Erdoğan: 3.5 milyon Suriyeliye daha gücümüz yetmez

Erdoğan: 3.5 milyon Suriyeliye daha gücümüz yetmez

Tahran'da düzenlenen İdlib zirvesi sonrası konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, olası bir göç dalgasıyla ilgili, "Biz şu anda 3.5 milyona ev sahipliği yapıyoruz. İdlib'in nüfusu 3.5 milyon. Böyle bir 3.5 milyona daha ev sahipliği yapmaya gücümüz de imkanımız da yetmez" dedi. Erdoğan, "Suriye halkı bir an önce adil bir seçimi bekliyor" ifadesini kullandı.

2018.09.07 17:23 - Son Güncellenme: 2018.09.07 17:23 - Siyaset - HABER MERKEZİ
A
Erdoğan: 3.5 milyon Suriyeliye daha gücümüz yetmez
04:08 Erdoğan: "İdlip'de ateşkes sağlanmalı"

İLGİLİ VİDEO

Erdoğan: "İdlip'de ateşkes sağlanmalı"

İran'ın başkenti Tahran'da Suriye krizini görüşmek üzere bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ortak basın toplantısı düzenleyerek 12 maddelik 'Tahran Bildirisi'ni imzaladı.

Zirvenin ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu zirveler, Suriye'de gelinen noktanın muhasebesini yapmak ve ileriye dönük adımların tespiti bakımından da önemli fırsatlar sunmaktadır" dedi.

Erdoğan, "Bugün burada bulunma sebebimiz yaşanan insani drama son vermenin yollarını aramaktır. Bugün üçüncüsü gerçekleştirdiğimiz üçlü zirve, Suriye'de istikrar sağlama konusunda belli bir mesafe alınmasına katkı sağlamıştır. Yaklaşık 8 yıldır devam eden bir ihtilafın bir günde çözülmesini beklemek elbette mümkün değildir. Ancak yangını seyretmek yerine söndürmenin yollarını arıyoruz. Bunun için elimizi taşın altına koyuyoruz" ifadesini kullandı.

'ATACAĞIMIZ ADIM GÖÇÜ ENGELLEMEKTİR, BUNUN İÇİN TERÖRLE MÜCADELEDE BAŞARILI OLMALIYIZ'

Erdoğan, İdlib'de yaşanacak bir göç dalgasına dair soru üzerine, şunları söyledi:

"Biz şu anda zaten 3.5 milyona ev sahipliği yapıyoruz. İdlib'in şu anda nüfusu 3.5 milyon. Böyle bir 3.5 milyona daha ev sahipliği yapmaya gücümüz de imkanlarımız da yetmez. Astana sürecinin 3 tane garantör ülkesi olarak bir gayretin içerisindeyiz. Soçi'de başlayan süreç Ankara ve bugün Tahran'la devam ediyor. Şu anda atacağımız adım, birlikte buradan (İdlib) olabilecek göçü engellemektir. Bunun için de terörle mücadelede başarılı olmamız lazım. Özellikle silahların bırakılmasını sağlamaya yönelik buradan çıkan mesaj, terör gruplarına da çok kararlı bir duruşun ifadesidir. Bunu başarmamız gerekiyor. Çünkü oradaki iltica, göç, vs. bunu durdurmamız bizim için çok önemli. Az önce Putin'in ifade ettiği Rakka olayı, Dara olayı, oradan bile bizler yüzlerce insanı ülkemize aldık, bunlara sağlık noktasındaki her türlü tedaviyi yapabilmek için şu anda İdlib'de benzer durumla karşı karşıya kalabiliriz. Bunu da aramızda ikili görüşmelerde ele aldığımız gibi zirvede de konuşulan bir konu oldu. Zaten açıklanacak 12 maddelik sonuç bildirgesinde de bunlar etraflıca ele alınmış durumda. Temennim odur ki bu süreci artık sona erdirmenin yolunu bulalım. Çünkü Suriye halkı bir an önce kendi anayasasını ve adil bir seçimi bekliyor ve bunu hep birlikte başarmamız lazım."

'İDLİB MESELESİ ASTANA RUHUNA SADIK KALINARAK ÇÖZÜLMELİ'

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

- İdlib'de atılacak yanlış adımların yankıları her tarafta hissedilecektir. Suriyeli sivillerin can güvenliğini hiçe sayan yöntemler teröristlerin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir fayda sağlamayacaktır.

-- İdlib adeta tüm Suriye'nin küçük bir modeli konumundadır. Burada atılacak yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir.

-- Büyük çileler çekmiş İdlib halkının yeni felaketlere maruz kalmasını asla arzu etmiyoruz. İdlib meselesi yeni acılara, yeni gerginliklere, yeni sıkıntılara mahal vermeden, Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmelidir.

-- Türkiye olarak baştan beri Suriye'de akan kanın durması için mücadele ettik. Hiçbir ayrım gözetmeden Suriyeli kardeşlerimize sahip çıktık.

-- Önümüzdeki günlerde 3 garantör ülkenin temsilcileri Cenevre'de yeniden bir araya gelecekler. Anayasa Komitesi'nin kuruluş süresine dair hazırlıklar ele alınacak ve son aşamaya gelindi diyebiliriz.

-- Arzumuz Suriye ihtilafının kalıcı ve muteber bir çözüme kavuşturulmasıdır. Şüphesiz bu sorumluluk yalnızca üç garantör ülkenin değil, tüm uluslararası toplumudur. Suriye ihtilafına çözüm bulunması için ilgili tüm paydaşların ortak bir zeminde buluşması gerekmektedir. Türkiye olarak bu hedef doğrultusunda çabalarımızı sürdürmeye kararlıyız.

-- Türkiye olarak İdlib'de 12 gözlem noktamız bulunuyor. Bu şekilde sahada sükunetin idamesi için önemli bir sorumluluk üstlendik.

Diğer Siyaset Haberleri için tıklayın


2018.09.07 17:23 - Son Güncellenme: 2018.09.07 17:23 - HABER MERKEZİ
A