Prof. Dr. Murat Taş

Sağlıklı mı kentler? Ya da ne kadar sağlıklı kentimiz...

20 Ekim 2025 Pazartesi, 09:30

Bir kenti oluşturan en önemli iki bileşenden biri doğal çevre, diğeri ise bu doğal çevreyi yaşamak için elverişli hale getirmek için yapılan yapılı çevre yani binalar ve yerleşimdir. Doğal çevre, yaşamak için gerekli temiz su, toprak, hava gibi tüm temel kaynakların elde edilmesi için önemlidir. Aynı zamanda yapılı çevrenin inşası için gereklidir. Hem yapılı çevre inşa edilirken temel yaşam kaynaklarımızın bulunduğu doğal çevrenin dengesinin bozulmaması gerekir. Hem de yapılı çevre inşa edilip yaşam devam ederken doğal çevrenin kirletilmemesi önemlidir.

Peki şimdi başta sorduğumuz soruya geri dönelim. Bir şehrin suyu kirli akıyorsa, havası çöp ve arıtma kokuyorsa, toprağında artık nitelikli tarım yapılamıyorsa şehrin doğal değerlerinin temiz ve sağlıklı olmasından söz edebilir miyiz? 'Velhasıl sudan ibaret şehirde artık sular bile akmaz oldu' dediğinizi duyar gibiyim. Su kaynaklarının bu kadar bol olduğu bir şehirde ne oldu da artık susuz kalma korkusu yaşar olduk. Yeşil Bursa kimliği ile tüm dünyanın tanıdığı bir şehir iken ne oldu da tarım topraklarımız, ağaçlık alanlar, ormanlarımız kontrolsüz yerleşim yeri haline geldi. Neredeyse tüm kent içi derelerimiz artık hiçbir yaşam belirtisi olmayan simsiyah su akıp kokudan etrafında durulamaz hale geldi. Çöp, su arıtma, geri dönüşüm tesisleri sebebi ile yoğun koku ve hava kirliliği sorunları giderek artmaya başladı. Yani kısacası kentin en önemli iki bileşeninden birisi olan doğal çevrenin sağlıklı olduğundan söz etmemiz hayli zor görünüyor.

Gelelim kenti oluşturan ikinci bileşen olan yapılı çevreye, yani binalarımıza ve yerleşim alanlarımıza...

Bursamız yakın zamanlara kadar hala Osmanlının ilk başkenti olması sebebi ile tarihi kent kimliği öne çıkmış, tüm zamanların en ilgi çekici mimari eserleri ve yerleşimi ile örnek bir şehirken malesef son yıllarda kendiliğinden kontrolsüz biçimde gelişen kaçak yapıların, yetersiz ve hatta yanlış imar ve yapılaşma kararları sonucu mimari kimlikten yoksun, başta ulaşım olmak üzere birçok şehircilik sorunun giderek arttığı bir hale gelmiştir. Bu olumsuz yapılaşma kararları doğal çevrenin ciddi biçimde zarar görmesine de sebep olmuştur. Hem niteliksiz, sağlıksız yapılı çevre hem de birçok temel yaşam kaynağının zarar gördüğü sağlıksız doğal çevre...

Artık aklımızı başımıza almanın zamanı geldi de geçiyor bile. Elimizde kalan temel kaynaklarımızı artık tamamen yok etmemek için acil olarak yerleşim kararlarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Yeni yerleşim alanları açıyorsak ya artık özelliğini kaybeden tarım topraklarımızı yeniden kazanmamız gerekiyor yada yeni yerleşim alanları açıp doğal çevreyi daha da tüketmemek adına şehrin sorunlarını mevcut yerleşim alanlarının niteliğini arttıracak akılcı dönüşümleri gerçekleştirerek çözümü yerinde aramamız gerekiyor.

Eğer bunlar yapılamayacaksa su da toprak da yeşil de şiirlerde, sözlerde kalmaya devam edecektir. Yakın zamanda sağlıksız bir şehirde yaşıyor olmanın sonuçları için ağır bedeller ödemek zorunda kalabiliriz.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın, güvenle kalın, Allah'a emanet olun.

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

İznik'ten Bursa'ya...
01 Aralık 2025 Pazartesi, 09:48

Bursa nereye koşuyor? Bursamızda kentsel ve mimari mekan kalitesi
24 Kasım 2025 Pazartesi, 08:48

500 BİN SOSYAL KONUT İLE EV SAHİBİ TÜRKİYE/YÜZYILIN KONUT PROJESİ
16 Kasım 2025 Pazar, 22:36

GÜNDEMİMİZ SU... ŞEHİRLERDE VE BİNALARDA SU YÖNETİMİ
09 Kasım 2025 Pazar, 22:18

DEPREM GÜVENLİ BİNA VE ŞEHİR ZOR DEĞİL...
02 Kasım 2025 Pazar, 21:23

Cumhuriyet, kent, mimari ve Bursa
27 Ekim 2025 Pazartesi, 07:54

Bursamızın olası deprem zararlarını nasıl azaltabiliriz?
13 Ekim 2025 Pazartesi, 08:34

Dünya Konut ve Mimarlık günü kutlu olsun
06 Ekim 2025 Pazartesi, 09:26

Cami mimarimiz üzerine...
29 Eylül 2025 Pazartesi, 20:51

Ah Uludağ... Başka Uludağ yok!
23 Eylül 2025 Salı, 07:13

Tüm Yazılar