Genel bir sokağa çıkma yasağı riskli

2020.03.25 07:06 - Son Güncellenme: 2020.03.25 07:06
A

Bazen tek yönlü bakabiliyoruz. 
Önümüze çıkan krizi yenmeye odaklanıyoruz. 
Ve "bu sorun çözülsün yeter" diyebiliyoruz. 
Sonrasını pek hesaba katamıyoruz. 
Algı yönetimiyle uğraşan aktörler de bu düşünceye odaklanmamıza yardım ediyor doğal olarak. 
Böylece doğru olduğuna inandığımız konunun üzerine gidebiliyoruz. 
Oysa devleti yönetenler için durum farklı. 
Kimi zaman toplumdaki bireylerin olmazsa olmaz gördükleri ve acilen adım atılması gerektiğini düşündükleri konularla ilgili yöneticilerin alamadıkları kararları eleştirebiliyoruz. 
Tıpkı başlıkta belirttiğimiz husus gibi. 
*
Konuya birçok açıdan yaklaşmak mümkün elbette. 
Yani genel bir sokağa çıkma yasağını savunanları haklı çıkaracak bir çok argüman öne sürülebilir. 
Doğrudur. 
Fakat bu kararın belirli riskler doğurma ihtimalini de göz ardı etmemek gerekiyor. 
Bu yönde çağrı yapan iyi niyetli vatandaşlarımızı tenzih ediyoruz.
Zira bu düşünceye sahip olanlara bulundukları bakış açısı itibariyle kızamayız. 
Ama bu düşünceyi destekleyen ve güdüleri harekete geçiren profesyonel algı yönetimi uzmanları yok değil. 
Ve ne yazık ki, süreçte Cumhurbaşkanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın başarılı görülmesine tahammül edemeyenler az değil. 
Hal böyle iken; genel bir sokağa çıkma yasağının uygulanmasını isteyenler devlet kurumlarının işleyişini zorlaştırabileceği, ekonomi politikalarının zora gireceğini hesaba katmıyor olabilirler. 
Üretim ve tedarik zincirinin kopmasının, istikrarın temel unsuru olan para kazanma ve tüketim halkalarının kopmasına neden olabileceğini düşünmüyor olabilirler. 
Bu durumun da milli güç unsurlarının sekteye uğramasıyla birlikte kamu düzeni ve toplumsal yaşamın çökme riskiyle karşı karşıya kalabileceğini öngörememiş olabilirler. 
Böylece genel bir sokağa çıkma yasağı hem toplumu ve devleti, hem dayanışmayı hem de mücadeleyi ve devletin dirliğini zedeleyebilir. 
Yani maksadını aşan ve süresi belli olmayan bu genel sokağa çıkma yasağının uygulanması halinde büyük istikrarsızlıklara, huzursuzluklara belki gıda temininde zorluklara ve güvensizliklere yol açabilir. 
Ayrıca ülkede kaotik bir ortamın oluşmasına bile neden olabilir. 
Bu riskler göz ardı ediliyor olabilir.
Bunun yerine yöneticilerimizin yönlendirmelerine uyarak belirli yaş ve risk gruplarına uygulanan sokağa çıkma yasağı, temastan kaçınma ve hijyen kurallarına uymaya özen göstermeliyiz. 
Daha doğrusu devletimizi yönetenlerin telkinlerini dikkate almalıyız.
Güvenmeliyiz. 
Esnek çalışma modelleri ve eğitimdeki alternatif yöntemler önemli adımlar olarak görülüyor zaten. 
*
Sonuç olarak genel bir sokağa çıkma yasağını en son çare olarak görmek gerekiyor. 
Ve bu süreçte yetkililerin uyarılarını dikkate almak önem arz ediyor. 
Sağlığımıza yönelik gerekli hassasiyeti göstermekle birlikte devletimizin birliği ve devamlılığı için de çarkların dönmesine fırsat vermeliyiz. 
En azından imkanlarımız el verene kadar. 
Eğen son çare sokağa çıkma yasağı kalırsa o zaman bu karara saygı duyulacaktır. 
Unutulmamalıdır ki, devlet zafiyete uğrarsa bu kez sağlımızın dışında başka kaygılarla uğraşmak durumunda kalabiliriz.
Bu topraklarda en ufak bir otorite boşluğuna en küçük bir kaosa imkan verilmesi düşünülemez.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları