Boluspor galibiyeti, Bursaspor için neler ifade ediyor?

Neler ifade etmiyor ki?..

Bir kere...

Camianın üzerindeki gerilim ortadan kalktı.

Futbolcular, ligde elde ettiği 2.galibiyetle, kaybettiği özgüveni yeniden kazandı, moral buldu.

Taraftar umut tazeledi.

Yeşil-beyazlı takım, Körfez kampında, Özcan Bizati'nin üzerinde çalıştığı yeni oyun anlayışının oturması yönünde olumlu sinyaller alındı.

KORNERLER NİHAYET...

Mesela, haftalardır "boşa akan çeşme" misali, heba olup giden kornerler, artık "golle sonuçlanan tehlikeli duran toplara" dönüştü.

Kampta ve Özlüce'de bu işlere kafa yorulduğunu, ölü top taktiği üzerinde çalışıldığını, 3.dakikada Zalazar'ın kafa golünde; Bruno'nun köşe vuruşunda, ön direkte Namık'ın topu kafayla arka direğe aşırmasıyla gördük!

Bunu maç sonundaki yazımda da vurgulamıştım.

Her ne kadar, iç sahada sadece 7 şut atmak az olsa da, 7 şutta 5 isabetle 3 gol bulmak çok değerli...

Takımın performansında;

Taktiksel ve fiziksel gelişimin olumlu yönde artması sevindirici...

Takımdaşlık ruhunun, yani arkadaşlığın kadrodaki iştahın artması ise, daha da sevindirici...

İKİ PERDELİK OYUN...

Maça bakınca; mücadeleyi, ilk 53 ve son 37 dakika olarak, iki perdelik oyun şeklinde değerlendirmek gerek.

İlk 53 dakikada; isteyen, coşkulu ve daha üretken bir takım vardı sahada...

Tempo iyiydi.

Fakat, tabela 3-1 olduktan sonra; skoru koruma içgüdüsüyle, geriye çekilen, topu tamamen rakibe verip, meşin yuvarlağı kapar kapmaz hızla ani atağa çıkan bir "deplasman takımı" kimliğine büründüğünü gördük.

BU ANLAYIŞLA MATAVZ ZOR!

Ancaaak;

Bu sistemde, ileride fazla çoğalamayan, set hücumu uygulayıp, olgun atak geliştiremeyen, evinde bile oyunu rakip ceza sahasına yıkamayan Bursaspor'da, pivot-santrfor Tim Matavz'dan kontratak futbolu oynamasını bekleyemezsiniz!

Yani, rakibin üzerine çöken bir Bursaspor'da "vurucu Tim" olmasını beklediğimiz Tim Matavz'ın topu metrelerce sürüp gol vuruşu yapmasını beklemek hayalcilik olur.

Zira, Sloven santrfor, tam bir 18 oyuncusu...

Kanatlardan isabetli orta ve dikine final pası alamayan, özetle, iyi beslenemeyen tecrübeli 9 numaranın, biraz da fiziksel ağırlığı nedeniyle, bu sistemde beklenen golleri atması zor görünüyor!

Eğer, pazar günü Balıkesir'de de böyle oynayacaksak, Matavz'ın başlaması bence doğru olmaz.

ELTON NEDEN OLMASIN?

Acaba diyorum;

Gerekirse, 9 numarada da oynayabilen Elton Acolatse -adalesindeki çekmenin geçmesi halinde- bu maçta (deplasman oyununda) santrforda görev alamaz mı?

Bu düşüncemi, pazartesi günü saat 16.00'da BursadaBugün tv'de yayınlanan "Bursa'da Spor" programında da konuğum Yalçın Gündüz Hocam ile konuşurken dile getirdim.

Zira, Elton, topla daha hızlı kaleye inebilen, adam eksiltebilen, kontratak oyununa yatkın bir kanat-forvet...

Örneğin...

Merkez forvetli Elton formülünde;

Kanatlarda da Ofosu, Namık Alaskarov ve Bruno'dan 2'si forma giyebilir.

Matavz da, ikinci yarıda gol gerekirse, forveti ikilemek için oyuna sokulabilir.

Tabii, Batuhan Kör de bana göre 9 numarada doğrudan oynatılabilir, ama şu aşamada, ileri üçlü için yabancılar daha ön planda gibi değerlendiriliyor.

BRUNO YA KANAT, YA YEDEK!

Bolu maçında; 1 gol, 1 asist ve 1 kilit (anahtar) pas ile 3'te 2 isabetli şutla "sol açıkta" oynayan Massimo Bruno, eğer yine kanatta kendine yer bulamazsa, eski mevkii 8 numarada da biraz zor oynar gibi görünüyor.

Çünkü, o bölgede, İsmail Yüksek ve Kerem Şen bir hayli formda...

6 NUMARAYA 3 ADAY...

Hatta...

Kubilay Sönmez de iyileşirse, 6 numara için; Emirhan Aydoğan ve bence 8 numarada daha verimli olan Burak Altıparmak'la birlikte 3 ön libero adayı var.

Özetle;

Timsah, oyununu geliştirmeye devam ederken, fikstürde kağıt üzerinde daha kolay görünen Balıkesir ve Keçiörengücü maçlarını da kazanması halinde, takımda; hem özgüven tavan yapar, hem de bugün play-off potasıyla aramızda olan 7 puanlık fark, çok daha aza inebilir.

Ayrıca, Bursaspor'un üzerindeki takımlardan 5'i (Manisa FK, Adana, Altınordu, Denizli, Menemen) ilerleyen haftalarda dinleneceği için, Timsah'ın 3'te 3 yapması durumunda, bu ekiplerden birçoğunu geçeceğini düşünüyorum.

3 MAÇA ÖZEL PAKET PRİM

Bu arada Bursaspor yönetiminin, takımın 3 maçı (Bolu, Balıkesir, Keçiörengücü) kazanması halinde, çok özel bir paket prim vermeyi planladığını öğrendim.

Normalde, iç saha galibiyetine 10 bin, deplasman galibiyetine ise 15 bin lira prim veriliyor.

Bu 3 maçın kazanılması durumunda, toplamda 35 bin lira tutan primi, ekip lideri ve 2.Başkan Emin Adanur'un, "çok özel paket prim" olarak vermeyi planladığını öğrendim.

LUKA CAPAN NASIL KAPTAN OLDU?

Bolu maçında kaptanlık bandını görünce, "acaba kaptanlık el mi değiştirdi?" diye düşündüm ve bu durumu pazartesi sabahı yönetime sordum.

Öncelikle şunu belirteyim:

1.Kaptan yine Emirhan Aydoğan. Burada bir değişiklik yok. Bence de olmamalıydı zaten...

Yani, Emirhan oynadığı zaman yine takımın başınsa kaptan çıkacak.

YÖNETİM FUTBOLCULARLA KONUŞTU

Kocaeli kampı zamanında yönetim, oyuncularla da konuştuktan sonra, kadroda 8 yabancı olmasından da hareketle, takımda iletişimi yüksek olan ve lider kişiliğiyle dikkat çeken Luca Capan'ın 2.kaptanlığa getirilmesi kararını, teknik adam ve kaptanlarla da görüşerek vermiş.

26 yaşındaki Hırvat stoperin, İngilizce bilmesi ve takımdaşlık duygusunun yüksek olması nedeniyle böyle bir karar alındığı bilgisine ulaştım.

2.Kaptan Burak Altıparmak da 3.Kaptan olmuş.

Ardından da Aykut Akgün ve Onur Atasayar'ın geldiğini öğrendim.

PERSONELİN ALACAĞI VAR MI?

Son olarak...

Ali Ay yönetiminden itibaren o süreçte görev yapan son 3 yönetimde de, kulüpte çalışan personelin biriken maaşları sık sık haber olurdu:

"Çalışanlar, şu kadar aydır maaş alamıyorlar" diye...

Bu yönetim dönemindeyse, kulüp personelinin geçmişten alacağı olmadığını öğrendim.

Biliyorum;

Bu durum, zaten olması gereken normal bir şey...

Hatta, "Ödeyecekler tabii, bunun haber değeri yok ki" diyebilirsiniz.

Haklısınız...

Ancak, Özlüce ve Vakıfköy'de geçmişte 6 ay kadar maaş alamayan çalışanları hatırlayınca, bu dönemde, oluşturulan kaynak çerçevesinde, yapılan doğru icraatların da altını çizmek istedim.