Nev Esentepe Hastanesi'nden Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, son dönemde okullarda ve çevrim içi ortamlarda artan akran zorbalığı vakalarına dikkat çekerek, "Zorbalık sadece bireysel bir davranış değil, okul, aile ve çevrenin birlikte şekillendirdiği bir iklim meselesidir" dedi.
SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN
Nev Esentepe Hastanesi'nden Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, son yıllarda artan akran zorbalığı vakalarına dikkat çekerek, "Zorbalık, yalnızca bireysel bir davranış değil; okul, aile ve çevrenin birlikte şekillendirdiği bir iklim meselesidir" dedi. Deniz, akran zorbalığını "aynı yaş grubundaki çocuk veya ergenler arasında bilerek, isteyerek, tekrar eden ve güç dengesizliği içeren davranışlar" olarak tanımladı. "Burada niyet, süreklilik ve güç farkı çok önemlidir. İki arkadaşın tartışması ya da tek seferlik bir sert söz zorbalık değildir" diyen Deniz, özellikle siber zorbalığın yaygınlaştığına dikkat çekti.
"ZORBALIĞIN EN ETKİLİ YANI 7/24 SÜRMESİ"
Fiziksel, sözel, sosyal ve dijital zorbalığın farklı yüzleri olduğunu anlatan Deniz, "Günümüzde çocuk okuldan kaçıp eve sığındığında bile, çevrim içi ortamda saldırı devam edebiliyor. Bu da çocuğun hiçbir zaman güvende hissetmemesine yol açıyor" ifadelerine yer verdi.
"ÇOCUĞUN RİTMİNDEKİ DEĞİŞİMLERE DİKKAT EDİN"
Akran zorbalığının belirtilerine değinen Deniz, "Okula gitmek istememe, sabah mide ya da baş ağrısıyla uyanma, eşyaların sık kaybolması, notların düşmesi, arkadaş çevresinde ani değişimler, uykusuzluk ve sinirlilik önemli sinyallerdir. Siber zorbalıkta ise telefon çalınca tedirginlik ya da sosyal medyayı bir anda silip yeniden açma davranışları dikkat çekicidir" diye konuştu.
"ZORBALIK BİR İKLİM MESELESİDİR"
Yalnızca zorbalığı yapan çocuğa odaklanmanın yanlış olduğunu belirten Deniz, "Zorbalık, düşük denetimin olduğu alanlarda ve yetişkinlerin tutarsız tepkiler verdiği ortamlarda yeşerir. Popülerliğin güçle karıştırıldığı sınıf kültürü bu davranışı besler" ifadelerini kullandı.
OKUL VE AİLE İŞBİRLİĞİ ŞART!
Zorbalığı önlemede okul, aile ve çocukların aynı yönde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Deniz, "Okulun net bir 'sıfır tolerans' politikası olması gerekir. Kurallar açık olmalı, ihlalin sonucu önceden bilinmelidir. Empatiyi ve kapsayıcı dili büyüten sınıf etkinlikleri, sosyal-duygusal beceri eğitimleri asla 'yumuşak ders' değildir; zorbalık oranlarını azaltan temel araçlardır" dedi.
"ÇOCUĞUNUZ HEDEFSE ÖNCE DİNLEYİN"
Zorbalığa maruz kalan çocukların ailelerine de önerilerde bulunan Deniz, "Çocuğunuzu dinlerken sözünü kesmeyin, 'abartıyorsun' demeyin. 'Bunu yalnız taşımana gerek yok' demek bile yükünü hafifletir. Olayı okul rehberlik servisiyle paylaşın, güvenli yetişkin haritası oluşturun. Siber zorbalıkta kanıtları saklayın; ekran görüntülerini alın" uyarısında bulundu.
"ZORBALIK YAPAN ÇOCUK UTANDIRILMAMALI, DÖNÜŞTÜRÜLMELİ"
Zorbalık yapan çocukların da desteğe ihtiyacı olduğunu belirten Deniz, "Amaç utandırmak değil, sorumluluk aldırmaktır. Davranışın arkasındaki ihtiyacı görmek gerekir; güç arayışı mı, öfke mi, grup baskısı mı? Yaptırımlar öğretici ve onarıcı olmalı. Özür dileme, zarar görenin yanında yer alma, anlamlı bir sorumluluk üstlenme gibi adımlar dönüştürücüdür" dedi.
"TANIK OLAN ÇOCUKLAR SESSİZ KALMAMALI"
Zorbalık olaylarının çoğunda sınıf arkadaşlarının tanık olduğunu söyleyen Deniz, "Tanıklar ses verdiğinde zorbalık hızla irtifa kaybeder. Güvenli müdahalenin üç yolu vardır: hedefteki kişiyi yalnız bırakmamak, bir yetişkinden yardım istemek ve olayı güvenli şekilde raporlamak" ifadelerini kullandı.
"ZORBALIK BİR ÇOCUĞUN UTANCI DEĞİL, BİR YETİŞKİN EKOSİSTEMİNİN SORUMLULUĞUDUR"
Helin Ezgi Deniz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Zorbalığın etkisi olay bitince bitmez; yıllar sonra bile kişinin kendine bakışını etkiler. Ama bu kader değildir. Tek bir güvenilir yetişkinin varlığı bile koruyucudur. Unutmayalım, zorbalık bir çocuğun utancı değil, bir yetişkin ekosisteminin sorumluluğudur. Yetişkinler aynı dili konuştuğunda, çocuklar çok hızlı iyileşir."
Sağlık, 2025.10.27 15:59