülerek elbette yaşadığımız ülke Türkiye ve yaşadığımız şehir Bursa diyecek kadar memleket sevdalısı aynı zamanda...

Kendi deyimiyle her bir iş insanı, yurt dışı seyahatlerinde, iş yaptığı yerlerde ülkesini tanıtan fahri bir konsolostur, kültür elçisidir.

Nejat Yahya, İngltere'de, Londra'da, Oxford caddesinde ünlü mağazaları sattığı tekstil ürünlerinde, ipliğinde, kumaşında Bursa dokunuşu hammadde veya işçiliği olduğunu söylediğinde hem şaşırıyoruz hem de  Bursalı olarak gurur duyuyoruz.

Nejat Yahya; Dokuz milyonluk İngiltere'de bir milyona yakın Türk yaşıyor, bunun yarısı Londra'da. Özellikle Kıbrıslı Türkler çok başarılı işler kurmuşlar Londra'da...

Londra hem eğitim amaçlı hem iş amaçlı çok sayıda göçmene ev sahipliği yapıyor. Özellikle Pakistan, Hindistan kökenli Asyalı çok var. Bu da şehrin yemek kültürüne yansıyor. Bu nedenle Londra'da çok sayıda Hint Mutfağı ve Çin Lokantası var.

Neyse ki Türklerde Londra'ya kendi yemek kültürlerini, Anadolu Mutfağını, dönerini, simidini getirmişler ki, İngilizlerin yemekten bıktıkları Fish and Cips'e bir alternatif olmuşlar.

İngilizler'in başka neyi meşhur? Tabi ki Pub'ları, Nejay Yahya gözüyle ve deneyimiyle;

The Hand in Hand Pub= Ele Ele Pub

İngilizlerin mahalle yaşam biçimine uygun samimi sıcak ortamdaki bu pubdan pek memnun kaldık.

İçindeki tarihi piyano, çeşitli anlamlı objeler, müşterilerin anı olarak asılı bıraktıkların yüzlerce kravat, bir atışta başarılı olduğum alkışlandığım delikli hazneye büyük metal jetonları isabet ettirme çabalarımızda sonunda başarılı olup ödülümüzü aldık. Bu mekanlar akşamları mahallenin, o semtteki insanların buluştuğu hoş sohbet edip şarkılar söylediği yerlerdir, İngilizler'in pub alışkanlığı vardır. Bu bir kültürdür.

Londra'da Kahve Hikayem= My Coffe Story

Brighton'a yıllar önce eğitimleri için gelip burada kalan ve girişimci ruhlarıyla küçük ama anlamlı Türk kahvesi dahil kafe mekanı açan iki Türk genç kadınları Sinem Çeşme ve Ezgi Kartal'ın başarı hikayesi olup içinde her türlü Türk böreği, simitleri, İngiliz kurabiyeleri el üretimiyle yapılıyor yerli yabancı müşteri portföyü, müzikli, yılbaşı kartlarının halen sergilendiği, ilginç salıncaklı dekorlarıyla fark yaratıyorlar bravo onlara.

Brighton'u 1787'lerde keşfeden Kral IV.George ve Kraliçe Victoria adına yapılan 1820'de açılan o dönemde Hint ve Çin ticari ilişkilerden kaynaklanan çok sayıda obje ve eşya barındıran bu kraliyet köşkündeki yılbaşı partilerinin verildiği ihtişamlı salonlar, bakır kaplarla dolu mutfak, halen müzik yapılan salonlar, king size denilen yataklar, müthiş tablolar, yine bizim Efe kedimizi hatırlatan köşk kedisi hikayesi, Hint esintili görkemli dış cepheli mini sarayın önündeki süs havuzu kışın buz pateni pisti olarak işlev gördüğünden sanki bir zaman tünelinden geçildiği izlenimi veren bu rüya gibi özgün yerden çok etkilendik.

Beş çayı meselesini de Nejat Ağabey şöyle anlattı:

Akşam beş çayı diye bildiğimiz İngilizlerin Afternoon Tea için geçmişi 1917'ye uzanan logosu Ayı olan IVY Restoran zinciri ülkedeki az sayıda şubeleri ve Michelin yıldızına sahip olmasıyla verdikleri kaliteli ve sürprizli hizmetle tanınmakta olup çalışanların Bursa Yeşili ceket ve kravatlı olmaları dikkatimi çekti ve onlara Yeşil Bursa'yı anlattım!

Leziz pasta, kurabiye, çöreklerle masadaki sürprizli gizemli hediyeleri, görsel showla sunumunu, salon şefinin anlatımı akabinde karton taçlarımızla geçici kral ve kraliçeler olduğumuz için bu ritüeli bize yaşatan Funda kızımıza ve uzun yıllardır İngiltere'de yaşayan Selda arkadaşına minnettarız.

Bir başka sürpriz ise tuvaletlerine konulan zırhlı Çinli askeri görünce sıra beklemeye başlıyorsunuz ama hareket olmayınca bakışlar donuk olunca çok benzeyen mumdan heykel olduğunu fark ediyorsunuz!

Bu vesile ile Nejat Yahya Ağabeyimiz ile sizi Londra'ya ışınladım, birlikte küçük bir gezi yaptık. Umarım beğenmişsinizdir.

Restoran çıkışında ise köşe başı baterisini kuran müzisyenin tınıları eşliğinde sözel değil dans figürüyle iştirak ettim.

007 James Bond 'un izlerini sürdünüz mü Nejat Ağabey?

İngiliz Ajan James Bond 007 1952'den beri Ian Fleming tarafından hayalen yaratılmış olup çoğu filmlerini seyrettim bu karakteri oynayan Sean Connery, Roger Moore, Daniel Craigh vb efsane aktörlere ahde vefa olarak şehirlerdeki vitrinlerde onları bir barda martini içerken bir araya getiren tablolar satışta revaçtaymış!

Sonraki günlerde ise ara sokaklarda dolaşırken benzer bar olan The Lord Nelson'u bulup vakit geçirdiğimizde duvarındaki Brighton futbol takımının Bursaspor gibi geçmişte şampiyonluktan sonra 3 liğlere düşüp tekrar süper liğe döndüğünü barmenden öğrendim darısı Bursaspor'a olsun temennilerimle...

Şehrin gece ve gündüz hallerinde insan ve ev tiplerini de etüd ederken albenili renkli tarihi evler, renkli saçlı kadınlar, çocuk oyuncak müzesi (Sunay Akın'ın kulakları çınlasın), panoramik deniz dalgaları, havai fişekler , devasa iskele üstünde oyun makineleriyle meşgul aileler ve de ikonik panoda biz!

Nejat Ağabey Londra'da Anadolu yemekleri var mı

Londra Kuzeyinde Oakwood tren garı yanında açtıkları Booptheboxes isimli el ve ev yapımı Türk unlu mamulleri ve özellikle Ege yöresi böreklerini maharetleriyle üretip harika servislerini bilgi vererek yapan karı koca Azize &Saygın AKBUDAK ailesi yıllar önce Ankara anlaşmasıyla buraya yerleşmişler. Burada Anadolu lezzetlerini muhteşem haliyle sunuyorlar.

Ayrıca Azize Hanım eski bir folklorcu Saygın bey klarnet ve saksafon sanatçısı olarak İngiltere'de çeşitli sahnelerde konserlerini verdikleri gibi enstrümanlarını işyeri vitrinine koymuşlar ayrıca TRT sanatçısı Yıldırım Bekçi'nin bu bölgede kurduğu TSM korosuna da vakit buldukça gittiklerini ifade ettiler onları gösterdikleri ilgi alakayla birlikte hem işleriyle hem de sanata verdikleri önem nedeniyle kutluyorum.

Londra'da göğsümüzü kabartan yemekleriyle Sofra adıyla çok güzel bir restaurant var.

1981'de ilk Türk lokantası müteşebbisi kraliçeden ödüllü Tokatlı Hüseyin Özer'in Sofra mekanında leziz yemekleri ve ikramlarıyla yorgunluk atma ideal yer olup 1982-92 arasında Sönmez Holding ihracat müdürlüğü yaptığım yıllarda buradaki İngiliz müşterilerimize rahmetli patronum Ali Osman Sönmez le geldiğimizde yabancı iş yemeklerinden sonra bu mekanda soluklanırdık Londra'da 4 şubeleriyle müthiş iş başarıyorlar kutluyorum onları.

Londra yüzyıllardır bir kültür başkenti aynı zamanda. Sahne sanatlarıyla, salonlarıyla ünlü.

Albert Hall 1871'de açılan 6000 kişilik kapasiteli mühteşem salonda filarmoni orkestrası yıl sonu konser provasını çok uzun tuttuğundan çekim yapamadan sessizce onları dinledik mimari şahaser salonu etüd ettik!

Zeki Müren 1976, Sezen Aksu 2011, Zülfü Livaneli Kasım 2022 burada konser vermişler.

Denizcilik - balıkçılık Manş denizi ve okyanusa açılan Brighton'nın coğrafi kaderinde var olup girdiğim mini müzede sergilenen 1867 tarihli belediye ilanlarında sektörü düzenleme yazıları yanısıra gemi maketleri, eşyaları, objeleri, sandallar vb sonrasında dışarıda rengarenk küçük kulübe balıkçıları, kilometrelerce sahil bizi beklerken aldığımız çupra ve levrek benzerleri balıkları kendi usulümüzde evde yapmayı tercih ettik.

İngilizlerin Antalya'sı Brighton ülkenin güneydoğusunda Manş denizi kıyısıyla Akdeniz iklimi özelliklerini mayıs - ekim aylarında göstermekte turizm - kongre - eğitim geliriyle 300 bin nüfusa karşın yılda 8 milyon ziyaretçiyi çekmekte olup bu güzel şehri kafeleriyle, lokantalarıyla, müzeleriyle,sokak-meydanları, mağazaları, sahil yolları, insanlarıyla vs tanımaya çalıştık.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları