Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Makineciler ne istiyor?

2023.06.22 18:53 - Son Güncellenme: 2023.06.22 19:56
A

Biliyoruz ki, son dönemde TL'de yaşanan değerlenme nedeniyle yabancı para cinsinden elde edilen gelirlerin yurt içi maliyet artışları karşılamada yetersiz kaldı.

Enflasyon yüksek seyrederken çoklu döviz kurları oluştu.

Kestirilemez döviz talepleri de sanayicide sıkıntıya neden oldu.

Peki, makine sanayinde durum ne?

Makine sanayi 2023 yılında 500 milyar dolar olarak hedeflenen toplam ihracattan yüzde 20 pay almayı ve 100 milyar dolar makine ihracatı gerçekleştirmeyi hedefliyordu.

Yılın ilk 5 ayındaki rakamlara baktığımızda;

Makine imalat sanayisinin ihracatı serbest bölgeler dâhil edildiğinde 11,7 milyar dolara ulaştı.

Gelelim makineciler için önemli buluşmaya...

Makina İmalatçıları Birliği (MİB) iş birliğiyle Tüyap İstanbul Fuar ve Kongre Merkezi'nde MATEF Fuarı vardı.

Aynı zamanda yerli makine üreticilerini bir araya getiren ilk fuar özelliğini de taşıyor.

Fuarda Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede'nin de önemli mesajları vardı.

Konuşmasında makine sektörünün sadece en büyük imalat sektörlerinden birisi değil, aynı zamanda ileri imalat teknolojileri ve yüksek verimlilik açısından büyük bir öneme sahip olduğuna işaret ediyor.

 2015 yılında 5,8 dolar olan ihracat kilogram değerinin 2022 yılında 6 dolara yükseldiğine vurgu yaptı ve katma değerli ürün ihracatının öneminde dikkati çekiyor.

Makine sektörü ihracatının yeterli seviyede olmadığından yakındı.

"NEDEN DIŞ KAYNAKLI MÜŞTERİYE ULAŞAMIYORUZ?"

"Bizim hala 23-25 milyar dolar seviyelerinde kalmış olmamız Bakanlık olarak bizi rahatsız ediyor. İhracat pazarımızın yüzde 60'tan fazlası Avrupa Birliği ülkelerinde görünüyor. Ama Avrupa Birliği ülkelerinin de bir talep sınırı var. Avrupa pazarı bizim komşu pazarımız olduğu için kolay geliyor. Amerika pazarına bir irtibatımız olmaya başladı. Ama hala Uzakdoğu'yu, Afrika'yı Güney Amerika'yı kullanmıyoruz. Ve buralarda daha çok açık verdiğimiz görünüyor. Avrupa Birliği dışındaki kıta ülkelerinde hâlihazırda ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmek zorundayız."

Makine İmalatçıları Birliği (MİB) Başkanı S. Emre Gencer de sektör temsilcilerin beklentilerinin altını çiziyor.

Öncelikle fuarla ilgili mesaj veriyor:

"Bu yıl ilk defa düzenlediğimiz bu fuarın; makine sanayinde üretim gücümüzü dünyaya daha fazla duyurduğumuz, yeni pazar ve alıcılara ulaştığımız bir platform olarak ileriki yıllarda adından söz ettireceğine inanıyorum. Araştırmalar 2030 yılına kadar yıllık 60 milyar dolar makine ihraç eden ülke konumuna geleceğimizi göstermektedir."

Sektör olarak geçen yıl, son yılların ortalamasının da üzerinde bir artışla toplam 25,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiklerini hatırlatıyor.

Ve Avrupa'daki ekonomik yavaşlamaya dikkat çekiyor:

"2023 yılı ilk çeyreğinde makine ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 artarak 8,9 milyar dolar seviyesine ulaştı. Ancak bu yüksek oranlı artış trendini, bu yılın ilk aylarından itibaren en büyük pazarımız Avrupa'da ortaya çıkan ekonomik yavaşlama nedeniyle yılın kalan bölümünde sürdürmemiz olasılığı zayıftır. Son iki yılda güçlü seyreden iç piyasa talebinin de son iki çeyrekte zayıflaması sektörümüz açısından diğer bir olumsuzluktur."

Makine ve teçhizat yatırımlarında kesintisiz 12 çeyrek devam eden çift haneli büyüme döneminin 2022 yılı son çeyreğinde sona erdiğini ve yatırım harcamaları artışının bu çeyrekte yüzde 2 düzeyine gerilediğini gözlemlediklerini dile getiriyor.

İç ve dış pazarda yaşanan gelişmelerin makineciler tarafından önümüzdeki dönemde stok ağırlıklı çalışacaklarına ve dolayısıyla daha fazla işletme sermayesine ihtiyaç duyulacağına işaret ettiğine vurgu yapıyor.

Makine imalatçılarının uygun koşullu kredilere erişimine sağlanan kolaylıkların, yeni ekonomik programın uygulanacağı dönemde de devam ettirilmesini beklediklerinin altını çiziyor.

Sektör imalatçıları olarak dış talep kaynaklı risklerin ihracat üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmeye çalıştıklarını belirtiyor.

"Son iki yılda Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri pazarlarında, siyasi ilişkilerimizin gelişimine paralel olarak önemli mesafe kaydettik. Öte yandan Rusya ve Ukrayna, halen devam eden çatışmalara rağmen ihracatımızı hızla artırabileceğimiz diğer önemli pazarlarımızdır. Hükümetimizin, çatışmaların hemen başında bu iki ülke ile ticari ilişkilerimizi dış etkenlerden bağımsız olarak sürdürme kararı alması ihracatçı firmalarımızın her iki ticari ortağımız nezdindeki konumunu güçlendirmiştir. Nisan ayı sonu itibariyle Rusya ve Ukrayna'ya yönelik makine ihracatımızın geriye dönük 12 aylık dönemde 2 kattan fazla artması bu politikanın başarısını ortaya koymaktadır. Bölgeye yönelik ihracatımızın halen Rusya'ya uygulanmakta olan yaptırımlardan olumsuz etkilenmemesi için uygun önlemlerin proaktif olarak alınmaya devam edilmesi bizlerin pazardaki konumunu güçlendirmektedir."

Ancak, başta Rusya olmak üzere Çin ve diğer Uzak Doğu ülkelerinin uzun vadeli ve düşük faizli ihracat krediler ile desteklenen firmaları ile rekabette zorladığından yakınıyor.

"Dış satışlarımızı Batılı ihracat kredi kuruluşları ile rekabet edebilecek koşullarda on yıla kadar vadeli, ödemesiz dönemli ve düşük faizli ihracat kredileri ile desteklemekten geçmektedir. Yeni programdan diğer bir beklentimiz de, imalat sanayinde halen sürdürdüğümüz sanayinin dijital dönüşüm sürecinin hızlandırılmasıdır."

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2019 yılında uygulamaya geçirdiği 'Sanayi Hamlesi' programının başarıyla uygulanması sonucunda Türkiye imalat sanayinin, Sanayi 4.0 uygulamalarına geçişte büyük mesafe alacağına değiniyor.

Yeni OVP'de (Orta Vadeli Program) sürecin hızlandırıcı politika önlemlerine yer verilmesini ve daha fazla kaynak ayrılmasına işaret ediyor.

Teşvik sisteminin 'uluslararası rekabete hazır makine imalatçısı' niteliğini taşıyan firmalara odaklanacak bir anlayışla yeniden düzenlenmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Dikkat çeken diğer bir konuda 'Yerli Malı' üzerine...

"Yenilenmesini beklediğimiz diğer bir mevzuat da 'Yerli Malı' kullanımının özendirilmesine ilişkin düzenlemedir. Türkiye'nin makine ithalatı, geçtiğimiz ay geriye dönük son 12 ayda yüzde 17'lik artışla tarihi zirve olan 40 milyar doları aştı. Bu ithalatın azaltması için alınması gereken tedbirler arasında, mevcut Yerli Malı Tebliği'nin kötüye kullanımı önleyecek bir yaklaşımla yeniden şekillendirilmesinin ön plan çıktığını belirtmek isterim."

Avrupa Yeşil Anlaşması, Dijital Tek Pazar gündemi, enerji ve gıda güvenliği gibi temel politika alanlarında AB müktesebatına uyumunun her zamankinden daha da önemli hale geldiğinden, Dijital Tek Pazar ve Avrupa Yeşil Mutabakatı aynı zamanda korumacı düzenlemeler olduğunu ifade ediyor.

"Bu düzenlemelere uyumda geç kalmamızın ciddi pazar kayıplarına neden olacağı kuşkusuzdur" diyor.

Özetle...

Makine sektöründe teknolojik gelişmeler oldukça hızlı ilerlemektedir.

Dolayısıyla teknolojiyi kendi üreten bir ülke haline gelmek rekabette öncü olmak için gerekli şarttır.

Bununla birlikte yurtdışından makine ithal etmek yerine kendi üreten bir ülke konumuna gelmek, Türkiye'nin yüksek cari açığının düşürülmesine de katkı sağlayacaktır.

Bu potansiyele sahip bir ülkeyiz.

Ayrıca sektörde yer alan firmaların finansal kaynak bulma ve kredi kullanımı konusunda yaşadığı sorunlar sektörün gelişiminin önünde engel yaratıyor.

Dolayısıyla makine üreticilerinin rekabet edebilir ölçeklere taşınması yönünde bir strateji belirlenmelidir.

Makine sektörünün özgün ve yüksek katma değerli ürün üretmesi için devlet desteklerinin arttırılması gerekmektedir.

Makine üreticileri yüksek teknolojiyi kullanan alanlara daha çok teşvik edilmelidir


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları