Prof. Dr. Murat Taş

Bursa nereye koşuyor? Bursamızda kentsel ve mimari mekan kalitesi

24 Kasım 2025 Pazartesi, 08:48

Bursamızın hemen her yerinde sanayi, konut iç içe, az katlı binalar ve yüksek yapılar yan yana, gecekondu ile yeni konut blokları yan yana, kent parkları içinde insanlar otomobil ile dolaşırken yayalar ezilmemek için mücadele veriyor, aslında coğrafi doğal bir zenginlik olan derelerimiz simsiyah akıyor ve kokuyor, arıtma tesisleri, katı atık tesisleri, çöp alanları, geri dönüşüm tesisleri kentin neredeyse yaşam alanlarının içinde, birçok yerde şehri boydan boya geçen yüksek gerilim hatları altındaki binalar ve yeşil alanlar, ana arter niteliğindeki caddelerde dahi yetersiz bir aydınlatma, yol kalitesi son derece kötü, hemen her yerde caddeler, yayaların yürüdüğü ana yollar dahi çamur içinde, hemen kavşak içine yerleştirilmiş hastane, ofis binaları, alışveriş mekanları, her geçen gün Uludağ yamaçlarındaki ormanlardan tırtıklanarak yapılan kaçak yapılar, bir zamanlar tarım ürünlerinin en iyilerinin yetiştirildiği ovanın içindeki dev fabrikalar, depolar, kırsalda dahi sanki kent merkeziymiş gibi yapılan yüksek yoğunluklu kimliksiz binalar, tüm bunların sebep olduğu gürültü, hava kirliliği, çirkin görüntüler, hemen her küçük bir yer sarsıntısında bile binaların sağlamlığından endişe duyan insanların yüreklerinin ağızlarına gelmesi, lodos çıktığı dönemlerde acaba nerede çatılar uçuyor diye düşünmekten kendini alamayanlar, bir yandan susuz kalmayalım yağmur yağsın diye dua ederken diğer yandan biraz fazla yağmur yağınca birçok yerde su baskınları yaşanması, artık günün hemen her saatinde bile ciddi trafik sıkışıklıkları yaşanması, şehrin her yerinde sanayi olduğu için mahalle aralarında iki küçük aracın bile yan yana zar zor geçtiği yollarda dev tırlarla karşı karşıya gelebiliyorsunuz.

Mevcut yolların kapasitesi zaten yetmediği gibi, baştan sona kaplaması, kaldırımı, refüjü, aydınlatması, şöyle keyifle gidebileceğiniz yol yok denecek kadar az, yağmur yağdığında yanı başında dere olmasına rağmen hemen hemen tüm yollar göle dönüyor, hemen tüm yollar ya kazılmış, ya kötü bir yama yapılmış, ya adım başı kötü yerleştirilmiş altyapı kapağı var, birçok yerde teknik koşullar zorlanarak yapılmış kazalara davetiye çıkaran batçıklar, dik eğimli ve dönüş çapı yetersiz köprülü kavşak çözümleri, adeta şehir içi yola dönüşmüş otoyolu, bırakın engelli insanlarımızın yürümesi, sağlam insanların bile yürümekte zorlanacağı kırık dökük kaldırımlar, şehrimizin en lüks-pahalı evlerinin olduğu semtlerde bile yaya kaldırımı yolu yok, araç yolu kalitesi kötü malesef, bir türlü tam olarak çözülemeyen çöp toplama konteynırları, yine bir türlü tamamlanamayan alt yapı, hızlı tren, raylı sistem çalışmaları, saymakla bitecek gibi değil. Binaların üzerindeki reklam tabelaları gelişmiş bir ülkenin büyük bir şehrine hiç yakışmıyor, tabelalardan binalar adeta görünmez olmuş. Yazarken içim daraldı, okurken sizin de içinizin daraldığını biliyorum ama yazdıklarım ne eksik, ne fazla, abartısız aynen böyle. Herhalde bu kadar coğrafi güzelliğe sahip bir yerde bu kadar kötü inşa edilen olumsuzluğun bir arada olduğu bir kentte insanlarımız bırakın yaşamayı adeta hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Mekansal bütünlük ve süreklilik, kentteki insan ölçeği, yoğunluk dengesi, morfolojik uyum, kamusal ve özel mekân hiyerarşisi, ulaşımda erişilebilirlik, engelsiz ulaşım, yaya ve bisiklet yolları alt yapısı, sağlıklı yaşamın gerektirdiği kentsel konfor koşulları, kentte yaşayan insanların sosyal ve kültürel etkileşimini arttıracak mekansal çözümler, yerin anlamı, malzeme, renk, odak-referans noktaları, estetik değerler gibi bilimsel yaklaşımlardan söz edemiyorum bile...

Neyse ki hemen yanı başımızda balık tutup şöyle deniz havası alabileceğimiz kıyılarımız, doğa yürüyüşü yapıp ciğerlerimizi oksijenle doldurabileceğimiz eşsiz dağımız, son zamanlarda çekilmeler olsa da kenarında oturup gün batımını izleyebileceğimiz göllerimiz, biraz nostalji yapabileceğimiz ecdadımızdan bize ayakta kalabilmeyi başarmış tarihi binalarımız, okunan ezanlarla tüylerimizi diken diken eden Ulucami'miz-Emirsultan'ımız-Muradiye-Murat Hüdavendigar-Şehadet-Gazi Orhan-Yeşil-Yıldırım Camilerimiz, avlusunda dinlenip çay simit yediğimiz hanlarımız, ziyaret edip dua ettiğimiz türbelerimiz, sayıları iyice azalan termal su zengini hamamlarımız, gezerken huzur bulduğumuz manevi değeri yüksek külliyelerimiz var.

Bursamızda yaşayan herkese seslenmek istiyorum. Bu kadar doğal güzelliği ve zenginliği barındıran bu kadim şehrin elimizden akıp gitmesine, seyirci kalmayalım, sahip çıkalım, suyunu içtiğimiz, ekmeğini yediğimiz, havasını soluduğumuz bu şehir hepimizin, yaşamak için değil de sonunu düşünmeden para kazanmak için her yerinde sürekli inşaat yaptığımız bir şehir yerine bize yakışır yaşanabilir, sağlıklı, mimari eserleri ile övündüğümüz bir şehir için birlik olalım. Para kazanma işlerimizde inşaat, emlak, imar dışında ülke ekonomimiz için daha akılcı, doğa dostu-ileri teknoloji, katma değeri yüksek, faydalı üretim işlerine yönelmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

Öğretmen, doğan güneşe benzer, etrafını aydınlatarak karanlıklara meydan okur.

Bu vesile ile nesillerin kaderini belirleyen, eğitim öğretim arzusu taşıyan, hayatını eğitime adamış, mesleğini hakkı ile yapan tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlar, hayatta olanlara sağlıklı, huzurlu, mutlu bir ömür, vefat edenlere rahmetler dilerim.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın, güvenle kalın, Allah'a emanet olun.

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

İznik'ten Bursa'ya...
01 Aralık 2025 Pazartesi, 09:48

500 BİN SOSYAL KONUT İLE EV SAHİBİ TÜRKİYE/YÜZYILIN KONUT PROJESİ
16 Kasım 2025 Pazar, 22:36

GÜNDEMİMİZ SU... ŞEHİRLERDE VE BİNALARDA SU YÖNETİMİ
09 Kasım 2025 Pazar, 22:18

DEPREM GÜVENLİ BİNA VE ŞEHİR ZOR DEĞİL...
02 Kasım 2025 Pazar, 21:23

Cumhuriyet, kent, mimari ve Bursa
27 Ekim 2025 Pazartesi, 07:54

Sağlıklı mı kentler? Ya da ne kadar sağlıklı kentimiz...
20 Ekim 2025 Pazartesi, 09:30

Bursamızın olası deprem zararlarını nasıl azaltabiliriz?
13 Ekim 2025 Pazartesi, 08:34

Dünya Konut ve Mimarlık günü kutlu olsun
06 Ekim 2025 Pazartesi, 09:26

Cami mimarimiz üzerine...
29 Eylül 2025 Pazartesi, 20:51

Ah Uludağ... Başka Uludağ yok!
23 Eylül 2025 Salı, 07:13

Tüm Yazılar