Hür-Sen, Birleşik Kamu-İş, KESK, BASK ve ASİM-SEN, memur maaşlarına yapılan zammı protesto ederek basın açıklamalarında bulundular.
MERVE DENİZ EKİCİ / BURSADA BUGÜN
Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu (Hür-Sen), Birleşik Kamu İş Görenleri Sendikaları Konfederasyonu (Birleşik Kamu-İş), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları (BASK) ve Askeri İş Yerlerinde Görevli Kamu Çalışanları Sendikası (ASİM-SEN), kamu emekçilerine yüzde 11.54'lük zammı protesto etmek adına bir günlüğüne iş bırakırken, Kent Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
Hür-Sen Konfederasyon Temsilcisi Selahattin Gürses, "İşçiye, memura emekliyi açlığa mahkum edenlere karşı direnenler, merhaba. 2025 yılı için çalışanlara reva görülen zam oranı gerçek enflasyonun çok altındadır. Vergilere yüzde 44, KDV yüzde 81 zam yapan iktidar emekçiye bunu reva görmüştür. 2025 yılı için yıllık zam oranı bize hükümetin kemer sıkmayı geçtiğini ve emekçinin boğazını sıkma eylemine geçtiğini gösteriyor. Emeklilerimiz açlık sınırı maaşıyla temel gereksinimlerini karşılamanın altında. Bu durumlarda yetkililerin susması kabul edilemez. Ne yazık ki kendilerini memurların sesi olarak lanse eden sarılar ve yancıları iktidar odaklı politika izleyerek çalışanların haklarını izlemek için uzak kalmıştır. Siyasi iktidarlarla sendikacılık yapıldığı sürece kaybeden bu meydanlardaki kamu emekçileri olacaktır. Sarılar nerede?" şeklinde konuştu.
Birleşik Kamu-Sen adına açıklamalarda bulunan Reha Çiftçi, "Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı %44,38'lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz. Kamu emekçilerinin maaşlarına %11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz" açıklamalarıyla yapılan zamların hayat pahalılığına engel olmadığını dile getirdi.
Birleşik Kamu-İş adına konuşan Başkan Reha Çiftçi, "Hakkımız olanı talep etmek için buradayız" açıklamalarıyla taleplerini şu şekilde sıraladı;
1)Ancak, en düşük memur maaşına %100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacaktır.
2)Asgari ücret işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmelidir.
3)Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır.
4)Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alınterine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi %15'e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
5)Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalıdır. Alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimizeyansıtılmalıdır.
6)İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır!
7)Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz!
8)Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır.
KESK adına basın açıklaması gerçekleştiren Uğur Üçöz, "Türkiye'deki vergi sistemi, emeği ile geçinenler aleyhine işlemektedir. Ücretli çalışanlar, gelir vergisi dilimleri nedeniyle yıl içinde daha fazla vergi ödemek zorunda kalırken, sermaye kesimi vergi avantajlarından yararlanmaktadır. Kamu emekçileri olarak yılın başında aldığımız ücret, birkaç ay içinde vergi dilimlerinin artmasıyla erimektedir. Adil bir vergi sistemi, çok kazanandan çok; az kazanandan az vergi alınmasını ve servet vergisinin hayata geçirilmesini, düşük gelirli kesimlerin vergi yükünün azaltılmasını gerektirir.
Talebimiz nettir, ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 10 olarak sabitlenmeli, temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. Enflasyon karşısında eriyen maaşlarımız, kamu emekçilerinin temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamamaktadır. Resmi enflasyon rakamları ile halkın hissettiği enflasyon arasında büyük bir fark vardır. Özellikle gıda, konut, ulaşım ve enerji gibi temel harcamalara yapılan zamlar karşısında kamu emekçileri tarihin en hızlı yoksullaşma süreci yaşamıştır.
İnsanca yaşayacak bir ücret, sadece ekonomik bir talep değil, aynı zamanda insani bir haktır. Kamu emekçileri, geçim sıkıntısı çekmeden çocuklarının geleceğine güvenle bakabilmeli, sağlıklı bir yaşam sürdürebilmelidir. Bu nedenle, asgari ücret ve kamu emekçisi maaşları yoksulluk sınırının üzerinde belirlenmeli, maaş artışları Erdoğan-Şimşek programına göre değil gerçek enflasyon oranına göre yapılmalıdır" dedi.
KESK adına basın açıklaması gerçekleştiren Üçöz, taleplerini şu şekilde sıraladı;
1)Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı İSTİYORUZ!
2)Eşit işe ; eşit ücret talep ediyoruz.
3)Bu sefalet zam aldatmacasına karşı, en düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine yani 79.000 TL'ye çıkartılmasını talep ediyoruz.
4)Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hale getiren kira fiyatlarına karşı, güncel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz
5)Asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkartılmasını talep ediyoruz.
6)İşyerlerinde ücretsiz kreş açılmasını talep ediyoruz.
7)Kamuda mülakat değil, liyakat, yani kadrolu güvenceli istihdam talep ediyoruz.
8)Seyyanen zamların, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, insanca yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz.
9)Kamu kaynaklarının "müşteri garantili" projeler için değil, halk için kullanılmışını talep ediyoruz.
10)Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok, yani adil bir vergi sistemi ve 1. Vergi diliminin %10'a düşürülmesi ve sabitlenmesini istiyoruz.
11)Bizleri toplu sözleşme masası adı altında, siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi istiyoruz.
Bursa Bölge, 2025.01.13 13:03