Serkan Yetişmişoğlu

Serkan Yetişmişoğlu

serkanyetismisoglu@bursadabugun.com

Efsane mikrofon: Halit Kıvanç

2022.10.26 01:47 - Son Güncellenme: 2022.10.26 02:06
A

Çocukluğumuzun spor efsaneleri eksilmeye devam ediyor...

Dünyadan;

Socrates...

Johan Cruyff...

Diego Armando Maradona...

Paolo Rossi...

Çocukluğumun ve gençliğimin yeşil sahalardaki büyük yıldızları, birer birer göçüp gitti bu dünyadan...

RENKSİZ TV'LERİN RENKLİ YILDIZLARI

Siyah beyaz ekrandan izleyip hayran olduğum Dünya Kupaları'nın en renkli isimleriydi, girişte yazdığım efsane futbolcular...

Bir de bu efsaneleri bize anlatan, aktaran unutulmaz isimler vardır TRT'de...

Daha geçen hafta adı Eurovision ile özdeşleşen TRT'nin efsane spikeri Bülend Özveren'i 79 yaşında kaybettik.

O, 1 NUMARADIR

Atletizm, artistik patinaj ve olimpik sporlar denince Kenan Onuk, Naim Süleymanoğlu'nun dünya rekorları ve futbol maçları denince Hüseyin Başaran, tenis diyince Fahri İkiler, basketbol yorumculuğu denince İsmet Badem gibi kaybettiğimiz sembol spiker ve spor adamları da gelir aklımıza...

MİKROFONLARIN KRALI

Ama, radyo ve tv spor spikerliği ve de Dünya Kupası denince, akla ilk o gelir:

Halit Kıvanç...

Çünkü o; hepsinin üstadı, yani 1 numaradır!

Üstattır,

Ekoldür,

Ustadır ve

Hocaların hocasıdır.

Hatta bana göre;

Adı mikrofonla özdeşleşen "Mikrofonların Kralı"dır Halit Kıvanç...

İLK KEZ 1974'TE TANIŞTIM

Federal Almanya'daki 1974 Dünya Kupası'nda henüz 5 yaşındaydım...

Tekirdağ Marmara Ereğlisi'nde, babamın Bursa Bölge Müdürü olduğu Sigorta şirketinin dinlenme tesislerinde yaz kampındaydık.

4-5 yaşından beri babamın elini tutup, Bursaspor'un Atatürk Stadı'ndaki maçlarını izlemeye giden bir çocuk olarak, zaten futbola sevdalanmıştım.  

Lokaldeki 61 ekran tüplü televizyondan Almanya'nın Hollanda'yı yendiği final maçını iyi hatırlıyorum.

Münih Olimpiyat Stadı'nda 74 bin seyirci önünde, Batı Almanya'da kaleci Sepp Maier, sakallı sol bek Breitner, "İmparator" Beckenbauer, Bonof, efsane golcü Gert Müller ve Höness zihnime kazınmıştı.

Portakallar'da, "Sarı Fare" lâkaplı Kaptan Johan Cruyff, Neeskens dikkatimi çekmişti.

İLKLER UNUTULMAZ

Maçı TRT'den; sonradan tanışma fırsatı bulduğum spiker Tansu Polatkan ve büyük usta Halit Kıvanç anlatıyordu.

Panzerler, evindeki finali 2-1 kazanıyor ve kupayı İmparator Beckenbauer kaldırıyordu.

İşte o günden itibaren kulağımda yer etti Halit Ustamızın kendine has üslubu ve emsalsiz anlatımı...

5 PARMAĞINDA 5 MARİFET

Sadece spor spikeri ve spor yazarı olarak değil;

Eğlence ve yarışma programlarını sunan, güzellik yarışmalarını takdim eden, mizah yazıları yazan; kısacası 5 parmağında 5 marifet olan efsane bir isimdi.

Spor, magazin, mizah gibi icra ettiği her alanda ekol olan "abide" bir yayıncı ve gazeteciydi.

Radyodan maç anlatırken, karşılaşmayı televizyondan izler gibi olurdunuz.

Adeta gözünüzde canlanırdı mücadele...

Unutulmaz sesiyle aktardığı tüm organizasyonların hakkını fazlasıyla verirdi.

Bir gün Ankara'dan 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği'ni anlatırdı.

Başka bir gün radyodan maç...

Örneğin;

Bir yılbaşı programında "Sanat Güneşi" Zeki Müren'le röportaj yaparken, güzel ve temiz Türkçeye sahip iki efsanenin doyumsuz sohbetini izlerdik ekrandan...

TRT'NİN TEMEL TAŞLARINDANDI

TRT tarihinin temel taşlarından biriydi Büyük Üstad...

Tansu Polatkan, İlker Yasin, Ercan Taner, Levent Özçelik, Erdoğan Arıkan, merhum Hüseyin Başaran gibi daha birçok ustanın da ustasıydı...

HER DAİM MÜTEVAZIYDI

TSYD Genel Merkezi'nde tanışıp, ayaküstü de olsa İstanbul ve Antalya'da 2 kez sohbet etme şansı bulmuştum.

Yaşı 89 da olsa, 92 de olsa, kendisinden çok genç bir gazeteciyle konuşurken bile mütevazılığı elden bırakmıyordu.

"Siz, bizim idolümüzsünüz Hocam" dediğimde;

"Estağfurullah" diyerek söze başlamıştı.

Oysa, 1974'ten bu yana siyah beyaz ekranlarda anlattığı maçlar ve sunduğu programlarla büyüdük hepimiz...

Benim için Dünya Kupası demek, Halit Kıvanç'ın sesi demekti.

Çünkü, son dönem dışında bütün Dünya Kupalarında O'nun sesi vardı.

PELE'Yİ TÜRKİYE'YE TANITAN GAZETECİ

Bir de...

1958 Dünya Kupası'nda henüz 18 yaşında olan Pele ile Milliyet'e yaptığı röportajla Brezilyalı efsane golcüyü Türkiye'ye ilk tanıtan gazeteci-spiker Halit Kıvanç'tı.

ADINI YAŞATMAK İÇİN...

Bugünden itibaren spor camiasına düşen görev;

TRT'de Halit Kıvanç Stüdyosu ve Spiker Eğitim Merkezi...

TSYD'de Halit Kıvanç Spor Müzesi...

Başta İstanbul olmak üzere birçok Spor Akademisi'nde Halit Kıvanç Kampüsü...

İletişim Fakültesi'nde Halit Kıvanç Kütüphanesi gibi tesis ve merkezlere adını vererek, bu marka ismi yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak olacaktır.

Mesela;

Yıllarca çalıştığı TRT veya Milliyet Gazetesi tarafından her yıl başarılı spor gazetecileri ve spor spikerlerine "Halit Kıvanç Spor Ödülleri" de verilebilir.

DÜNYA KUPASI'NDA HALİT KIVANÇ STÜDYOSU

Hatta...

Önümüzdeki ay Katar'da başlayacak Dünya Kupası'nda; TRT tarafından Doha'da bir "Halit Kıvanç Stüdyosu" kurulsa ve yorumlar oradan yapılsa, sizce de güzel olmaz mı?

Bunlar, acı haberi aldıktan sadece 2 saat sonra aklıma gelenler...

Tabii ki, bu fikirler daha da çeşitlendirilip zenginleştirilebilir.

Ama, adım gibi eminim ki;

TRT'nin spor arşivini ezbere bilen değerli spiker ve programcı dostum İbrahim Kırkayak, Kıvanç'ın anlattığı maçlar ve yaptığı unutulmaz röportajlardan oluşan "Efsaneye saygı duruşu" tarzında müthiş bir program yapacaktır.

Sözün özü...

Seni, o hep gülen yüzün ve bir sanatçı ruhuyla şiir gibi anlattığın tarihi maçlarla hatırlayacağız.

Mekanın Cennet olsun Büyük Usta...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları