Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Bursa'da sanayi ile birlikte turizm ve tarım gelişebilir mi?

2022.05.23 16:29 - Son Güncellenme: 2022.05.23 16:30
A

Sanayi, tarım ve turizmde Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olan Bursa, binlerce yıllık birikimi, kültür turizmi ve sanayiye yapılan yatırımlarla aranan rotalar arasında.

Bursa, sanayi ve teknoloji uyumunu başarmış dünyanın nadir birkaç şehrinden biridir.

Geçmişte İpekyolu üzerinde yer alan Bursa, sahip olduğu bu stratejik konumu ile her zaman önemli bir ticaret kenti olmuştur.

Bursa, ekonomik yönüyle Türk ekonomisinin geliştirilmesi ve ona yeni ivmeler kazandırılmasında aktif ve yönlendirici bir gücü temsil etmektedir.

Ülke ve bölge ekonomisinin gelişmesine, ihracat yönüyle döviz girdisi sağlanmasına ve sanayi altyapısının güçlenmesine sağladığı katkılarla Bursa, ekonomik açıdan büyük bir dinamizm sergilemektedir.

Bursa'nın coğrafi konumu sanayi, tarım ve turizm için önemli bir avantajdır.

Tarım ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayan Bursa, günden güne gelişen sanayi yatırımları ve turizm destinasyonlarıyla Türkiye'nin parlayan kenti konumunda yer alıyor.

Yeraltı kaynakları, tarımsal çeşitliliği, işgücü potansiyeli, ulaşım olanakları, limanları ve zengin kültürel yapısı ile dikkatleri üzerine çeken Bursa, paha biçilmez olanaklar sunuyor.

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), Bursa ekonomisine genel bakış sergileyen önemli bir projeye daha imza atmaya hazırlanıyor.

BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar, Aralık ayında gerçekleştirilmesi planlanan '5. Yenileşim Ödül Süreci' ile ilgili paylaşımların yapıldığı toplantıda konuşmasına şöyle başladı:

"BUSİAD olarak Bursa'nın sanayi, tarım ve turizm sektörleri arasında dengeli bir büyüme içinde olması gerektiğini her yerde vurguluyoruz. Bildiğiniz gibi bu konuda ilk çalışmamız da tarımla ilgili oldu. Bursa'nın aynı zamanda bir tarım kenti olduğu gerçeğini unutturmak istemiyoruz. Tarım, turizm ve sanayinin birbirlerinin alanlarına müdahale etmeden gelişmesinden yanayız. Eğer Bursa'da saydığım alanlardan biri diğerini yok sayarsa, Bursa'da hayat sürdürülebilir olamaz. Bu durum ülkemiz için de büyük sorunlar yaratır. Örneğin, Bursa'ya özgü siyah incirin, ahududunun, şeftalinin, deveci ve santa maria armudunun dikili olduğu meyve bahçelerinin sanayi yapılarıyla dolması demek bu ürünlere veda etmemiz anlamına gelmez mi? Bugüne kadar yapılan hataları sürdürmemek için artık kalıcı yol haritaları çizmeliyiz. Tarım, turizm ve sanayi sektörlerinde oluşturulacak dengeyi bozmadan yenilikçi ve yaratıcı çalışmalarla ilerlememizi sürdürebilmeliyiz.12.'sini gerçekleştireceğimiz Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu ve bu sempozyum içinde 2 yılda bir verdiğimiz Yenileşim Ödülü'nün 5.'si için mottomuzu 'Sürdürülebilirliğin DNA'sı olarak belirledik. Sempozyumda tarımdan sanayiye her alanda sürdürülebilirliğin dijitalleşmeyle birlikte nasıl sağlanabileceğini konuşmayı hedefliyoruz."

Başkan Buğra Küçükkayalar, daha sonra sözü BUSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve BUSİAD Dijital Dönüşüm-Yenilikçilik ve Girişimcilik Uzmanlık Grubu Sorumlusu Tuncer Hatunoğlu'na bıraktı.

Tuncer Hatunoğlu, sanayi devrimi ve dijitalleşme ile ilgili görüşlerini paylaştı:

"Birinci sanayi devrimi olarak tanımlanan buharlı makinelerin bulunması ile ikinci sanayi devrimi olan elektriğin ve bant sisteminin üretimde kullanılması, insanın kas gücünü ikame edici, destekleyici devrimlerdi. Bu süreçte insan nüfusu da katlanarak artmaya başladı. Sürdürülebilirlik de ters orantılı olarak zorlaştı. Malum insan istekleri sınırsız, kaynaklar ise kıt. Üçüncü sanayi devrim olarak adlandırılan elektroniğin devreye girmesi ve son olarak altında pek çok alt başlık bulunsa da yapay zeka ile kendisine özel bir yer bulan Endüstri 4.0, ya da bence daha üst bir şemsiye olarak ifade olan dijital dönüşüm ise insan beynini destekleyici ve/veya ikame edici pek çok şeyi getiriyor. Bu durum belki nüfus artışını daha da arttırabilir. Ancak, dijitalleşme ile sürdürülemez alanlar daraltılabiliyor. Veri bolluğu o verileri değerlendiren dijital yapılarla, firesize yakın üretim, çevreye zarar vermeden bir proses de gerçekleştirme imkanı tanıyor. Her şeyden önce sorunu gerçek zamanlı izlemeye, doğru tespit etmeye ve alınan önlemlerin etkilerini gerçek zamanlı izlemeye olanak tanıyor. Yani, dijitalleşme aslında insanın kas gücüne güç katmayı hedefleyen üç sanayi devriminin bozucu girdilerini de, belki ortadan kaldırma şansı tanıyacak bizlere. İşte o nedenle Sürdürülebilirliğin DNA'sı derken tüm bunları masaya yatırmak istiyoruz."

Sürdürülebilirliliğin DNA'sına dikkat çekti:

"İnsanlık, sürdürülemez olan üretim ve tüketim sistemine çözümler arıyor. Kimisi Avrupa Yeşil Mutabakatı'yla, kimisi kendi enerjisini kendisi yenilenebilir olarak üreterek, kimisi tüketimi kısarak ya da geri dönüşümlü tüketimi tercih ederek bu sürdürülemez sürece dur demek istiyor. Bu sürecin ayrılmaz bir parçası da kuşku yok ki dijitalleşme."

BUSİAD Dijital Dönüşüm-Yenilikçilik ve Girişimcilik Uzmanlık Grubu Başkanı Ahmet Ersin Eren ise, 5 kategorinin altını çizdi:

"Sürdürülebilirliğin bu denli önemli hale geldiği bu dönemde, Uzmanlık grubumuz Yenileşim faaliyetlerine ek olarak, Girişimcilik ve Dijital Dönüşüm kavramlarını da faaliyetleri kapsamına dâhil ederek sürdürülebilirlik için dijitalleşme alanında çalışmalarını sürdürmektedir. Liderlik, Stratejinin Yönetimi, Bilgi, İşbirlikleri, Kaynak Yönetimi, Çalışanların Yönetimi ve Süreç Yönetimi bu 5 kategori. Yenileşim Ödül Değerlendirme Kılavuzumuzu şirketlerin sürdürülebilirlik ve teknolojik dönüşüm faaliyetlerini de kapsayacak şekilde yeniledik."


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları