Hastanedeki 115 hamile çocuk davasında tanık dinlendi

Hastanedeki 115 hamile çocuk davasında tanık dinlendi

Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2017 yılında yaşları 18'in altında 115 çocuğun hamile olduğunun saptanmasına ve durumun polise bildirilmemesine ilişkin Başhekim Yardımcısı A.A. ve Sosyal Hizmet Uzmanı N.D.'nin yargılandığı davada, olayı savcılığa ihbar eden Sosyal Hizmetler Uzmanı İclal Nergiz "tanık" olarak dinlendi.

2018.11.21 15:20 - Son Güncellenme: 2018.11.21 16:12 - Güncel
A
Hastanedeki 115 hamile çocuk davasında tanık dinlendi

115 çocuk hakkında herhangi bir işlem yapılmamış olduğunu tespit ederek durumu Başhekim yardımcısı A.A.' ya bildirdiğini anlatan tanık İclal Nergiz, "Sanık A.A. 'Bu işleri hallediyoruz, siz kendi işlerinize bakın' dedi. 2 aylık yasal süre dolduğu için cevap gelmediğinden dolayı ben de dilekçe yazarak düzenlemiş olduğum tutanağa ilişkin cevap verilmesini talep ettim. Ancak yazılar gelmedi. Eksiklikler giderilmemesi üzerine ben de Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundum" dedi. 

"SANIK A.A.'DA 'BU İŞLERİ HALLEDİYORUM, SİZ KENDİ İŞLERİNİZE BAKIN' DEDİ"

Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 2. duruşmaya tutuksuz sanıklar katılmazken, taraf avukatları hazır bulundu. Öte yandan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Avukatı Sultan Koçyiğit de duruşmaya katıldı. Duruşmada 'Tanık' sıfatıyla dinlenen Sosyal Hizmetler Uzmanı İclal Nergiz,  9 Mayıs 2017 tatihinden Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'nde Tıbbi Sosyal Hizmetler Birimi'nde göreve başladığını belirterek, şunları söyledi:

"Hastane içerisinde 'PANATES' isimli sistemden Acil kadın doğum, gebe polikilinikleri, çocuk acil ve diğer çocuk polikiliniklerinden gönderilen konsilikasyon talepleri üzerine gönderilen çocuklarla ilgili ayrıntıya girmeden ön görüşme yapıp bilgi notuyla birlikte dosyaları ilgili savcılığa gönderiyorduk. 9 Mayıs 2017'den sonra göreve başladığımda görev yaptığım birime gönderilen 18 yaş altında çocuklarla ilgili daha önceden birkaç kez konsilikasyon gönderildiğini görünce daha önce bu çocuklar ile ilgili işlem yapılmış olması halinde yeniden işlem yapılmaması gerektiğinden önceki yapılan işlemlerin kayıtlarına baktığımda herhangi bir işlem yapılmadığını görünce geçmişe yönelik inceleme yapma ihtiyacı duydum. 115 çocuk hakkında herhangi bir işlem yapılmamış olduğunu tespit ettim. O dönemde Başhekim yardımcısı olan sanık A.A.'ya eksiklikleri tesipt ettiğime dair yazılı ve sözlü bildirimde bulundum. Yasal süre olan 2 ay tutanağa cevap verilmesini bekledim. Sanık A.A. 'Hallediyoruz' dedi. A.A. ile görüşüp 2 aylık süre dolmasına rağmen işlem yapılmadığını benim listeyi tamamlayıp işlemleri yapıp bildirimde bulunmam gerektiğini söyledim. Sanık A.A.'da 'Bu işleri hallediyorum, siz kendi işlerinize bakın' dedi. 2 aylık yasal süre dolduğu için, cevap gelmediğinden dolayı ben de dilekçe yazarak düzenlemiş olduğum tutanağa ilişkin cevap verilmesini talep ettim. Çünkü bu dosyaları kapatabilmek için, adli mercilere bildirildiğine dair başhekimlikten gelecek üst yazı lazımdı. Ancak yazılar gelmedi. Ben de A.A. ile bizzat görüşüp dilekçeme dair cevap verilmediği için geriye yapabileceğim tek şeyin bu çocuklar ile ilgili Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmak olduğunu söyledim. Bunun üzerine A.A. beni Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezi'nde görevlendirdi. Ben de tüm dosyları düzenleyerek Ç.Ş.'ye devretim. Eksikleri kendisine söyledim."

"EKSİKLİKLERİN GİDERİLMEMESİ ÜZERİNE BEN DE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM"

Sanık N.D.'nin birimi kendisine yüz yüze devretmediğini, bu durumu sanık başhekim yardımcısı A.A.'ya sözlü olarak bildirdiğini söyleyen tanık, "Ben Sosyal Hizmetler Birimi'nde görev yaptığım süre içerisinde ÇETUM görevlisi I.Ö. da sözleşmeli olarak görevliydi. I.Ö. ile benim görevim farklıydı. Öz itibariyle aynı görevi yapıyorduk. O nedenle 18 yaş altındaki hamile çocuklarla ilgili işlemleri birlikte yürütüyorduk. Bu nedenle I.Ö. ile birlikte geriye dönük bildirimler ile ilgili araştırmaya beraber yapmıştık. Eksikliklerin giderilmemesi üzerine ben de Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundum" diye konuştu. Tanıkların dinlenmesi için duruşma 2019 yılının Şubat ayına ertelendi.

İDDİANAME

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sosyal Hizmetler Biriminden sorumlu Başhekim Yardımcısı A.A. ile Sosyal Hizmetler Uzmanı N.D. "şüpheli" sıfatıyla yer alıyor. N.D.'nin yerine Sosyal Hizmetler Uzmanı İclal Nergiz'in görevlendirildiği, İclal Nergiz'in görev yaptığı dönemde kendisine gönderilen çocuk gebelerin önceden de sosyal hizmetler birimine gelmesine rağmen haklarında görüşme raporu düzenlenmediğini fark ettiğini belirtiliyor. 

Nergiz'yaptığı incelemede 1 Ocak 2017 ve 24 Mayıs 2017 tarihleri arasında çocuk gebe hakkında görüşme raporu düzenlenmediğini ve yetkili makamlara suç duyurusunda bulunulmadığının tespit ettiği ifade edilen iddianamede İclal Nergiz'in bu durumu tutanak tuttuğu ve hastane yönetimine gönderidiği, bir süretini de Sosyal Hizmetler Birimi'nden sorumlu Başhekim Yardımcısı şüpheli A.A.'ya verdiği

belirtiliyor. İddianamede, kendisine cevap verilmemesi üzerine İclal Negiz'in başhekim yardımcısı A.A.'nın birkaç kez yanına gittiği, kendisine çocuk gebelerle ilgili herhangi bir belge ve bilgi verilmemesi üzerine suç duyurusunda bulunduğu anlatılıyor. İddianamede şüpheli A.A. ile N.D.'nin "Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçundan 7 ay 15 günden 3 yıl 6 aya kadar hapisleri talep ediliyor.

Diğer Güncel Haberler için tıklayın


2018.11.21 15:20 - Son Güncellenme: 2018.11.21 16:12 - Ali Yaşar
A