Mahmut Uçakcan

Mahmut Uçakcan

Geleceğimiz tehditte

2023.08.23 09:32 - Son Güncellenme: 2023.08.23 09:33
A

Çanakkale'de büyük bir felaketle karşı karşıyayız: Orman yangınları. Sadece Çanakkale mi? Hayır. Bursa'da gördüğümüz yangınlar ve daha önce yanan ormanlar...

Bu yangınlar sadece ağaçları ve bitki örtüsünü yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda içinde barındırdığı canlıları ve geleceğimizi de tehdit ediyor.

Gazetelerde okuduğumuz, televizyonlarda ve sosyal medyada izlediğimiz üzere, yangınlar yerleşim yerlerine yaklaşıyor ve hızla yayılmaya devam ediyor. Ancak, yangınların yalnızca birer doğal afet olarak görülmesi, asıl problemi görmezden gelmemize neden olabilir.

Ormanlar sadece yeşil alanlar değil, aynı zamanda dünyamızın akciğerleri.

Oksijen üretiminin büyük bir kısmı ormanlarda ortaya çıkarken, karbondioksit emilimi de burada gerçekleşiyor. Ormanlar olmadan sadece canlılar değil, insanlar da yaşayamaz.

Üstelik, biyolojik çeşitlilik açısından da ormanlarımız büyük öneme sahip. Birçok endemik tür, bu alanlarda yaşamını sürdürüyor ve yangınlar sonucu bu türlerin yok olma riskiyle karşı karşıyayız.

Yangınların etkisi sadece ekosisteme zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda ekonomimize de darbe vuruyor. Ormanlar turizmin yanı sıra ahşap ve diğer orman ürünlerinin elde edildiği kaynaklar olarak da kullanılıyor. Yangınlar sonucu bu ekonomik değerler de büyük ölçüde kayboluyor.

Peki, ne yapmalıyız?

Öncelikle, orman yangınlarının insan faktörüyle ne kadar yakından ilişkili olduğunu anlamalıyız. İnsan kaynaklı ihmal veya dikkatsizlik sonucu çıkan yangınlar oldukça yaygın. Sigara izmaritleri, piknik ateşleri, terk edilmiş kamp ateşleri ve ormanlarda bıraktığımız çöp gibi unsurlar yangınlara davetiye çıkarıyor. Eğitim ve farkındalık çalışmalarıyla bu tür riskleri minimize edebiliriz.

Ve pek tabi ki siyasetçilerimizi de sahada daha fazla görme arzumuzu unutmayalım.

Aynı zamanda, yangınlar çıktığında hızla müdahale etmek de hayati önem taşıyor. Yangın söndürme ekiplerinin teknolojik ve lojistik destekleri artırılmalı, erken uyarı sistemleri güçlendirilmeli ve yangınlar söndürülmeden önce daha fazla alanın tahrip olmasının önüne geçilmelidir.

Unutmayalım ki, orman yangınları sadece ağaçların yanması değil, aynı zamanda doğanın ve insanlığın bir parçasının kaybıdır. Geleceğimizi korumak, oksijenimizi temin etmek ve doğal zenginliğimizi sürdürmek adına ormanlarımıza sahip çıkmak hepimizin görevi.

Belki de bugün attığımız adım, yarının nefes alabileceği bir dünya oluşturmanın anahtarı olacaktır.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları