Lavrov: ABD, kimyasal silah envanterini hâlâ imha etmedi

Slovakya'da yayın yapan Pravda gazetesine demeç veren Lavrov, eski Rus ajan Sergey Skripal ve kızının İngiltere'de zehirlenmesiyle bağlantılı olarak Rusya'nın ABD'yi kimyasal silah kullanmadığına inandırması gerektiği yönündeki söylemlere tepki gösterdi.

Moskova'nın Skripral vakasında dahli olduğu iddiasıyla ABD tarafından Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulandığını anımsatan Lavrov, "Rusya'nın ABD'yi kimyasal ve biyolojik silah kullanmadığına ikna etmemesi halinde Moskova'ya yönelik baskıyı artırmakla tehdit etmeye başladılar" dedi.

'ABD'NİN TALEPLERİ TUHAF'

Lavrov, "Bu tür talepleri ciddiye almak zor. Özellikle, ABD'nin aksine Rusya'nın kimyasal silah envanterini tamamen imha ettiği ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün bunu tasdik ettiği göz önüne alındığında, bu talepler daha tuhaf geliyor" diye ekledi.

RUSYA TÜM YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMİŞTİ

Rusya, envanterindeki kimyasal ve biyolojik maddelerin sonuncusunu 27 Eylül 2017'de imha etmişti. Yaklaşık 40 bin ton zehirli madde imha eden Rusya, 1997'de yürürlüğe giren Kimyasal Silahların Yasaklanması Anlaşması'ndaki yükümlülüklerinin tamamını yerine getirmişti.

'ABD'NİN SALDIRILARI SURİYE'YE NASIL YAKLAŞILDIĞININ GÖSTERGESİ'

Lavrov, Pravda'ya röportajında Suriye'nin kimyasal silah kullandığı kanıtlanmadan ABD tarafından bu ülkeye düzenlenen saldırılar hakkındaki görüşlerini de anlattı.

Şam'ın kimyasal silah kullandığına dair kanıt sunulmadan düzenlenen ve Suriye'deki çözüm sürecini tehdit eden ABD saldırılarının Suriye'ye kimin nasıl yaklaştığını gösterdiğini belirten Lavrov, "7 Nisan'da Duma'da yaşanan sansasyonel olay da dahil, Suriye hükümetine yönelik kimyasal silah kullanma suçlamalarıyla ilgili bugüne dek hiçbir kanıt sunulmadı. Orada hiçbir kimyasal silah izi, hiçbir ölü ve yaralı, görgü tanığı bulunamadı" ifadelerini kullandı.

Ancak Beyaz Miğferler tarafından çekilen 'kimyasal saldırıdan kurtarma' ile ilgili mizansen videolarda yer alanların bulunduğunu anımsatan Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiçbir kanıt bulunmamasına rağmen, ABD ve müttefikleri, uluslararası hukukun temel ilkelerini ve BM Tüzüğü'nün ruhunu ihlal ederek, Suriye topraklarına yoğun füze saldırısı düzenledi ve tüm çözüm süreci için tehdit oluşturdu. Bu, Suriye'ye kimin nasıl yaklaştığının açık göstergesi."