Kuru meyvelere ilişkin bilgi veren Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Gözde Dumlu Bilgin, kuru meyvelerin taze meyvelere göre daha yoğun bir besin içeriğine sahip olduğunu belirterek, özellikle vitamin ve mineral zenginliğine dikkat çekiyor.
Kurban Bayramı'nı daha sağlıklı geçirmek için sofralarda ve ikramlarda kuru meyvelere yer açılmasını öneren Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gözde Dumlu Bilgin, "Bu bayram sofralarınızı doğal lezzetler olan kuru meyvelerle süsleyerek hem geleneklerinizi yaşatmak hem de sağlıklı bir bayram geçirmek mümkün. Misafirlerinize şeker ve çikolata yerine sunacağınız kuru meyveler hem nostaljik hem de sağlıklı bir ikram seçeneği olacaktır. Hem sevdiklerinizi hem kendinizi koruyun" dedi.
Kuru meyvelere ilişkin bilgi veren Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Gözde Dumlu Bilgin, kuru meyvelerin taze meyvelere göre daha yoğun bir besin içeriğine sahip olduğunu belirterek, özellikle vitamin ve mineral zenginliğine dikkat çekiyor.
Dr. Öğr. Üyesi Bilgin, kurutma işleminin, meyveleri daha konsantre hale getirdiğini söyledi. Dr. Bilgin, "Bu da potasyum, magnezyum, kalsiyum, çinko ve fosfor gibi temel minerallerin yanı sıra A, D, B6, K1 ve E vitaminlerinin oranını artırıyor. Ayrıca kuru meyveler, içerdiği biyoaktif bileşenler ve fitokimyasallar sayesinde bağışıklık sistemini destekliyor, bağırsak sağlığını olumlu etkiliyor" dedi.
"Tüketimde çeşitlilik şart"
Dr. Öğr. Üyesi Bilgin, "Her kuru meyvenin besin profili farklı olduğu için çeşitliliğe önem verilmeli. Kuru kayısı A vitamini ve karotenoidler açısından öne çıkarken, kuru üzüm demir ve potasyum yönünden zengin. Sindirim dostu kuru incir ve doğal şeker kaynağı kuru hurma ise enerji verici atıştırmalıklar arasında yer alıyor. Ayrıca, insülin direnci ve diyabet gibi durumlarda kuru elma, kayısı ve yaban mersini gibi düşük glisemik indeksli meyveler; sindirim problemi yaşayanlar içinse lif zengini kuru erik ve incirin tercih edilmeli" diye konuştu.
"Günde 30 gram yeterli"
Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği gibi günlük en az beş porsiyon sebze-meyve tüketiminin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Bilgin, kuru meyvelerin bu ihtiyacı karşılamakta büyük kolaylık sunduğunu söyledi. Bilgin, "Ancak porsiyon kontrolü şart. Kuru meyvelerde su azalınca şeker ve enerji yoğunluğu artıyor. Bu nedenle diyabet hastaları ve kilo kontrolü hedefleyen bireyler ölçülü olmalı. Günlük ortalama önerilen miktar ise 30 gram. Bu da yaklaşık bir yemek kaşığı kuru üzüm, bir adet kuru incir, dört adet kuru kayısı ve iki-üç adet kuru hurmaya denk geliyor" dedi.
Yeni nesil kurutma yöntemleri
Evde meyve kurutmanın da sağlıklı bir alternatif sunduğunu belirten Bilgin, "Gıda teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte vakumlu (freeze-drying), mikrodalga destekli ve infrared gibi yenilikçi kurutma teknikleri sayesinde ürünler hem hijyenik hem de daha uzun ömürlü hale geliyor. Bu yöntemlerle ananas, mango, çilek ve kivi gibi egzotik meyveler de kurutularak pazara sunuluyor" diye konuştu.
"İsrafı azaltıyor, erişimi artırıyor"
Bilgin, "Kurutulmuş meyveler yalnızca sağlık açısından değil, sürdürülebilirlik açısından da avantajlı. Mevsimsel meyveler düşük maliyetle kurutularak yıl boyunca tüketilebiliyor. Ev yapımı kuru meyvelerin katkı maddesi ve ek şeker içermediği için daha güvenli bir seçenek sunuyor, bu sayede hem gıda israfının önüne geçildiğini hem de sağlıklı beslenme alışkanlıklarının desteklendiğini ifade ediyor. Türkiye, kuru meyve üretiminde dünya çapında önemli bir konuma sahip. Bu ürünlerin artan popülaritesi hem iç pazarda hem de ihracatta sektörel büyümeyi hızlandırıyor" ifadelerini kullandı.
Kaynak: DHA
Sağlık, 2025.06.05 10:05
