Konu çok açık aslında...

Pazar gecesi;

Galatasaray'ı şampiyonluğa ortak etmek için seni resmen yediler!

Bu arada, 3-2'lik yenilgiyi sadece hakeme bağladığım sanılmasın.

Samet Aybaba ve takımın da şapkasını önüne koyup, 2-0'dan sonra maçı nasıl 3-2 kaybettiğini enine boyuna düşünmesi gerek.

Cüneyt Çakır, maçı VAR Odası'ndan çok iyi idare etti!

Konuk ekibin lehine pozisyon oldu mu mikrofondan hemen Suat Arslanboğa'yı VAR'a çağırdı.

Bursaspor'un lehine; Emre Taşdemir'in açık koldan verilmesi gereken penaltıda VAR'a çağrılan var mıydı?

-Yok!

AKLAMA OPERASYONU SANKİ...

Güya Çakır, hakemi "el var" diye VAR'a çağırmış da, Arslanboğa "İzlemeye gerek yok Hocam. Kol kapalı, ben gördüm" demiş, diye bir iddia atılmış ortaya...

Bana bu; Cüneyt Çakır'ı aklama ve ihaleyi Timsahboğan Suat'a bırakma operasyonu gibi geldi...

Dedik ya;

Suat Hocayı yeseler ne olacak ki, yarın öbür gün VAR'a oturturlar, 1.Lig'de maç verirler, olur biter.

Bakalım, 5-7 Nisan haftasında Arslanboğa'ya Süper Lig'de maç verilecek mi?

Bekleyip göreceğiz!

Ama Türk futbolunun Avrupa'daki gözbebeğine bir şey olmasın da!..

Gerisi pek önemli değil!..

Maça dönersek;

Emre Taşdemir'e kırmızı kart verilmesi gereken pozisyon için VAR'a davet var mıydı?

-Yok!

Çünkü, işlerine öyle geliyor!

Şu çok açık;

Lige dizayn vermek isteyenler yine sahnede!..

Neden böyle oluyor sizce?

Cevabı çok basit:

-Çünkü senin lobin yok!

*TFF'de etkinliğin yok!

*MHK'de temsilcin yok!

*PFDK ve Tahkim Kurulu'na üye sokabiliyor musun?

YOK!

İstanbul medyasında ne kadar temsilcin var?

Milyonları etkileyen hakem yorumcularından hangisiyle samimisin?

Kaçıyla İstanbul'da özel olarak buluşup sohbet ediyorsun?

VAR MI BÖYLE ÇALIŞMA?

Özetle;

Anahtar kelime:

Lobi, lobi, lobi...

Ne yazık ki;

Bursaspor, son yıllarda lobiden çok fobi ile uğraşıyor!

Ne fobisi?

-Düşme fobisi (korkusu)!..

Ayrıca...

Bu lobi işi; sadece Ali Ay yönetimin sorunu değil ki!

Merhum şampiyon Başkan İbrahim Yazıcı'dan sonra (2013) lobinin "l"sini ara ki bulasın!..

Eski Başkan, eski yöneticilerle, kentin âkil spor adamlarıyla, İstanbul ve Ankara'daki üst düzey kişi ve kurumlarla, yaygın medyayla iyi ilişkiler kurmak gerek...

Örneğin;

1 Haziran'da yapılacak TFF Genel Kurulu'nda; başta yönetim kurulu olmak üzere, tüm kurullardaki listelere, sana yakın isimleri sokabilecek misin?

Böyle bir çalışman var mı?

SEN GÜÇLÜ OLACAKSIN!

Sen şampiyonluk apoletine sahipsin.

Ancak gel gelelim;

3 yıldır ligde düşmemeye oynarsan, maalesef seni kimse sallamaz!

Sıra takımı gibi davranırlar!..

Senin maçlarında istedikleri gibi at oynatırlar!

O nedenle sen her açıdan güçlü olacaksın?

Örneğin;

Pazar gecesi senin hakkın yendi mi?

-Evet, yendi!

Maç çıkışı Başkan Ali Ay, mikrofonlara konuştu, hakemin kararlarını eleştirdi.

Bir de kulüp, aynı gece tweet attı...

Fakat bunlar yeterli mi?

Tabii ki hayır!

ÇIKIP HAKKINI SAVUNACAKSIN

O gece bütün spor kanallarına hemen bağlanacaksın!

Hakkını canlı canlı arayacaksın!

Sesini yükselteceksin.

Bütün Türkiye seni duyacak!

Galatasaray maçı biteli 36 saati geçti.

Mesela;

İstanbul kanallarına "ekranda konuşmak için size geliyorum" diyen yönetici oldu mu acaba?

Gözden kaçırdıysam lütfen bilgilendirin.

Başkan Ali Ay'ın perşembe günü İstanbul'daki Kulüpler Birliği toplantısına gittiğinde TFF veya MHK ile görüşeceği haberleri yansıdı medyaya...

Bu temasların nasıl sonuç vereceğini ilerleyen haftalarda hep beraber göreceğiz.