Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Bursa'dan İstanbul'a hızlı tren!

2023.07.28 19:46 - Son Güncellenme: 2023.07.28 19:46
A

Eskiden kayak merkezi veya kış turizmi dendiğinde akla ilk önce Uludağ gelirdi.

Futbol takımları kamp için Uludağ'ı tercih eder, Yeşilçam filmleri Uludağ'da çekilirdi.

Ancak son zamanlarda Uludağ bu cazibesini yitirmişti.

Hatta iş dünyasının yıllardır büyük ilgi gösterdiği 'Uludağ Ekonomi Zirvesi'ni bile Sapanca'ya kaptırdık.

Sizce de çok şey anlatmıyor mu?

Teleferikle merkezden 25 dakikalık bir yolculukla eşsiz manzara eşliğinde zirveye ulaşmanın tadını anlatmaya gerek yok sanırım.

'Dört Mevsim Uludağ' ve 'Bursa Business School'

BTSO tarafından projelendirilen Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi, Uludağ'ı yeniden cazibe merkezi haline getirecektir.

Evet, ortak akılla Bursa turizmi büyümeye devam edecek ve sanayisiyle, turizmiyle, tarihi ve kültürüyle Bursa'nın önemli bir dünya şehri olması amaçlanıyor.

Hem Bursa iş dünyası, sektörel konseyler, kamu kurumları, üniversite hem de akademisyenler ile birlikte kritik bir rol üstleniyor Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi yani Bursa Business School...

Bursa'nın ekonomisini sırtlayan, kent kimliğini oluşturan asırlık sanayi geleneği dünyanın önemli metropollerinde olduğu gibi geliştirilerek korunması ve tüm değerlerle bir arada yaşayacak ve Bursa'nın turizm pastasındaki payını da arttıracaktır.

Gelelim Bursa Business School ve Swissotel Uludağ ile ilgili dolaşan bilgi kargaşasına...

Swissotel Uludağ'ın Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi'nin yerine açıldığı ile ilgili yorumlara...

Swissotel Uludağ, Bursa'ya hayırlı olsun ancak Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi projesinden vazgeçilmiş değil!

Öğrendiğim kadarıyla aktarayım.

Öncelikle Kirazlıyayla'daki tarihi sanatoryum binası yani Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi projesinin adı Bursa Business School olarak değiştirildi.

O bölgedeki bütün yapı Bursa Business School kampüsü olarak geçiyor. Orası oditoryumlar, kongre salonları, toplantı odaları ve konaklama gibi farklı alanlardan oluşuyor.

O alanların içerisinde de konaklama hizmetini veren Swissotel, ancak yapının tamamı ve kontrolü yine BTSO'ya ait.

Yurt içi ve yurt dışından gelen iş dünyasının konaklama hizmetini karşılayacak.

Accor Grubun markası Swissotel Uludağ, Bursa Business School içerisinde sadece konaklama hizmeti veren kuruluş olarak yer alıyor.

Üst düzey eğitimlerin verildiği, şirket toplantıları ile eğitimlerinin, kongrelerin ve yerli-yabancı doruk toplantılarının düzenleneceği ve Uludağ'ın marka kimliğini güçlendirecek merkez Bursa Business School, iş dünyasına yeni ufuklar kazandıracak bir eğitim merkezi olması planlanıyor.

"YATIRIM OLMADAN TURİZM OLMAZ!"

BTSO Meclis Üyesi, TÜRSAB Genel Başkan Yardımcısı ve Burkon Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Eker, BTSO Meclis toplantısında kürsüye çıktı.

"Bursa Business School'daydık. Bir turizmci olarak orada olmaktan çok mutlu oldum. Herkes turizmi konuşuyor ama bir yerde turizm olması için 5 tane ana faktör var. Konaklama, ulaşım, gezilecek görülecek ve yiyecek - içecek yerler gibi ama 5'inci faktör ise yatırımlardır. Yatırım olmadan turizm olmaz. Yatırım turizmin ana faktörüdür. Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi, turizm ve Bursa adına önemli bir yatırım oldu. Özellikle Uludağ'a ivme katacak önemli bir yatırım."

Devam etti:

"Bildiğiniz gibi uzun yıllardır Bursa'da konuşuluyordu."Eskiden Uludağ'da üst düzey gelir grubu vardı. Bu üst düzey gelir grubu Uludağ'dan gitti. Uludağ'ın daha nitelikli olması lazım ve nitelikli tesislere ihtiyacı var" deniyordu. Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi, üst düzey gelir grubunu tekrar Uludağ'a çekecek bir yatırım. Böyle bir tesis yatırımı yapmak kolay değil. Burada üniversite ile iş dünyası bir araya gelecek ve iş dünyasının bilime akademiye ulaşabileceği bir yer. Bu vizyonla merkezin yapılış amacı da çok önemli. Turizmciler ve özellikle Bursalı turizmciler adına emeği geçen herkesi kutluyorum."

Ardından Bursa turizmi ile ilgili konulara değindi.

ULUDAĞ ALAN BAŞKANLIĞI...

"Bildiğiniz gibi Uludağ'ın 12 ay yaşamasını istiyoruz. Bu anlamda da Uludağ Alan Başkanlığı projesi oldu. Turizmciler olarak Uludağ Alan Başkanlığını isteyen kişilerdik" dedi.

MİLLİ PARKLAR...

Yıllardır Uludağ ile ilgili konuşulan konulara dikkat çekti:

"Uludağ'da Bakanlıklar arası çatışmalar vardı. Bir dağcı kaybolduğunda onun bulunması çok zor oluyor veya o dağcının kaybolmaması için yapılması gereken bariyerler var. Kayakçıların zarar görmemesi için bazı çalışmalar yapılması gerekiyor. Oranın çöpünün temizlenmesi veya arıtma tesislerinin yapılması gibi orada birçok iş var. Milli parklar çok ağır yasası olan bir kurum. Dolayısıyla milli park statüsünde olduğunda orada hiçbir şey yapılamıyor. Şuanda Uludağ Alan Başkanlığı olarak ilan edilen yer; otellerin olduğu, ağaçsız ve pistlerin olduğu bölge. Yani tüm Uludağ'a Alan Başkanlığı yapılmış veya tüm Uludağ o Alan Başkanlığına teslim edilmiş değil! Sadece belirtmiş olduğum o kurak bölge! Bizim turizmciler olarak yıllardır istediğimiz bir konuydu. Çünkü Milli parkta olduğu için orada bir kaya kırılamıyor veya bazı oteller kendi parasıyla bir spor tesisi yapmak istese de yapamıyordu. Bu bizim kanayan yaramızdı. Dolayısıyla tarafsız biri olarak Uludağ Alan Başkanlığına karşı çıkmak yanlış!"

"Uludağ Alan Başkanlığına karşı çıkmak yanlış!" dedi ve devam etti:

"Örneğin şuna karşı çıkılabilir; yasada oranın imara açılmasıyla ilgili bir eksiklik varsa bu yasa maddesiyle güçlendirilebilir denir. Yani Uludağ Alan Başkanlığı olmasın demek yanlış, ama imarla ilgili bir sıkıntı varsa da bir yasal düzenleme istenebilir. Bu konuda doğrusu budur."

ULUDAĞ'DA SICAK SU...

"Uludağ Alan Başkanlığı'nın ilk hedefi, oraya sıcak su getirmek olmalıdır. Bizler Afyon'a termal turizmi kaptırdık, aslında verdik. Eskiden sanayi bu kadar gelişmemişken otellerin tek seçeneği termaldi, fakat daha sonra sanayiye oda kahvaltıya dönünce müşteri Afyon'a tam pansiyon yerlere kaydı. Uludağ'ın dört bir tarafında sıcak su var. Mustafakemalpaşa, İnegöl, Kütahya ve Bursa... Dolayısıyla sıcak suyun gelmesi hem Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi hem de Uludağ için iyi olacaktır."

Gelelim başlığımıza...

Bursa'nın tren meselesine...

"Şimdi İstanbul nerden çıktı?"

"İstanbul'a ulaşımımız önemli! Bursa iş dünyası olarak mutlaka İstanbul'a hızlı trenle ulaşmamız lazım. Şimdi bazı arkadaşlarımız diyecek, "15 - 20 yıldır Bursa'ya tren gelmemişken veya zar zor Ankara'dan treni getirmişken, şimdi İstanbul nerden çıktı?"Ama hem sanayi hem iş dünyası hem de turizm için mutlaka Sabiha Gökçen Havalimanı'na oradan da İstanbul havalimanına hızlı trenle ayrı bir hatla ulaşmamız gerekiyor. İstanbul - Bursa arası uçakla ulaşım mantıklı değil. Yenişehir havalimanımız var ve orası gelişebilir. Hiçbir zaman bir İstanbul havalimanı olma şansı yok. Önümüzdeki 10 - 15 yılda Sabiha Gökçen kadar da olma şansı olmadığı için mutlaka İstanbul'a trenle ulaşmamız lazım."

Ve öneri ekledi:

"Tabi 1 sene ya da 2 sene içerisinde olsun demiyorum. 1/100.000 ölçekli Bursa çevre düzeni planı içerisinde yolu ve güzergâhı belirlensin. Daha sonra yatırımı olur. Eğer bu güzergâh belirlenmezse, daha sonrada istimlâk sorunları çıkıyor. Dolayısıyla hem turizm hem de iş dünyası açısından önemli olduğunu düşünüyorum."

Son olarak Bursa turisti...

"Sadece Arap pazarından turist alan bir bölgeyiz. Turizmciler olarak amacımız Avrupa pazarından da turist almak. Bu konuda da çalışmalar yapacağız. Bursa'nın mutlaka fuar ve kongre merkezine ihtiyacı var. Mevcut kongre merkezimiz, kültür merkezi gibi çalışan ve kültür merkezi mimarisinde yapılmış bir yer. Dolayısıyla fuar ve kongre merkezinin de peşini bırakmamalı ve yatırımını yapmalıyız. Çünkü İstanbul'da fuar yapmak her geçen gün zorlaşıyor. Bursa hem sanayisindeki gücü hem de ticaretteki gücü açısından fuar ve kongre için önemli bir yer" diyerek altını çizdi.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları