Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Turizmci gözüyle 'Tabakhaneler Bölgesi' için 'babayiğit' çıkar mı?

2022.05.05 10:54 - Son Güncellenme: 2022.05.05 10:54
A

Turizm ve konaklama sektörü, ekonomik dalgalanmaların ve pandeminin en fazla etkilediği sektörlerin başında geldi.

Bacasız sanayi olarak da anılan turizm sektörü, ekonominin zor bir süreçten geçtiği şu günlerde yaz döneminin gelişiyle yeniden Türkiye'nin can simidi olmaya hazırlanıyor.

TL'nin döviz karşısında değerini yitirmesi yabancı turistler açısından Türkiye'yi tatil cenneti haline getirirken turizmci, sektörün pandemi ve Rusya - Ukrayna savaşına rağmen eski parlak yıllarına geri dönmesini bekliyor.

Bursa turizm cephesine baktığımızda ise, ilk önce aklıma eski adıyla Tabakhaneler olan Sıcaksu Bölgesi ve turizm sektörünün olmazsa olmazı ulaşım geliyor.

Turizm sektöründe ulaşım denilince de, Yenişehir Havalimanı ve Bursa yüksek hızlı tren hattı çağrışım yapıyor.

BİRAZ GEÇMİŞE GİDELİM...

Bursa'da yıllardır kangren halini alan, önceleri kentin dışında olması nedeniyle önemli bir sorun teşkil etmeyen Tabakhaneler Bölgesi'nin zamanla kentin merkezinde ve en değerli bölgesinde kalması, beraberinde de çeşitli sorunları getirmişti.

Özellikle 2000'li yılların başından itibaren kentin dışına taşınması ile gündeme gelen Tabakhaneler, bunun üzerine 2010 yılından itibaren bölgedeki deri üreticileri Badırga'daki sanayi bölgesine taşınmaları sağlanmış, fakat çevresindeki yapılar için molozlar sıkıntı kaynağına dönüşmüştü.

Bursa'nın yeni cazibe merkezi haline dönüştürülmesi ve boşaltılan alanda büyük 'termal projesi' olarak planlanan eski adıyla Tabakhaneler olan Sıcaksu Bölgesi'nde, proje hayata geçirildiğinde Bursa'ya ve adına yakışır bir merkez haline geleceği hedeflenmişti.

Alanın büyüklüğü ise hedeflenen termal projesine yatırımcı bulma güçlüğünü de ortaya çıkarmıştı.

Aynı zamanda kentsel dönüşüm ile birlikte TOKİ ve yüksek yüksek binalar da gündemde yerini almıştı.

Duyumlara göre, eski adıyla Tabakhaneler olan Sıcaksu Bölgesi'nde hedeflenen termal projesine yatırım yapacak babayiğit arayışı hala devam ediyor.

"BİZ GERÇEK BİR TERMAL ŞEHRİ DEĞİLİZ"

Türk turizminde kongre turizm denilince akla ilk gelen isim olan ve yurtiçi ve yurtdışında da sayısız başarılı işlere imza atan Plaza Turizm Genel Müdürü Serdal Can ile sohbetimizde Tabakhaneler Bölgesi'ni hatırlatarak, "Termal turizm bölgesi olabilir mi?" diye sordum ve turizmci gözüyle anlattı:

"Yıllar önce Bursalı turizmcilerle birlikte yurtdışında belirli termal bölgelerini ziyaret ederek, araştırmalar yapmıştık.  Bunun sonucunda, 'Biz gerçek bir termal şehri değiliz' bulgusu ortaya çıktı. Tarihi dokusu, yemek kültürü, konumu, suyu ile en iyi olanakların Bursa'da olmasına rağmen, ne yazık ki turistin istediği standartları sağlayamıyoruz. Peki, turist ne istiyor? İki tip sağlık turizmi var. Otelci açısından baktığımızda, Afyon termal turizmine gelen turistlerin konaklama sürelerinde kâr yok. Bursa'ya da o termali kullanan müşteriler geliyor, fakat Arap turistlerin beklentileri ise çok daha farklı. Arap turist termali sever, fakat sıcağı çok sevmez. Diğer taraftan da başta ülkelerden gelen yabancı misafirleri de ağırlamaya devam ediyoruz. Dolayısıyla Bursa çeşitli kombinasyonla büyüyor. Bazen şöyle bir ifade kullanılıyor; 'Afyon kadar olamadık!'.  Zaten Bursa turizmi, Afyon kadar olmayı istemedi ki! Eski adıyla Tabakhaneler olan Sıcaksu Bölgesi'nde termal başlıklı bir bölge oluşturulmasıyla birlikte yerleşim içerisine küçük dükkânlar ve müthiş bir sağlık merkezi düşünüldü. Hatta o sağlık merkezinde de kalınmasın, başka otellerde kalınsın ama günlük kullanılsın ve turizme hizmet açısından belki evlerde yapılabilir denildi. Fakat o bölge, dönüm olarak çok büyük bir alanı kapsıyor. O dönem gerekli yatırımlar için çok uğraşıldı. Bahsedilen yatırım karlılık açısından çok yüksek bir yatırım olmadığı için kimse yanaşmadı, sonrasında da yatırımcılar vazgeçti. Zaman içerisinde basında orası için TOKİ olacak, yüksek yüksek binalar, çirkinleşecek ve bir kısmı AVM olacak gibi söylentilerde çıkmıştı. İşin o kısmını bilmiyorum... "

"ENDİŞELERİM VAR"

"Yüksek binalar olmayacağını çok net biliyorum" dedi ve ekledi:

"İşin o kısmını bilmiyorum, ama yüksek binalar olmayacağını çok net biliyorum. Aynı zamanda BUSİAD Yönetim Kurulu'ndayım. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, sanki bir miktar TOKİ ile ilgili çalışmalar yapma niyetinde. BUSİAD iftar programımıza Başkan Alinur Başkanı davet ettik. Uzun yıllardan sonra ilk defa BUSİAD ve belediye kaynaşması oldu. Herkesin çok keyif aldığı bir toplantı gerçekleşti. Başkan yaptığı açılamalarda bu konuya da değinerek, "Orası çirkinleştirilmeyecek. Ama çok büyük olduğu ve yatırımcı da bulamadığımız için ne yapılacağı şuanda bilinemiyor" demişti. Muhtemelen küçük parçalara bölecekler ve termal ağırlıklı bir şey olacak. Orası profesyonel bir yönetim anlayışı, doğru inşaat yapısı ve uygun bir proje ile ilerlerse, Bursa önemli kazanımlar elde eder. Fakat 'yatırımcı kazanır mı?' işte bu noktada ciddi endişelerim var."

"BURSALI SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI..."

Turizm sektöründe ulaşım çok önemli bir kriter. Önce Yenişehir Havalimanı ile başladığımız, ardından "Bursa Hızlı Tren Hattı turizmi nasıl etkileyecek?" soruma ise, şu yanıtı verdi:

"Bursa'ya havalimanı değil, kongre merkezi lazımdı. Ama o kongre merkezi ise bir profesyonel turizm gözüyle olmalıydı. Dolayısıyla ben havalimanını hep bir kenara attım. Kongre merkezi oldu ama böyle yönetilmemeliydi, hala daha çok eksikleri var. Bursa'ya yabancı turist anlamında hiçbir katkısı yok. Uçak kısmı için Yenişehir yıllarca konuşuldu. İlk Yenişehir Havalimanı gündeme gelmeye başladığında, Bursa'ya bilet satmak isteyen şirketlerin satış acentesiydim. Evet, Bursa'da bir havalimanı olsun! Peki, bu havalimanı ne kadar uzaklıkta? En az 30 dk. Peki, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı ne kadar uzaklıkta? 40 dk. İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nda ne yok? Turist açısından freeshop ve hizmet yok, bina yetersiz ve geliş - gidiş zor. Fakat İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'ndan mutlaka bir yerden başka bir yer rahat uçak bulabilirsiniz. Turist konnekşını sağlayacak bir nokta arıyor, havalimanı aramıyor. Hatta birçok yerde de şunu ifade etmişimdir; Sabiha Gökçen Havalimanı ismini 'Bursalı Sabiha Gökçen Havalimanı' desek, o zaten zaman içerisinde Bursa havalimanı olur dedim. Bizim için yeterli olduğunu düşünüyorum. Fakat siz, Bursa'daki Yenişehir Havalimanını ayağa kaldırabiliyorsanız kaldırın, kaldıramazsınız. Özellikle Türk Hava Yolları (THY) bu kadar kısa mesafede hiçbir şekilde uçmaz. Yeni yapılan İstanbul Havalimanı müthiş bir yatırım ve gelebilecek turist sayısını arttırmak içinde müthiş çıkış noktasıdır. İstanbul Havalimanı, Türk Hava Yollarını çok geliştirdi ve doğu ile batıyı bir araya getirdi. İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı artık dolmuştu, bir günde 1096 uçak iniyordu. Ulaşımın en büyük kriterlerinden biri havayoludur."

"TREN YOLU YENİ YENİ DESTEK GÖRMEYE BAŞLADI"

"Tren yolunu çok önemsiyorum" dedi ve ekledi:

"O ülkeye vardıktan sonra diğer ulaşım kriteri ise; en kaliteli, güvenilir ve istek duyulan tren ulaşımıdır. Tren yolu yeni yeni destek görmeye başladı, çünkü öncelik karayolları ulaşımına verilmişti. Tren ön plana çıktığında; birçok lastik fabrikası, benzin istasyonları ve asfalt yapan firmalar ciddi etkilenecekti. Dolayısıyla tren yolu geride kaldı. Eski CHP Milletvekili rahmetli Kemal Demirel, yıllardır bu iş için çok koşturdu. Doğru olanda buydu, ama bunu yenmek çok zordu. Tren yolunu çok önemsiyorum. Örneğin, İngiltere'ye gittiğimde en keyif aldığım yer metrolardır. Hele Moskova'da metroların içi birer müze gibidir, istasyonları keyifle yürürsünüz. Mesela, Konya - Ankara arası tren yolculuğu müthiş bir kolaylık sağlıyor. Yıllar itibariyle karayollarının gelişmesinde de çok yol aldık. Bursa'ya hızlı tren projesi iç ve dış turizm için çok büyük katkısı olacaktır."

 "ARAP GRAFİĞİ DÜŞÜYOR"

Bursa turizminin önündeki risklere değindik:

"Aslında çok ciddi bir risk var. Örneğin; İstanbul ve Bursa otoyol bağlantısı geceleme oranını düşüren bir kriterdir. Mesela, 2016 yılından beri Incoming / Yurtiçi Rezervasyon Hizmetleri yapmıyorum. Arap turistin yoğun olarak gündeminde İstanbul, Bodrum, İzmir ve Sapanca var. Bursa kendini yenileyemediği için Arap turist oranı düştü. Bursa, sağlık turizminde körfez ülkelerinde çok emek harcadı. Burada da güçlü iletişim ve profesyonellik eksiğimiz var. 'İstanbul'un profesyonelliği nedir?' diyeceksiniz. Örneğin; İstanbul Acıbadem'de turist getirme departmanında 114 kişi çalışıyor ve her dil konuşuluyor. Çağrı Merkezi, hem doktor aşamasına kadar gelebilecek bilgileri veriyor, hem de turistik ihtiyaçlarına cevap verebilecek donanımlı kişilerden oluşuyor. Kısacası, paralı turistte İstanbul'u yenemiyoruz. Riskin en büyük başlığı ise, Arap grafiği düşüyor. Bunu görebilen profesyonel otelciler ise, başka destinasyonlara yöneliyor.

"ARAP KİTLESİNİ BİZİM YATIRIMCIMIZ YARATTI"

Bursa'nın Ortadoğu ve Arap turist pazarı var. Bu turistler Bursa'da ev almaya başladı ve konut arzı oluştu. Sizce, turizm gelirini azalttı mı?

1980'lerden sonra Bursa'ya ciddi anlamda Arap turist gelmeye başladı. İlk gelen Arap turistler otelleri tercih etmeyen ve ev kiralamak isteyen turistlerdi. Fakat o evlerin bir standartlarının olmaması ve ufak tefek hırsızlıkların olması misafir memnuniyetini azalttı. Daha sonra otelciler devreye girerek, ülke ziyaretleri içerisinde otellerini tanıttılar. Dolayısıyla 1987 -1988'lerde Arap turist yavaş yavaş otellere kaymaya başladı. İstanbul, Yalova ve Bursa için ciddi avantajlı bir dönemdi. Daha sonra Yalova, bu trendin çok gerisinde kaldı, ne otel ne de hizmet olarak kaliteyi tutturamadı. Trabzon ve Sapanca'da devreye girmeye çalıştı, onlar da tutturamadı. 8 sene önce Arap turist ev almaya başladı, fakat bu aslında Arap turistin kafasında olan bir şey değildi. Türk yatırımcılarımızın Arap ülkelerine ziyaretiyle başlayan ve ardından yap - sat işiyle Arap kitlesini bizim yatırımcımız yarattı. Hatta özel uçak kiralanıp, Kuveyt'ten Türkiye'ye para talep etmeden ev gezdirilmek üzere insanların getirildiğini ve sıcak satışların yapıldığını biliyorum. Biliyorsunuz ki, Araplar evleri kendi üzerlerine alamıyorlardı ve birçok Türk vatandaşının üstünde 200 tane ev tapusunun olduğu belli bir dönem vardı.

"OTELLER MEVCUT PORTFÖYÜNÜ KAYBETTİLER"

"Bu bize ne fayda sağladı?" ve ekledi:

"Ülkemize ciddi bir döviz girmesini sağladı, ama sürdürülebilir olan bir şey değildi. Bu durum otellerle olsa ne olurdu? Daha çok turizme akardı. Şimdi evi olan Araplar turistik hizmet olarak ne alıyorlar? Sadece uçak bileti, restaurant, berber, süpermarket ve rent a car hizmeti almaya devam ediyorlar. Belki baktığınız zaman getiri anlamında faydası bile olmuştur. 'Ama kime ne kaybı olmuştur?'derseniz, otellere kaybı olmuştur. Oteller mevcut portföyünü kaybettiler. Aynı zamanda da oteller ve seyahat acenteleri kolay şekil alabiliyorlar. Kuveyt'ten gelmiyorsa, Malezya'dan geliyor. Birçok otele en çok müşteri portföyü Uzak Doğu'dan geliyor. Yeni destinasyonlar ve pazarlar yaratıldı. Şu anda Sri Lanka'dan acenteciler burada, Bursa'yı tanıtıyoruz ve onlara paket turlar düzenliyoruz. Kültürel turlarla gelenlerin bütçeleri biraz dar ve ortalamayı düşüren bir kitledir. Sri Lanka Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Oman ve tüm körfez ülkeleri yıllardır çalıştığımız ülkelerdir."

"BURSA İÇİN EN GÜZEL YENİ DESTİNASYON JAPONYA"

Ardından devam etti:

"Bursa için en güzel yeni destinasyon Japonya. Çünkü Japonlar denizi sevmezler; termal ve yeşili severler, tarih meraklısıdır. Bursa, Japonlar için önemli bir değerdir. Bu tip turisti ancak yerinde ve iyi bir tanıtımla çekebiliriz. Yeni destinasyonlar yaratmak çok kolay değil, ciddi bir çalışma gerekiyor. Avrupa ülkelerinin dışında birçok ülke sıralayabiliriz. Mesela, Türkiye'de inanılmaz bir İran potansiyeli vardır. Hiç biri Bursa'ya gelmez; İstanbul, Bodrum ve Antalya'ya giderler."

"PROFESYONELCE BİR TANITIM OLMASI LAZIM"

"Turizm sektörü ekonominin zor bir süreçten geçtiği şu günlerde yeniden Türkiye'nin can simidi olacak mı?"sorumu şöyle yanıtladı:

"Evet, turizmde ciddi bir gelir söz konusu. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye'nin yeni tanıtım stratejisine ilişkin, tanıtımının yapılmasına ihtiyaç duyulan bölgelerin ön plana çıkarılması için ciddi çalışmalar başlatmıştı. Bakanlık tarafından kurulan TGA çok başarılı çalışmalar yapıyor ve tanıtımın tek elden en profesyonel şekilde yönetiliyor. Örneğin, turizm alt yapısı istendiği kadar iyi seviyeye getirilmemiş bölgelerin kendi kendine tanıtımı, o tanıtımı aslında baltalayan bir unsur. Profesyonelce bir tanıtım olması lazım. Dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'u bu konuda çok destekliyorum. Pandemi nedeniyle seyahat edemeyenlerde ciddi bir tatil özlemi oluştu, bu 2022 rezervasyonlarına yansıyacaktır. Rusya ve Ukrayna turizm gelirlerimiz açısından ciddi bir paya sahip. Savaşın etkisi Türkiye turizmini birkaç sene emekleme seviyesine götürebilir."

"ACENTALARIMIZIN PLANLAMALARINI ZORLAŞTIRIYOR"

Döviz kurundaki yükseliş turizm için avantaj mı, dezavantaj mı? Turist başı harcama 2022'de ne olur?

Turizm sektöründe yüksek döviz kurlarıyla iş yapmak ciddi bir dezavantaj getiriyor. Yurtdışına giden turist açısından dövizdeki artış, bu alanda çalışan acentalarımızın planlamalarını zorlaştırıyor. Döviz kurlarında stabilitenin sağlanması ve dengelerin oturması büyük önem arz ediyor. Otelci gözüyle bakıldığında, yabancı para birimiyle satış yapmanın faydaları olduğunu düşünüyorum. Türkiye'ye yüksek döviz kuruyla para bırakan turist her zaman avantaj yaratır. Rusya ve Ukrayna krizi skalayı küçülttü.  Döviz kurunun yüksek olmasından dolayı yurtiçi satış fiyatları iç turizmi etkiledi. Örneğin, bugün 18 bin TL'nin altında yurt dışında bir yere Bayramda seyahat etme şansı yok. İyi bir turist ise, Türkiye'den giderken bin dolar bırakması lazım, ama bizde bu rakamlar 600 - 700 dolar civarlarında.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları