Binay Kazan

Haftanın 4 günü çalışma senaryosu bir ütopya mı yoksa?

26 Aralık 2024 Perşembe, 13:38

Bugün ben sizlere yakın geleceğe dair önemli bir senaryodan bahsetmek istiyorum. Uluslararası Enerji Ajansı;dünyanın 2050 yılına kadar olacak gelişmelerini, bir senaryo haline getirerek kamuoyu ile paylaşmış. Anlatılanlara ve öngörülere baktığımızda; bu senaryonun gerçekleşmesi halinde; yaşam şeklimizin köklü bir şekilde değişeceğini anlıyoruz.

Zaten yapmak zorunda olduğumuz şeyler bunlar belki de...Yoksa; dünyanın köküne kibrit suyu döküleceği ve komple yanacağı günlere gelmek üzereyiz.Küresel ısınma dediğimiz felaketler zinciri, tüm ülkelerin kapısını çalmış durumda...Artık insanların başına gelen felaketler,eski felaketleri aratacak cinste...Sebep;küresel ısınma dediğimiz bir şey.. Petrol,kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtlar,150 yıllık modern yaşam dediğimiz bu süreçte dünyanın iklim krizi felaketini hazırladı.Küresel ısınmanın temel kaynağı olan sera gazlarının artışı ile, dünya 1,2 derece daha fazla ısındı.

Şimdi bu sıcaklık artışını en az 1,5 derece de en fazla da 2 derecede tutabilmek için eylem planları hazırlanıyor.Eğer şu anda 1,2 derece olan sıcaklık artışı 1,5 dereceyi geçerse;dünya nüfusunun yüzde 15'i sıcak hava dalgalarının etkisi altına girerek yoğun felaketler yaşayacak.

Yani;yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsen sakal örneği...

Isınmanın en kuvvetli olduğu bölgeler arasında kalan Türkiye'de ; yangınlar-seller,fırtınalar,kuraklıklar,susuzluk ve çölleşme ile karşılacak.

IEA'NIN 30 YILLIK KURTULUŞ SENARYOSU

Şimdi IEA'nın 2050 yılına kadar olacak olası Dünyayı Kurtarma Senaryosu'nun yıl başları kriterleriyle değerlendirilmesine başlayalım. Hedef: 30 yıl sonunda her alanda karbonsuzlaşarak dünyanın sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak ve sıfır emisyona ulaşmak...

Bu arada senaryoyu paylaşan kuruluşu da tanıyalım isterseniz...Uluslararası Enerji Ajansı(IEA) 1974 yılında Paris'te kurulan bağımsız bir çevre kuruluşudur.Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 29 ülke bu kuruluşun üyesidir.Şimdi IEA'nın yıllar bazında hazırladığı senaryo ayrıntılarına geçiyorum.

YIL 2025:Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde yeni yapılan tüm evler sıfır emisyon standartlarında olacak.Bu evlerde fosil yakıt(kömür-petrol-doğalgaz) tüketilse bile,çatısındaki özel bir paneldeki ısı pompası ile karbon salınımı azaltılacak.Binalarda kömürlü kazan kullanımı yasaklanacak.Binaların yalıtımı maksimum düzeyde artırılacak ve elektrikli ısınma sistemleri devreye sokulacak.Son kömür santrali inşaatlarının tamamlandığı duyurulacak.Başka kömürlü santral inşaatı yapılmayacak.Ulaşımda bisiklete ağırlık verilecek ve egsoz gazı üretmeyen yeni ve basit araçlar kullanılmaya başlanacak.İnsanlar okullara ve işyerlerine bu tür sera gazı üretmeyen bisikletlerle gidecek.

YIL 2030:Tüm dünyada yapılan konut ve binalarda sıfır emisyon standartına geçilecek.Geniş yalıtımlı binalarda oturan insanların doğalgaz-kömür ve petrol giderleri azalacak.Bu faturalara ne kadar zam geldiği endişesi de yok olacak.Dünyada satılan tüm otomobillerin yüzde 60'ı elektrikli olacak.Sanayide hidrojen enerjisi kullanımı artacak ve 850 gigavata ulaşacak.

2035 YILI:.İçten yanmalı motora sahip otomobil satışı hiç olmayacak.Bu nedenle trafik kaynaklı hava kirliliği yaşanmayacak.Kamyon türü yük taşımacılıkta kullanılan araçların yarısı elektrikli hale gelecek.Ev ve işyerlerinde kullanılan ve gaz salınımı yüksek olan klimalar, artık devre dışı kalacak.

2040 YILI:Tüm binalarda süper yalıtım sistemi tamamlanacak.Petrol talepleri 2020 yılının yarısına düşecek.Elektrik üretiminde sıfır emisyon noktasına kavuşulacak.Hidrojen enerjisi biraz daha ön plana çıkacak.

2045 YILI:Isı pompaları binalardaki ısı ihtiyacının yarısını karşılar hale gelecek.Bisiklet türü çevre kirliliği hiç yaratmayan yeni jenerayon araçlar çıkacak.Bisiklet kulüpleri kurularak, sosyal dayanışmalar ve yarışmalar düzenlenecek.Organik tarım ve doğal gübre ile üretim yaygınlaştırılacak.

2050 YILI:Elektriğin büyük bölümü güneş,rüzgar ve hidrojenden elde edilecek.Ağır sanayide üretim yüzde 90-95 oranında düşük emisyonlu tesislerden oluşacak.Kentlerde ve otoyollarda elektrik şarj istasyonları ve dev akü alanları görülmeye başlanacak.Ulaşım sisteminde elektrikli araçlar,aydınlatma da ise tamamen LED ampuller dönemi başlayacak.Trenlerin yüzde 90'ı elektrikli olacak.Uçaklarda ise biyoyakıt kullanımı yüzde 50'ye yaklaşacak..İnsanların çalışma süreleri azalacak.Tüm ülkelerde haftanın 4 günü, çalışma günü olarak kullanılmaya başlanacak.Lüks tüketim sınırlandırılacak. Sıfır emisyon yaşantılarımızdaki yerini alırken,dünyanın güzel yarınları için somut adımlar atılmaya başlanacak.Sıcaklıklar sabit tutulunca, doğal felaketler de azalacak.

BİR ÜTOPYA MIDIR IEA'NIN BU PROJESİ?

IEA'nın 2050'de tamamlanacak bu 30 yıllık senaryosuna "Bu bir ütopyadır" değerlendirmesinde bulunacak birçok okurum çıkacaktır şimdi...Evet bende kabul ediyorum ki; Türkiye gibi kömür santrallerine bağımlı birçok ülkede bu senaryonun kurallarını hayata geçirmek zor olabilir.Ama gerek AB'nin uygulamaya başladığı Yeşil Mutabakat Eylem Planı,gerekse Birlşmiş Milletler'in Paris İklim Anlaşması,artık bazı ülkelerde hayata geçiriliyor. Bu yılın sonuna kadar Belçika'da 604 bin mazotlu araç trafikten men edilecek.Almanya'nın bazı kentlerinde(Berlin ve Stuttgart) mazotlu araçların kent merkezlerine girişi şimdiden engelleniyor.AB'de kömür santralleri kapanıyor.

Amaç;dünyanın sağlıklı ve güvenli geleceği ise; çıkarılan kurallara uymak gerekiyor.Anlaşılıyor ki yakın gelecekte elektrik ve hidrojen; enerji sektörünün kralları olacak.Yalıtımı yüksek binalar daha çok para edecek ve insanlar daha az çalışıp,dünyanın geleceği için daha iyi şeyler yapacaklar.

Bu proje tam olarak uygulanırsa tabii ki...Türkiye gibi gelişimini tamamlamamış ülkelerin bu projeksiyona uymasının çok kolay olmayacağını söyleyebilirim.Çünkü bazı sobalarında hala lastik ve mazot yakılıyor bu ülkenin...Fabrika atıkları Nilüfer Çayı'nda olduğu gibi,ülkemizdeki birçok şehirde akarsulara bırakılıyor.Foseptikler,tam arıtılmadan denizlere atılıyor.Çevreyi korumak; birçok kişiye bir fantezi gibi geliyor.

Ama yine de umutsuz olmamak gerek diye düşünüyorum....Haydi hayırlısı...

Yazarın Diğer Yazıları

Güzelyalı İlhan İrem Müzik Parkı hayal mi oldu?
23 Aralık 2024 Pazartesi, 16:56

Bursaspor'da sular durulmalıdır artık!
19 Aralık 2024 Perşembe, 12:25

"Yerli malı, yurdun malı" sadece bir slogan mıdır?
17 Aralık 2024 Salı, 11:27

Bu zorlu maça 3 puan yakışırdı ama...
14 Aralık 2024 Cumartesi, 17:55

Aile bütçenizi kemiren, vampir enerji mi yoksa?
12 Aralık 2024 Perşembe, 11:08

En güzel günlerimiz; henüz yaşamadıklarımız mıdır?
10 Aralık 2024 Salı, 10:52

Tecrübe konuştu, Bursaspor coştu!
08 Aralık 2024 Pazar, 17:02

Gerçek bir profesyonel: Bulutlu havayı da sever!
05 Aralık 2024 Perşembe, 12:10

Başın öne eğilmesin timsah!
05 Aralık 2024 Perşembe, 00:20

Nilüfer Çayı'nın S.O.S. çığlığını duyan yok mu bu kentte?
03 Aralık 2024 Salı, 11:54

Tüm Yazılar