Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

"Dilim dilim soyuluyoruz"

2022.10.11 17:42 - Son Güncellenme: 2022.10.11 17:42
A

DİSK'e bağlı işçi gruplarının sosyal medya hesabından yaptıkları vergi tepkisini sizlerle de paylaşmak istiyorum.

İşyerlerinden seslenen işçilerin içinde bulunduğu durumdan çıkarılacak önemli dersler olduğunu düşünüyorum.

 "Vergide adalet, gelirde adalet! Dilim dilim soyuluyoruz" diyen işçilerin sosyal medya paylaşımlarında sesler yükseliyor.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) sosyal medya paylaşımlarına göz attığımda;

'Gelirde adalet, vergide adalet!' sloganıyla...

DİSK: DİLİM DİLİM SOYULUYORUZ

Lastik işçileri şöyle sesleniyor:

"Yüksek enflasyon ve artan vergilerle alım gücümüz zayıfladı."

"Bizler kiralar, temel gıdalar ve eğitim harcamaları olsun almakta zorluk çekiyoruz."

"Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz."

"Vergi yükü sebebiyle temel ihtiyaçlarımızdan kısıyoruz, dilim dilim soyuluyoruz."

"Gelir vergisi oranı ücretlilerde yüzde 10'a düşürülsün!"

"Vergi tarife dilimleri en az asgari ücret veya yeniden değerleme oranında artırılsın!"

"VERGİ TARİFE DİLİMLERİ ARTIRILSIN!"

"İşyerlerinden sesleniyoruz" diyen bir grup işçi ise, şöyle sesleniyor:

"İşçilerin gelir vergisi oranı yüzde 10'a düşürülsün!"

" Vergi tarife dilimleri artırılsın!"

"Adil vergi, maaşlar yükseltilsin!"

"Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alsın!"

"Kazandığımızın çoğu vergi dilimlerine gittiği için ay sonlarında zorluk çekiyoruz."

DİSK'TEN VERGİ TEPKİSİ

Paylaşımları görünce Disk Genel-İş Sendikası Bursa 1 No'lu Şube Başkanı Selahattin Atak'ı aradım.

"Neler oluyor?" dediğimde Başkan Selahattin Atak, gelir vergisindeki adaletsizliğin ortadan kaldırılmasını talep ettiklerinin altını çizdi.

Bir taraftan artan enflasyon bir yandan artan vergi yüküyle ücretlerin erimeye devam ettiğine değindi:

"Yüksek enflasyon yüzünden çarşıda pazarda fiyatlar her gün arttı, ancak işçilerin ücretleri vergi dilimleri nedeniyle yıl içerisinde düştü. Çalışanlar, Nisan ve Mayıs aylarında yüzde 20'lik ikinci vergi tarife dilimine, Eylül ayında ise yüzde 27'lik üçüncü tarife dilimine girerek gelirlerinin büyük bölümünü vergi olarak devlete ödüyor. Burada kişinin büyük bir kaybı oluyor. Zamlar nedeniyle işçiler zaten geçim zorluğu çekiyor. Net ücretlerin Ağustos ve Eylül aylarından itibaren düşmesinin iki temel nedeni var. Birincisi, ücretlilere uygulanan gelir vergisi oranlarının yüksekliği. İkincisi, vergi tarife dilimlerinin enflasyondan, ücret artışlarından ve yeniden değerleme oranlarından az artırılması. Böylece işçilere zengin muamelesi yapılarak üst vergi dilimine sokulması... En düşük vergi dilimi kesintisi yüzde 10'a düşürülmeli ve en düşük vergi dilimi tutarı asgari ücret artışı kadar artırılmalıdır. Her ne kadar asgari ücret artmış gözükse de, alım gücü daha fazla düşmüş oluyor. Çünkü orada hak kaybı oluyor. Evimize gelen her bir fatura bir öncekinden daha yüksek... Ama ücretlerimiz artması gerekirken, giderek daha fazla düşüyor."

"ŞİRKET DEĞİL, KADRO İSTİYORUZ"

Öte taraftan belediye şirketlerinde çalışan işçiler için kadro talebinde bulunduklarını ifade etti:

"Gelir eşitsizliği, yüksek enflasyon, yüksek faturalar, açlık sınırı altındaki ücretler, işçilerin geçinmesi ve yaşamasını olanaksız hale getiren ağır koşullar yarattı. Belediye şirket işçileri de uzun zamandan beri büyük bir ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Belediye şirketlerinde çalışan işçiler için kadro verilmesini talep ediyoruz. Belediye işçileri bugün birçok açıdan ayrımcılıkla karşı karşıyadır. Belediye şirket işçilerinin kadro ve ilave tediye hakkı verilmelidir. 696 sayılı KHK ile beraber kamuda çalışan taşeron işçilerden merkezi idarede bulunanlar doğrudan kadroya geçerken; belediyelerde çalışan işçiler ise ne yazık ki kadro yerine belediye şirketlerine geçiş yapmıştır. Bu durum 450 bine yakın belediye işçisinin ayrımcılığa uğramasına ve hak mağduriyetine neden olmuştur. Bunun en somut örneği, kamu işçilerinin yararlandığı 52 günlük ilave tediye hakkından belediye şirketlerinde çalışan işçilerin yararlanamamasıdır. Bu mağduriyet bir an önce sona erdirilmeli ve belediye şirketlerinde çalışan işçiler de diğer işçiler gibi kadroya geçirilmelidir. İlave tediye hakkı ise verilmelidir. Belediye işçileri bugün birçok açıdan ayrımcılıkla karşı karşıyadır. Kamu işçileri ve kamu çalışanlarına yönelik yapılan düzenlemelerden belediye işçileri yararlanamıyor ve düzenlemelerin dışında tutuluyor."

"ZORUNLU EMEKLİLİK UYGULAMASI KALDIRILMALIDIR"

Ve ekledi:

"Yıllarca kadroya geçme hayali kuran binlerce işçi kadroya geçtikten hemen sonra emekli olmak zorunda bırakılıyor. Hâlâ yüz binlerce işçi benzer sorunlarla karşı karşıyadır. Bu durum Anayasa tarafından güvence altına alınmış çalışma hakkına ve eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır. Yıllarca asgari ücretle çalışan işçilerin bugün zorla emekli edilmek istenmesi, bu işçilerin asgari ücretin yarısı kadar bir emekli ücreti ile yaşamaya mahkûm edilmesidir. Bu ayrımcı uygulama bir an önce sona erdirilmeli ve gerekli yasal düzenleme bir an evvel yapılmalıdır. Hükümet ve belediye işverenleri belediye işçilerinin bu sesine kulak vermelidir. Belediye şirket işçilerine kadro ve ilave tediye hakkı istiyoruz. Taşerondan kadroya geçen işçilerin zorunlu olarak emekli edilmesini kabul etmiyoruz."

Disk Genel-İş Sendikası Bursa 1 No'lu Şube Başkanı Selahattin Atak'ın mesajları böyle...

Ardından...

"ENFLASYON KARŞISINDA EZİLMESİNİ ENGELLEYECEKTİR"

Konuya biraz daha detaylı bakmak için Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı (BSMMMO) Hüseyin Halil'e de sordum.

"Vergi tarife dilimlerinin en az yeniden değerleme oranı kadar arttırılması gerektiğini savunuyoruz. Aksi takdirde; vergilemede adalet ve eşitlik duygusu zedelenmiş olacaktır. Emek sınıfının desteklenmesi ve Gelir Vergisi'nde oranların düşürülmesi, hem büyümeyi hem de emek sınıfının enflasyon karşısında ezilmesini engelleyecektir" diyor Başkan Hüseyin Halil...

"ADALET SAĞLANACAKTIR"

Kadro talebi ile ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Tüm çalışanların çalıştığı kurumlarda kadrolu olarak görev yapmaları gerekmektedir. Taşeron çalışma sistemi; ihaleli işler dışında komple kaldırılmalıdır. Bu hem çalışma barışına, hem de işçilerin geleceğe güvenle bakmalarına katkı sağlar. Belediyelerde iktidarların değişmesi ile iş kaybetme korkusu ya da vasfına uygun olmayan işlere kaydırılma endişesi de bu şekilde ortadan kalkmış olacaktır. Eşit işe eşit ücret ile çalışma yaşamında da adalet sağlanacaktır."

Mesajlarda birçok çalışanın ortak sorununa çözüm önerileri getiriliyor.

TAŞERONA KADRO NE ZAMAN VERİLECEK?

Tabi bu arada hatırlatalım...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, taşerona kadro sorununun Kasım ayında çözüleceğini duyurmuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, katıldığı televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulunarak,  taşeron işçilerin kamuda kadrolu işçi haline gelmesi konusunda geçen yıllarda hükümetin önemli reforma imza attığını ve yaklaşık 1 milyon taşeron işçisine kadro verildiğini anımsatmıştı.

O dönem kamu iktisadi teşebbüslerinde (KİT) çalışan 90 bin işçinin, çeşitli sebeplerle kadro imkânından faydalanamadığını belirtmişti.

Belediye şirketlerinde çalışan işçilerin durumuna ilişkin ise, "Kamunun bütün bu bahsettiğim kadro dışı kalmış olan işçilerinin kadroya geçirilmesi konusunda çalışmamızı ayrıntılı bir şekilde bütün işçileri inceliyoruz, onların statülerini inceliyoruz, iş ilişkilerini, sözleşmelerini inceliyoruz. Onun için kasım ayında tahmin ediyorum onu tamamlamış olacağız" yanıtını vermişti.

Özetle...

Anladığım kadarıyla da, çalışanlar için çözüm sağlanana kadar sosyal medyadan mücadele paylaşımları devam edecek. 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları