Bir kişiye duyulan yüksek sevgi ve bağlılık duygusu olarak tanımlanan aşk, psikolojiye göre biyolojik dürtüler ve şefkatin karışımı sonucu da ortaya çıkabilir.
Her insanın ömründe en fazla 3 kez aşık olabileceğini öne süren ilişki uzmanı Helen Fisher'a göre ise bunlardan en toksik olanı ikinci aşk.
İLK AŞK ACEMİ DUYGULARA DAYANIYOR
Genellikle gençlik aşkı olarak tanımlanan ilk aşk, birçok bireyin hayat karşısında toy olduğu yıllara denk geliyor. Yaşam koçu Mark Manson, ilk aşkın fiziksel ve davranışsal çekime dayalı olduğunu ve beynin üreme içgüdüyle ortaya çıktığını iddia ediyor. Bireyler, bu aşkı her ne kadar masalsı bulsalar da, daha sonra yaşayacakları duygusal tecrübelerin yanında oldukça yüzeysel kalıyor.
İKİNCİ AŞK ÇATIŞMA İÇERİYOR
İlişki uzmanları, ikinci aşkın ise yoğun çatışmalar içerdiğini, bu durumun da toksik bir döngüye sebep olabileceğini söylüyor. Tutkunun ve şehvetin yüksek olduğu ikinci aşk, birçok kişi tarafından yıllar geçse de unutulmuyor çünkü ''ruhun aynası'' olarak tanımlanıyor.
Roxie Nafousi, çiftlerin ikinci aşkta güven problemleri ve yaralarıyla yüzleştiğini ifade ediyor. İkinci aşk, çoğu zaman büyük kalp kırıklıkları ve acılarla sona eriyor.
ÜÇÜNCÜ AŞK KALICI BERABERLİĞİ GETİRİYOR
Aşkta üçüncü aşama ise bağlılık ve sadakat ağırlıklı oluyor. Üçüncü aşk, kalıcı bir beraberliği temsil ederken, Mark Manson bu aşkın hayatın sunduğu nadir bir deneyim olduğunu ve herkesin karşısına kolay kolay çıkmayacağını belirtiyor.
Üçüncü aşkta, partnerler birbirlerini kusurlarıyla seviyor ve yan yanayken konfor alanında hissediyor.
Roxie Nafousi, hiç ummadığınız anda gelen sağlıklı sevginin, genellikle kalıcı aşka evrildiğini ifade ediyor.
Kaynak: IHA
Sağlık, 2025.02.19 16:38