Deprem kapıda ama hazır değiliz

2020.12.11 10:15 - Son Güncellenme: 2020.12.11 10:15
A

Zor günlerdeyiz..

Korona salgını hayat akışlarımızı, normal yaşamlarımızı anormalleştirdiğinden beri önceliklerimiz de değişti.

Şu an en önemli sorun ne sorusuna verilecek yanıtlar belli..

Covid-19.

Ekonomi..

Deprem..

Sağlık her şeyin önünde desek de çoğu zaman aklımıza getirmekten korktuğumuz DEPREM en ön sıraya yerleşiyor aslında.(sıralama kişilere göre değişebilir)

Televizyon kanallarında sürekli beklenen büyük İstanbul depremi denilse de bana göre Marmara depremi diye tanımlamak daha doğru..

Peki..

Bursa depreme ne kadar hazır?

Kaçak yapı cenneti kentimiz olası deprem için ne gibi hazırlıklar yaptı ya da yapıyor?

Bu soruyu bu kentte yaşayanlar adına Bursa büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'a sordum.

Hiç düşünmeden 'Hazır değiliz' yanıtını verdi Başkan Aktaş.

'Deprem bir kültür meselesi...

Kimse rant beklemesin bizden.

Dönüşüm adı altında fark ödemeden yeni ev sahibi olmak isteyenler var.

Böyle bir şey mümkün olamaz.

60-70 bin tl fark ödemeden yeni ve güvenli ev sahibi olmak imkansız.

70 bin konut var kentimizde dönüşmesi gereken.

1050 konutlar gündemimizde.

Aslında 2 bin 794 konut var o bölgede.

5 bin konut nasıl olur?

Bunun hesabını nasıl veririm?

Acı tabloyu herkesin önüne koyacağız.

Vatandaşlarımız cebinden 5 kuruş çıkmadan yeni ve güvenli ev istiyor.

Maalesef bu mümkün değil.

Müteahhit firma ve konut sahibi karşılıklı fedakarlık yapacak ve güvenli binaların sayısı artacak.

Yoksa...

Bu sarmaldan çıkamayız'.

Deprem ve kentsel dönüşüm bir bütün.

Depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi için dönüşüm şart.

Akademik bilim kurulu oluşturuyormuş Büyükşehir belediyesi bu konu için.

Akademik Oda'ların katkısı çok önemli...

Yerel yönetimler çoğunlukla Akademik Odalarla aynı masa etrafında toplanmaktan hoşlanmaz.

Bilim kurulunda eminim ki oda yetkililerinin görüşleri işleyişi hızlandıracak ve doğru planlama yapılmasını sağlayacaktır.

Ne yazık ki deprem önceliğimiz.

Güvenli yapılarla şiddeti yüksek depremleri en az hasarla atlatabilmek mümkün.

Karşılıklı fedakarlıkla çözülecek bu konuda rant değil kurtulacak hayatlar aklımızdan hiç çıkmamalı.

En son yaşanan İzmir depremi umarım ders almamıza vesile olmuştur.

1999 depremi öncesi inşa edilen binaların kontrollerinin mutlaka yapılması gerekliliğini anladık sanırım.

Gözle göremediğimiz küçücük bir virüsün tüm dünyaya kafa tuttuğu bu günlerde mal ve mülkün değerini tartışmaya gerek var mı?

Öyleyse..

Devlet uygun kredi verecek, belediyeler müteahhitlerin değil vatandaşın haklarının korunmasına destek olacak ve vatandaş da güvenli yapılarda yaşamak için fedakarlık yapacak.

Bu yapı kurulabilirse ne deprem ne de binalar öldürmez..


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları