Vallahi bravo!..

Koskoca "Şampiyon Arma"yı ele güne rezil ettiniz!..

Bursaspor, artık elde ettiği başarılarla değil de, İstanbul'daki haber kanallarının Ana Haber Bülteni'ne yaşadığı böyle rezaletlerle konu oluyor.

Nereden nereyeee?!

Şöyle, filmi biraz başa saracak olursak;

Bursaspor'da çok sıkıntılı günler gördük.

Alacakları için Vakıfköy'de idmana çıkmayan Egemenli takımı da gördük.

Özlüce'de, takımı örgütleyip idmana geç çıkaran ve Süper Kupa maçına çıkarmamaya çalışan 'Şen'likli günleri de...

FUTBOLCULAR BAŞKANA GÜVENMEYİNCE...

Ama, bizzat futbolcular tarafından yönetime olan "güvensizliğin" bu kadar net şekilde açıklandığını ve şehrin büyüklerinden, "kampanyada toplanan yardımların takipçisi olun" diye yardım istendiğini hiç görmemiştim.

Futbolcular açıkça diyorlar ki;

"Biz bu yönetime güvenmiyoruz. Lütfen dikkatli olun, gelirleri kontrol edin!"

Çok acı!

Vallahi içimize oturdu!

Bu günleri de gördüğümüz için kahroluyoruz!

BETERİN DE BETERİ VARMIŞ

Her acayip olaydan sonra, "herhalde bundan kötüsünü görmeyiz" dedikçe, daha da kötüsünü yaşıyoruz!..

Hem de en acısından!..

Eşi benzeri olmayan...

"Beterin de beteri var" cinsinden...

Akla hayale gelmeyen rezilliklerle beraber...

BU NE YAMAN ÇELİŞKİ!

Sorunları çözsün, kulübü yönetsin diye kongrede seçilen Başkan, sıkıntının/sorunun baş aktörü olarak gündeme geliyor!

Bu ne yaman çelişkidir böyle?

Bugün gazetelere bu kötü olayla MANŞET olacak Bursaspor!

Hal böyle olunca; 2010 şampiyonluğunu   hazmedemeyen bazı kesimlerin alay konusu olduk!

Ele güne rezil olduk!

ÜSTÜNE ELEKTRİKLER DE KESİLDİ

Yetmezmiş gibi;

Ertesi sabah, Timsah Arena'nın ve Özlüce'nin elektriğinin kesildiği haberiyle güne uyandık.

Bir kez daha kahrolduk!

Koskoca armanın, ne hale geldiğini görünce, bir kez daha yüreğimiz yandı!

Göğsümüz daraldı!

İstanbul tv ve radyolarından bu konu için arandık.

Konuşurken, kelimeleri özenle seçmeye çalıştık.

NE DİYORDUK, NE OLDU?

Eskiden "Macunköy'den Old Trafford'a" derdik.

Şimdi ise, ibre tam tersine döndü;

Adeta "Zirveden tükenişe" doğru...

BİRBİRLERİNE NASIL BAKACAKLAR?

Şimdi bu futbolcular ile Başkan Kamat, bu hafta tesislerde birbirlerinin yüzüne nasıl bakacak?

Cumartesi günü Adana uçağına nasıl beraber binecekler?

Böyle bir şey olabilir mi?

VAZO KIRILDI BİR KERE

Ok yaydan...

Macun tüpten çıktı artık!..

Yani;

Vazo kırıldı bir kere...

Güven sıkıntısının olduğu yerde hiçbir şey eskisi gibi olmaz!

Zira...

Futbolcuların ithamları, yenir yutulur cinsten değil!

Ama yine "çıt" yok!

Düşünüyorum da;

Tesise girerken, kapıdaki güvenlik görevlisine nasıl "günaydın" diyeceksiniz?

8-9 aydır maaşını ödeyemediğin personelden, nasıl çay-kahve isteyeceksin?

İSTİFA DA HİZMETTİR!

İşte o yüzden...

"İstifa" çok değerli bir müessesedir.

Gerektiği zaman "istifa" etmek de armaya bir hizmettir!

GEÇ BİLE KALDI

Futbolcuların, "hakkımıza sahip çıkılsın" mektubundan sonra Kamat'ın, bugünden tezi yok; olağan kongre tarihini açıklayıp, hemen istifa etmesi gerektiğini söylemeye gerek var mı?

Hatta, geç bile kaldı!..

Mektuptan sonra neredeyse 2 gün geçti.

ARTIK KONUŞSANIZ DA KÂR ETMEZ!

Gel gelelim;

Yönetimden hâlâ ses seda yok!

Özlüce, kapı duvar!..

Zaten, tarihe "SUSKUN BAŞKAN" olarak geçmiştiniz!

Belli ki, "susarak" gideceksiniz!

Gerçi, bu saatten sonra artık konuşsanız da kâr etmez!

Gerçekten, daha neyi bekliyorsunuz?

DAHA NE OLMASI LAZIM?

Teksas, Divan Kurulu, BURSİAD'dan, NİLBİAD'dan, kısaca camianın her kesiminden gelen "istifa edin, hemen gidin" mesajları sizin oradan duyulmadı mı?

Yangın yerine dönen sosyal medyadaki öfke dolu mesajları hiç mi görmediniz?

Gitmeniz için;

İllâ teneke mi bağlamaları gerekiyor?!

BİTTİ ARTIK O DEVİR...

Pazar gecesi twitterdan da yazdım:

Artık, "bir tur da ben bineyim. Benim de fotoğrafım Başkanlar arasına asılsın" devri bitmiştir!..

Bundan böyle;

Gerektiğinde maddi kaynak oluşturamayacak, kasa kolaylığı sağlayamayacak adaylar ortaya çıkmasın!

Ama bunları konuşmak için de kongre takviminin netleşmesi gerek.

GEL ÇIK İŞİN İÇİNDEN

Daha diyecek çok söz var da...

Ancak, uzatmak istemiyorum daha fazla...

Bu gözler bunları da gördü ne yazık ki!..

İnşallah daha beterlerini görmeyiz!

"Bu işin içinden nasıl çıkarız?" derseniz, inanın şu an bunu öngörmek çok ama çok zor!

Gerçekten çok yazık!..