Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Bakan meydan okudu!

2022.10.07 19:18 - Son Güncellenme: 2022.10.07 20:58
A

Bir sektör düşünün ki,  alt sektörleriyle birlikte yıllık 40 milyar dolar gibi önemli bir potansiyel barındırıyor.

Yukarıda bahsettiğim sektör, dünya yatak üretimi...

Bunun 30 milyar dolarlık kısmını ise 30 ülke gerçekleştiriyor.

Sektör, Türkiye'ye kazandırdığı ihracat rakamları nedeniyle ekonomiye can katıyor. Ayrıca istihdam için de müthiş bir potansiyel barındırıyor.

Hadi sektörü biraz daha derinden inceleyelim.

Yatak yan sanayi ve teknolojileri sektörü pandemi döneminde çok yoğun bir çalışma geçirdi. Sektörde bu yoğunluğun arkasından gelen bir durgunluk olsa da, bunun çok uzun süreceği düşünülmüyor.

Yatak yan sanayi sektörünün 2023'ün sonuna kadar 3 milyar dolarlık üretimi 4 milyar dolara, 2 milyar dolarlık ihracatını ise 3 milyar dolara çıkarması hedefleniyor. Toplam istihdamı 25 bin olan sektörün bu ivmeye paralel olarak 35 bin kişiye çıkarılması da hedefler arasında yer alıyor.

Türkiye'de yatak üreticileri son 10 yılda ciddi bir ivme yakalayarak, yüzde 512 büyüme ile 256 milyon dolar ihracata ulaşmış bulunmaktadır.

Bir başka önemli nokta ise, yatak teknolojileri ve komponent üreticilerinin dünyada Çin'den sonra en iyi ikinci pozisyonunda olmasıdır.

Yukarıda paylaştığım bilgileri ben değil, IBIA Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Osman Güler söylüyor.

Yatak yan sanayi sektörü,  İstanbul'da uluslararası bir organizasyonla bir araya geldi.

Türkiye'de sektörünün ilk ve tek fuarı olan IBIA Expo-Yatak Yan Sanayi ve Teknolojileri Fuarı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da katılımıyla başladı.

"DÖVİZİMİZİN YURTDIŞINA ÇIKMASI DA ENGELLENDİ"

Bakın IBIA Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Osman Güler, sektörü şöyle değerlendiriyor:

"Türkiye'de yatak yan sanayi sektörünün rakamsal büyüklüğüne bakıldığında çok parlak bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Yeni stratejiler ve bakış açılarıyla yatak teknoloji ve hammadde üreticilerimizin ciddi çalışma ve girişimleri ile son yıllarda 5 milyar dolar gibi ürün ve teknolojiyi yurtdışından gelmesi önlendi. Bu gelişmelerle dövizimizin yurtdışına çıkması da engellendi. Türkiye üretiminin yüzde 62,7'lik (256 milyon dolarlık) ihracatı ile 5'inci sırada yer alıyor. Yatak ihracatımızın yüzde 42,3'ünü ABD, yüzde 29'unu AB ülkelerine ve yüzde 7,9'unu ise İngiltere'ye yapıyoruz."

BAKAN ÖNCE ÖNERİ DE BULUNDU SONRA SİTEM ETTİ!

Kısacası Bakan meydan okudu!

Peki, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ne dedi?

IBIA EXPO 2022'nin açılış töreninde konuşmasını dinlediğim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, şu sözlerin altını çizdi:

"Her geçen gün Türkiye'nin yıldızı parlıyor. İşte ne diyoruz? Bizler sanayi dediğimizde, 'Türkiye'de fabrika mı bıraktınız' diyorlar. Gözleri var ama görmüyorlar. Fotoğraflara da inanmıyorlar. Hatta ve hatta gördüklerini inkâr etmeye çalışıyorlar. Gelin sizi OSB'lerde ağırlayalım diyoruz, ama oraya da gelmiyorlar. Biz rakamlarla konuşuyoruz. Her ay ihracatımızda yeni bir rekor geliyor. Türkiye'deki organize sanayi bölgelerinin (OSB) sayısı 341'e ulaştı. Sosyal medya hesaplarından ben zaman zaman uydu fotoğrafları paylaşıyorum. OSB'ler son 20 senede lebalep dolmuş durumda. 20 yıl önce organize sanayi bölgelerinde doğru düzgün yatırım yokken, bugün OSB'lerde yatırım yapacak yer bulamıyorsunuz. Bize her gün sanayici gelip 'Sayın Bakanım bize yer gösterin' diyor. 'Genişlemek istiyoruz' diyor, 'ilave yatırım yapacağız' diyor 'ama yerimiz yok' diyor."

"MÜTHİŞ BİR EKONOMİK CANLILIK VAR"

Resesyona dikkat çekti:

"Türkiye, Doğu'nun Avrupa'ya, Batı'nın Asya'ya, dünyanın da Afrika'ya açılan kapısı ve dünyanın merkezi konumunda. Türkiye için dünyanın merkezi diyebiliriz. Ülkemiz öyle stratejik bir konuma sahip ki, dünyanın önemli pazarlarına görece yakınlık gibi çok değerli bir avantaja sahibiz. Biz bu avantajımızı 'ürünlerin vitrini' dediğimiz fuarlar aracılığıyla ekonomik kazanımlara dönüştürebiliriz. Bu manada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak fuarları ziyadesiyle önemsiyoruz. Avrupa ve ABD'de resesyonun konuşulduğu bir dönemde böyle fuarlarla cıvıl cıvıl bir ortamı yakalamaktan biz gerçekten çok memnunuz. Müthiş bir ekonomik canlılık var. Bu şekilde yolumuza devam etmek istiyoruz. Şunu da her zaman ifade ediyoruz, biz bir konunun önemli olduğunu düşünüyorsak bunu sadece kuru kuruya dile getirmiyoruz. Aynı zamanda kurum ve kuruluşlarımızla da bu işlere nasıl destek sağlarımın derdini düşünüyoruz. Tabii fuara gelen cevval sanayicilerimizin marka bilinirliklerini arttırma ve satış konusunda tuttuğunu koparacaklarına inancım tam."

ÖNERİ SUNDU!

Ve ekledi:

"Yatak teknolojilerinden bahsederken, aslında makine endüstrisinden ve yüksek teknolojiden bahsediyoruz. Genel olarak fuarlar konusunda bir öneride bulunmak istiyorum. Biliyorsunuz ki, her şeyin dijital ikizinin olduğu bir çağda yaşıyoruz. Ben mutlaka fuarların da bir dijital ikizinin bu dönemde yapılması gerektiğine inanıyorum. Hem fuar merkezinde, yani fiziki olarak hem de yurt dışından gelemeyen iş insanları için ve yurt içinden gelemeyen iş insanları için sanal ortamda hibrit şekilde bu fuarları gerçekleştirebiliriz. Pandemide fuarları böyle düzenledik. Gene yapabiliriz bence katılımcı sayısını da arttıracak bir iş olur. Ben bu noktada önerimi de sizlere yapmış olayım."

SİTEM ETTİ!

Devam etti:

"Türkiye gaza bastı dediğimizde birileri rahatsız oluyor. Akıllarınca bizimle dalga geçmeye çalışıyorlar. Biz bu müzmin muhaliflerin aklına uysak emin olun yaya kalırdık. Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 2002 yılında yalnızca 3 bin dolarlar civarındaydı.10 yıllar boyunca bu ülkede milli gelirin nasıl artırılacağı konuşuldu. Şimdi bu rakam 3 katına, 3,5 katına çıktı. 12 bin dolarları gördük. Şu anda 9 bin dolarlar civarına geldi. Biz bunu söylediğimizde diyorlar ki, 'aslında daha fazla olabilirdi.' Ben de diyorum ki, 'madem bu iş bu kadar kolaydı, niye daha önce bunu iktidarlar yapamadı? Niye bize 9 bin dolarlık bir ülkeyi teslim etmediler de biz bu milli geliri 9 bin dolara çıkarmak için bu kadar uğraştık.' Yani 2002'ye kadar maalesef birileri yan gelip yattı. Bu ülkenin 2002 yılında ihracatı sadece 35 milyar dolardı. Şimdi 252 milyar doların üzerine çıktı. İşlerine gelmeyince bu konulara tabii girmiyorlar. Duble yollar yaptık, köprüler yaptık, ulaşım ağını olması gerektiği seviyeye getirdik. Diyorlar ki, 'Ne yani biz yolları mı yiyeceğiz?' Ya tabii ki yolu yemeyeceksiniz ama o yollar sayesinde, o ulaşım ağı sayesinde oluşan ticaret ve ihracatla birileri karınlarını doyuracak ve katma değer üretecek."

"GERÇEKTEN MÜTHİŞ BİR SİYASİ DEHA..."

Ardından şu değerlendirmeyi yaptı:

"'Havaalanı yaptık' diyoruz. 'Bu havaalanında uçaklar kuşlara çarpar.' diyorlar. Yetmiyor, 'Burası çok rüzgârlı' diyorlar. Yetmiyor 'Burası çok uzak' diyorlar. Herhalde dünyanın en iyi havalimanlarından birini yaparken, milyarlarca avro yatırım yaparken buraları o hesaplara göre inşa ediyorlardır, değil mi? Burada siz iş insanlarısınız. Hiç bu hesapları yapmadan yatırım yapan olur mu? Hatırlarsınız, Sabiha Gökçen Havalimanı'na da karşı çıkmışlardı. Ne demişti ana muhalefetin lideri, 'Uçak inmeyen yere havalimanı yapmak Tuz Gölü'ne balık tesisi yapmaya benzer.' Gerçekten müthiş bir siyasi deha... Bugün Sabiha Gökçen, Türkiye'nin değil, Avrupa'nın en işlek havalimanlarından bir tanesi. Diyorum ya, biz bu müzmin muhaliflerin aklına uysak emin olun yaya kalırdık."

"GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ"

Mobilya sektörüne de değindi:

"İhracat rakamlarında her ay yeni bir rekor geliyor. Fuarlar, ihracat artışı noktasında sanayicilerin yeni pazarlara girmesine imkân tanıyor. Tüm sektörlerle beraber son dönem mobilya sektöründe de müthiş bir ivme yakalandı. 2002'de 290 milyon dolar olan ihracat, bugün yaklaşık 7 milyar dolar seviyesine ulaştı. Sektörün alt başlığı olan yatak üretimi, yan sanayi ve teknolojilerinde dünyada 40 milyar dolarlık bir pazar potansiyeli var. Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yatak sektörünü, yatak yan sanayi ve teknolojilerini domine etmesi işten bile değil. Gelecek Ar-Ge ve inovasyon da. Eğer biz 40 milyar dolarlık sektörden aslan payını almak istiyorsak, Ar-Ge yatırımlarını da arttırmamız ve bu alanlara da yatırım yapmamız gerekiyor. Dünyadaki eğilimleri çok daha iyi takip etmemiz gerekiyor. Bakınız, bugün kahve makinelerinden süpürgelere kadar her ürün akıllı olmaya başladı. Bu manada yapay zekayı ve dijital teknolojileri yataklara da entegre etmek ya da başka yeniliklere imza atmak sektörün geleceği açısından çok önemli ve değerli. Doğru adımlarla ilerlersek emin olun kısa zamanda sektörü dünyada bir numara yapabiliriz. Özellikle Ar-Ge ve tasarım merkezi kurma, buralara yatırım yapma niyetinde olan firmalarımıza ve bu alanlarda kendini geliştirip ihracata yönelik çalışmalar yapmak isteyen firmalarımıza Bakanlığımızın kapıları ardına kadar açık. Elimizden ne geliyorsa, biz emin olun size destek olmaya devam edeceğiz. Sizin yanınızda durmaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı liderliğinde Milli Teknoloji Hamlesi anlayışıyla üretimi, imalatı, Ar-Ge'yi baş tacı etmeye de devam edeceğiz. Türkiye üreterek kazanacak. Biz bunun sinyallerini alıyoruz. İşte biraz önce bir yabancı yatırımcıyla toplantıdan geldim. Dünyanın farklı yerlerinde üretim tesisleri var. Ama biz Türkiye'yi çok ciddi şekilde düşünüyoruz. 'Bize nasıl yardımcı olursunuz' diye bizden akıl almaya gelmişler. Biz emin olun böyle birebir büyük üreticilerle masaya oturuyoruz. Pazarlık ediyoruz, o yatırımları Türkiye'ye çekmek için gayret gösteriyoruz. Yerli yatırımcılarımızın önünü açmak için gayret gösteriyoruz."

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın tatlı sert sözlerinden yansıyanlar bu şekildeydi.

Bir konuya daha özellikle dikkat çekmek istiyorum.

Tüccarlığı ile ünlü Kayseri, yatak yan sanayi sektöründe hızla büyüyor.

Fuarda Kayserili firma yoğunluğu vardı.

Sohbet ettiğim Kayserili firma temsilcileri, "Türkiye üretiminin yüzde 80'ine yakınını yapıyor" diyerek not düşelim.

Aynı zamanda fuarı dolaşırken, TETSİAD'ın başarılarına önemli katkıları olan geçmiş dönem başkanı ve Aydın Tekstil YKB Ali Sami Aydın ile de sohbet etme fırsatım oldu.

Ali Sami Aydın, yatak kumaşı sektörüne değindi:

"Dünyada önemli bir pazar halindeyiz. Türkiye'den Ortadoğu, Kuzey Afrika, Rusya ve Avrupa'ya çok ciddi şekilde ihracat yapabilme kabiliyetimiz var. Bunun yanında hammaddeyi ürettiğiniz zaman bir şekilde yatağı da üretiyorsunuz. Yatakla beraber mobilyayı üretiyorsunuz. Bu şekilde de Türkiye'nin mobilya sektörüne çok ciddi katkıda bulunmuş oluyorsunuz. Bu yüzden çok önemli bir sektör ve Türkiye'nin mihenk taşlarından bir tanesidir."

Biraz uzun oldu...

 Fakat gördüklerimi ve duyduklarımı kısaca sizlere aktarmaya çalıştım.

 

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları