Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Çiftçi kimin elinde?

2022.08.11 19:47 - Son Güncellenme: 2022.08.11 20:57
A

Antalya'da gerçekleşecek olan Interfresh Eurasia Yaş Sebze Meyve Fuarı'nın tanıtım etkinliğindeydik.

Bursalı üreticilere tanıtılan fuar, üreticiden ihracatçıya kadar 20-22 Ekim'de ziyaretçisiyle buluşacak.

18 ülkeden aralarında Avrupa'nın en önemli ve en büyük 3, Rusya'dan 2, Ortadoğu'dan da 2 olmak üzere 7 zincir marketi temsilcileri ile birlikte 160'ın üzerinde alıcının katılım sağlayacağı fuar, en büyük Türk yaş sebze meyve fuarlarının başında gösteriliyor.

Fuarda 'Yaş Sebze Meyve', 'Depolama', 'Ambalaj', 'Lojistik', 'Tarım Makineleri' ve 'Teknolojileri' olmak üzere çeşitli kategoride sektör temsilcileri aynı çatı altında bir araya gelecek.

Oldukça yoğun bir katılım beklenen fuarda, Türk yaş meyve sebzesi Avrupa, Ortadoğu Bölgesi ve Rusya'nın en önemli zincir marketleriyle buluşacak.

Aynı zamanda ihracatçıların temas halinde olduğu müşteriler Türkiye'ye getirilerek, ürünün üretildiği yer gösterilerek, hangi coğrafyalarda, hangi bölgelerde, nasıl bir tedarik çalışması yapıldığı anlatılacağı hedef odaklı bir organizasyon şemasından bahsediliyor.

 

Öncelikle şuna değinelim.

Dünyada iki yıl süren pandemi süreci ve Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş tarım sektörünün bir kez daha önemini ortaya koydu.

Değişen şartlarla birlikte tarımda yapılacak daha çok iş olduğunu anlattı ve hala anlatmaya devam ediyor.

Gündem; ekonomide yaşanan kötü senaryolar, fiyat istikrarsızlığı, piyasadaki belirsizlik, fiyat artışları...

Gözler ise; dolar, Euro, hükümetin ekonomi politikalarında...

Düzenlenen tanıtım etkinliğinde, UYMSİB Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan ve Antexpo Fuarcılık Genel Müdürü Murat Özer'in yaş sebze meyve ve tarıma yönelik önemli tespitleri vardı.

Antexpo A.Ş Genel Müdürü Murat Özer ile başlayalım.

Türkiye yaş meyve sebze sektörünün, Avrupa'nın 70 milyar Euro ticaret hacmine ulaşan yaş meyve sebze sektöründen daha büyük pay almak istediğini ifade ediyor.

Sahip çıkılması halinde bu fuarın, Türkiye'nin yaş meyve sebze sektöründeki yüzü olacağının da altını çiziyor.

Aynı zamanda Murat Özer, "4 bin 500 - 5 bin firmamız var. Bunlar Avrupa özelinde, Türkiye ve Akdeniz coğrafyasından düzenli mal alanlar. Bu firmaları tek tek Türkiye'ye davet ediyoruz. Hedefimiz yaklaşık yüzde 10'unu getirmek" diyor.

Ardından Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Senih Yazgan'ın paylaşımlarıyla devam edelim.

Senih Yazgan, Türkiye'de yaş meyve sebze sektöründe bugüne kadar sınırlı sayıda uluslararası organizasyon yapıldığına ve Türkiye'nin coğrafi konumunun öneminden bahsediyor.

Türkiye'den çıkan bir tırın Orta Avrupa'ya ulaşma süresi, yolda ve gümrük kapılarında herhangi bir aksilik olmadığı takdirde 2,5 gün.

Rusya'ya ulaşma süresi 2,5 gün.

Orta Asya'ya ulaşma süresi yaklaşık 4-5 gün.

Hele hele uçak kargoyla Uzak Doğu'ya ulaşma süresinin yaklaşık olarak 12 saatlik bir süreç olduğunu düşünürsek, Türkiye özellikle yaş meyve tüketiminde önemli bir tedarik konumunda olabilecek bir coğrafi konumda.

Senih Yazgan, Türkiye'nin bugüne kadar yaş meyve sebze konusunda uluslararası müşterilerini kendi ülkesinde ağırlayamamış olmasını büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyor.

"Tarım üstü açık bir üretim tesisidir" diyor ve devam ediyor:

"Tamamen iklim koşullarına bağlıdır. İklim koşullarının yönetilmesi de insanlar tarafından son derece güçtür. İklime bağlı olarak don etkisinin ürün azlığı ve tam üretimin olduğu dönemde aşırı derecede yağışlar sonunda ihracat azalış gösteriyor. Bunlar bizler için pazardaki sürekliliğimizin korunması adına önemli bir risk. Çünkü pazarda verdiğiniz taahhüdü yerine getirmediğiniz takdirde, pazarda alternatif olan ülke ve firma devreye giriyor."

Örnek veriyor:

"Rusya ile ilişkilerimiz kopma noktasına geldiğinde, Mısır devreye girerek önemli bir tedarikçi olma çabası içerisinde olmuştu. Son yıllarda gelişen ilişkilerimize istinaden tekrar sürdürülebilir ortam yaratıldı. Sonuç olarak, tarım üstü açık ve riski fazla olan bir üretim. En zorlu süreci üretim aşamasında yaşıyoruz, pazarlama aşamasında değil. Avrupa üretim kalitesi ve niteliği arayan bir üretici grubu oluşturdu. Sadece Türkiye'de değil dünyada bu riskler oluşuyor. Geçtiğimiz zamanlar da İtalya ve İspanya'da ürün azalışları oluşmuştu. Ne yazık ki, belli ölçülerde bu riskleri bizlerde taşıdık."

Zeytin piyasasına dikkat çekti:

"Ne yazık ki zeytin piyasası, İspanya ve İtalya'nın elindeydi. Yavaş yavaş kırılmaya başladı. Zeytinyağı ve siyah - yeşil zeytinde Türkiye, Avrupa tüketicileri içinde alternatif ülke konumuna geldi. Rusya ve Ukrayna savaşı ve Avrupa Birliği'nin getirdiği koşullar, ülkemiz için bir fırsata dönüştü. Geçmişte Rusya, Türkiye'den giden ihracata tarife dışı engeller koymaya başlamıştı. Yani tırın kapağı açılmadan, tırların geriye gönderildiği ve arkasından firmalarla ilgili yasaklamaların getirildiği bir süreç yaşadık."

Biliyorsunuz ki, tarımın üç temel kalemi var.

Mazot, gübre ve tarım ilaçları.

Bu üçü olmadı mı tarımda üretim yapamıyorsunuz.

Ne yazık ki, bunların üçü de dövize endeksli.

Senih Yazgan, "Önemli olan güvenli bir kur politikasının oluşması" diyor.

Dünyada kendi başına yetebilen yedi ülkeden biriydik. Ama şuan itibariyle bahsettiğimiz girdi fiyatlarından ve üretimden kaçan bir genç kitle olmasından dolayı tarım çok zor!

Ciddi oranda nüfus değişimi söz konusu...

 "Ülke bazında iyi bir tarım politikasına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum" diyor  Senih Yazgan ve devam ediyor:

"Sürdürülebilir tarım politikasına ihtiyacımız var. Bugüne kadar eksikliğimiz tarımda uzun, orta ve kısa vadede tarım politikamızın eksikliğidir. Tarımsal ürünlerde klasik çeşitlerle devam ediyoruz. Yani bizim üreticimizde şöyle bir alışkanlık var, çeşitlerimizi yenilemiyoruz. Pazar çok hızlı değişiyor. Tüketim alışkanlıklarına hızlı reaksiyon veremiz gerekiyor. Bizim tarımsal süreçte yenilenmeye ihtiyacımız var."

Üretici pazara ne kadar cevap veriyor?

Evet, pazar eksikliğimiz var!

Burada suç fidancı da mı?

Yoksa üretici de mi?

Çiftçiye tuzak kurmayan bir ticaretten bahsediyorum.

Çiftçimiz kimin elinde?

"Fidancının elinde! Fidancı geliyor, "Benim elimde bu var. Bunu satmak istiyorum " diyor. Elindeki ürünü satmak istiyor. Maalesef, bizim üreticimizde fidancının anlattıklarınla yetinince sonuçlarını birlikte görüyoruz."

Küresel iklim değişikliğinin tüm dengeleri değiştirdiği bir ortamda tarımsal çalışmaların önemi daha da artmaya devam ediyor.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları