Bursa suyuna sahip çıkamadı, ya zeytinine?

Bursa'nın, özellikle de Gemlik'in, zeytinle olan bağı sadece ekonomik değil, duygusal bir mirastır.  Bursa için zeytinin yeri bir başka olmuştur. Özellikle de Gemlik sofralık zeytininin...

Adeta bir markadır bu şehir için. Gemlikli biri olarak söylüyorum: zeytin bizim için altından değerlidir. Sadece kahvaltı sofralarımızı değil her öğün sofralarımızı süsler; o yüzdendir her kesilen zeytin ağacının içimizde büyük yaralar açması.

Günümüzün hastalığı tüketim çılgınlığından zeytin de nasibini aldı. Yıllarca meyve veren, susuzluğa bile direnen o ağaçları bir bir yok ettik. Oysa onlar sadece ağaç değil; hafızaydı, yaşamın ta kendisiydi. Zeytin ağaçlarını tükettik birer birer yerlerine villalar yaptık, yollar açtık, fabrikalar kurduk. Ne için bu kadar hırs yüzyıllardır kök salan ağaçlardan çok mu değerliyiz bu dünyada.

Bursa'nın suyunu tükettik el birliği ile sıra diğer değerlerimize mi geldi.

Babaanneden kalan birkaç zeytin ağacımız kaldı Gemlik'te ve her yıl bu mevsimlerde gidip yeşil zeytin toplarız. İnanın bu deneyimi tatmak bir başkadır. O ağaçların içinde olmanın tarifini yaşamadan bilemezsiniz. Yıllardır kök salan ağaçlara dokunmak, zeytinin kokusunu içinize çekmek. Tarif edilemez bir histir.

Zeytin öyle narin bir meyve de değildir. Kuraklığa dayanır, öyle çok ilgilenmeseniz bile küsmez size meyve verir. Kökleriyle direnir.  Ve biz, bir dalı kırıldığında bile üzülürken, nasıl oldu da bu ağaçları köklerinden sökmeyi kabullendik?

Farkında değiliz belki ama...

Her kesilen ağaç, aslında bizi koparıyor köklerimizden.

Zeytin öyle bir meyvedir ki sıkarsın yağ olur, yaprağından çay olur ki pandemi zamanı az medet ummadık kendisinden. Babaannelerimizin pürüzsüz cildinin sırrı bile onun sabunundadır. Çekirdeği bile değerlidir oda pirina olur.
 

Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldız, yeni sezon öncesi yaptığı toplantıda Bursalı basın mensupları ile buluştu. Yaptığı açıklamada hem üreticiye hem de tüketiciye güven verecek mesajlar verdi ama Başkanın konuşmasında bolca sitem vardı bir önceki yönetime.

Başkan, "Biz herhangi bir kurum ya da marka değiliz. Marmarabirlik, ortaklarının emeğiyle büyüyen bir üretici birliğidir. Gücümüzü birlik olmaktan alıyoruz" derken Marmarabirlik'in sadece iç pazarda değil, dış pazarda da güçlü bir konuma geldiğini hatırlattı.  Başkan Yıldız, "Bu yıl itibariyle 35 milyon dolarlık ihracatla tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştık. Yeni hedefimiz 50 milyon dolarlık ihracat. Bunun için çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz" dedi.

Başkan Yıldız toplantıda bir müjde de verdi. "Artık sadece sofralık zeytin ve zeytinyağı değil; zeytinyağlı sabunlar, kremler ve ilk kez üreteceğimiz sürmelik zeytinyağlı çikolata ile raflarda olacağız. Bu ürün palm yağı içermiyor ve tamamen doğal. Gençlerimizin seveceği, Türkiye'de bir ilk olacak bir ürün" dedi . Tabi benim aklım Marmarabirlik'in üretimden kaldırdığı zeytinli çikolataya gitmedi değil. Umarım bu ürünlerin kaderi de zeytinli çikolata gibi olmaz.

Tabi buradan bakınca tablo çok güzel ve bir Gemlikli olarak daha güzel yerlerde gelmesi tek dileğimiz ama madalyonun diğer tarafına baktığımızda ise rakamlar yüzümüze tokat gibi çarpıyor. TÜİK'e dayanan haberlere göre, 2024 yılı Türkiye'de en çok sofralık zeytin üreten il ne yazık ki Bursa değil. Bunun sebebi de hepimizin malumu zaten.

Zeytin, Bursa'nın kimliğidir. Zeytine sahip çıkmak geçmişe, doğaya ve geleceğe sahip çıkmaktır. Zeytin ağacını sadece "ağaç" olarak gören anlayış değişmedikçe, ne soframızda gerçek zeytinin tadı kalacak, ne de kök salacak bir hikayemiz