Deprem gerçeğini deprem olunca hatırlıyoruz

2020.01.26 10:36 - Son Güncellenme: 2020.01.26 10:36
A

Aslında 1999 depremi aklımızı başımıza getirmişti.

Önce Gölcük sonra da Düzce depremleri, depremle yaşamamız gerektiğini bir kez daha öğretmişti.

Geçmiş tecrübelerden ders alınması gerektiğini hatırlatmıştı.

Siyasi irade, kamu yönetiminde yer alan görevliler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımız bu gerçekle yüzleşilmesi gerektiğinin farkına varmıştı.

Gerçekten de söz konusu deprem sonrasında yeni binaların yapımıyla ilgili önemli düzenlemelere gidilmişti.

Mevzuatta kayda değer düzenlemeler yapıldı ve katı kurallar getirildi.

Yeni inşa edilen binaların daha dayanıklı olması sağlandı.

İlk başlarda tüm binaların depreme dayanıklılıklarıyla ilgili tespit çalışması yapılacaktı.

Dayanıksız binalar yıkılacaktı.

Gemlik gibi fay hattında olduğu düşünülen bölgelerde binalar yıkılıp halk başka bölgelerde inşa edilecek evlerine taşınacaktı.

Önemli adımlardı bunlar.

Zira kaçınılmaz bir gerçek olan deprem engellenemeyeceğine göre hazırlıklı olmaktan başka çare yoktu.

Ancak, yönetimlerin de vatandaşların da önemli bir hastalığı vardı.

O da yeni bir deprem oluncaya kadar unutmak.

Belki ekonomik durumlar belki de başka öncelikler yapılması gerekenlerin ötelenmesine yol açtı.

Zaman zaman hatırlandı elbette.

1999 yılının 17 Ağustos'unda, Kasım ayının 12'sinde anma etkinlikleri düzenlendi ve televizyonlarda haberlere konu oldu.

Yine 2011 yılındaki Van depremi ve günümüze kadar gelen etkisi küçük gibi görünen çeşitli depremlerle hatırlandı.

Ve şimdi de Elazığ depreminin yıkıcı etkisiyle karşılaşılınca ülke gündeminde ilk sırayı aldı.

Ama acı haberlerle birlikte.

*

Unutulmamalıdır ki, deprem bir doğa olayıdır ve engellemek mümkün değildir.

Yapılacak şey, gerekli önlemleri alarak vereceği zararı ve tahribatı azaltmaya çalışmaktır.

Ötesi yok.

Bunun için de depreme hazırlık hep öncelikli gündem olmalıdır.

Hep ülkemizi yönetenler açısından hem de vatandaşlar açısından.

*

Ne yazık ki, tarihteki depremlerden alınması gereken dersler unutma hastalığına yenik düşerken, 'plansız planlı' yapılaşmalara yönelik taleplerde azalma hiç olmadı.

Yeni yerleşim alanları belirlenirken, sermayeye hükmedenlerin daha fazla kazanma hırsı deprem gerçeğiyle yüzleşmenin önüne geçti.

Depreme dayanıklılık testlerinde ortaya çıkan maliyete katlanmak bile zor geldi.

Bırakın yıkıp yenisini yapmayı...

Bursa özelinde konuşulacak olunursa, kentsel dönüşüm hususu daha fazla para kazanılacak yerlerde ilgi gördü.

Asıl ihtiyaç olan bölgeler müteahhit firmalardan ilgi görmediği gibi bina sahipleri de konuya deprem gerçeği penceresinde yaklaşamadı belki de.

Başka vilayetlerde de farklı değildir herhalde.

Şüphesiz sayısız cümle kurulabilir.

Uzmanların görüşleri doğrultusunda birçok tespit buradan paylaşılabilir.

Ama ne yazık ki, bir süre sonra deprem gerçeği yeni bir depreme kadar gündemimizden düşecektir.

*

Türkiye'nin öncelikli gündemi bölgemizde yaşanan hareketlilikler nedeniyle güvenlik ve ekonomi olabilir.

Doğrudur.

Son derece iki önemli konu.

Ancak deprem gerçeğini de unutmamak ve unutturmamak da hayati bir mesele.

Merkezi idareden başlayarak yerele doğru bir dizi kararların alınması şart.

Yönetimlerin daha katı kurallar koyması, mevcut idari birimlerin çok daha üstünde ve işlevsel birimler kurulması faydalı olabilir.

Deprem gerçeğinin unutulmasını engelleyebileceği gibi insan hayatının para kazanma hırsından da başka önceliklerden de kıymetli olduğu hatırlatılmış olur.

Bursa'da da merkezi idarenin mevzuat ve yapılanma bazlı kararlarını beklemeden samimi şekilde harekete geçmesi önemli olacaktır.

Vali Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, Gemlik Belediye Başkanı Uğur Sertaslan, Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, Orhangazi Belediye Başkanı Bekir Aydın, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, Yenişehir Belediye Başkanı Davut Aydın, İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin, Büyükorhan Belediye Başkanı Ahmet Korkmaz ve Harmancık Belediye Başkanı Yılmaz Ataş'ın deprem gerçeğini hiç unutmamaları ve ellerinden geldiğince adımlar atmaları elzemdir.

Mutlaka atabilecekleri adımlar vardır.

Ve elbette belediye meclis üyeleri, siyasi parti yöneticileri, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların bu konuyu gündemlerinden hiç düşürmemeleri olmazsa olmazdır. 

Deprem sonrası gösterilen dayanışma hazırlık aşamasında da olmalı.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları