Rüyalar, gizemli ve çoğu zaman anlamlandırmakta zorlandığımız birer fenomen olarak hayatımızın bir parçasıdır. 

Benim için fenomenler o kesin.

Gecenin sessizliğinde, zihnimizin derinliklerinde yaşanan bu olaylar, bazen bizi derin düşüncelere sürüklerken bazen de güne başlarken hafızamızda bir iz bırakır. Üzerimizdeki etkileri ise gerçekten de dikkate değer.

Sihir gibi, arada bir zihnimizin içindeki televizyonu izliyoruz.

Birçoğumuz, rüyalarımızın bizi gerçek dünyadan alıp bambaşka bir dünyaya taşıdığını biliriz. 

Rüyalarımız, zihnimizin derinliklerinde gizli kalan duyguları, endişeleri, arzuları ortaya çıkarır. 

Ah bu bilinçaltı...

Rüyaların etkisi sadece uykuda değil, günlük hayatımızda da kendini gösterir. Bir gece kötü bir rüya gördüğümüzde, sabah kalktığımızda kendimizi huzursuz, gergin hissedebiliriz. 

Ya da tam tersi, güzel bir rüya gördüğümüzde, gün boyunca içimizde bir neşe, bir mutluluk oluşabilir. 

Rüyalar, ruh halimizi etkiler, bazen hayatımıza yön verir.

Bazıları için rüyalar, geleceğe dair ipuçları taşır. Bilinçaltımızın derinliklerinde gizlenen bilgiler, rüyalar aracılığıyla zaman zaman yüzeye çıkar. 

Kimileri bu ipuçlarını takip ederek kararlarını şekillendirir, kimileri ise sadece birer rüya olduğunu düşünüp geçiştirir.

Bilinçaltımızın bir yansımasıdır. 

Hayat, belki de rüyalarla gerçeklik arasında ince bir çizgide yol alır.