Tüyler ürperten yaklaşan tehlike

Malum her hafta Türkiye'nin gündeminden bahsediyoruz. Hepimiz ortalama birer vatandaş olarak artık neyin ne olduğuna dair şu ya da bu şekilde bir fikir sahibiyiz. O kadar ülkemizi ilgilendiren hassas konu var ki, artık kapasitemizi zorluyor. 

Ancak bu hafta size artık alıştığımız gündemin biraz dışına çıkarak aslında geleceğe dair tedirgin edici endişe verici bir başka konudan bahsetmek istiyorum. 

Özellikle bu pandemi sonrasında, diğer bir deyişle, Çin'de yarasa yiyen Çinlinin ortaya çıkardığı virus iddiasıyla ortaya çıkan bu hastalık sonrası kafaları karıştıran bir başka endişe ile ilgili. 

HALA NET DEĞİL 

Hala bu virüsün insan yapımı mı, laboratuvarlarda yapılmış olan bir virüs mü yoksa doğal yollarla ortaya çıkmış bir yaratık mı olduğuna dair net bir görüş yok. 

Konu giderek o kadar karışık bir hal alıyor ki birbiri ile çelişen karşıt bir sürü görüş ortada çarpışıyor. 

Neyse zamanla tüm dünyayı dize getiren bu virüsün nereden kaynaklandığı, ne amaçla ortaya çıkarıldığı veya  nasıl ortaya çıkarsa çıksın sonrasında nasıl istismar edilerek insanlığı süründürdüğü ve bu hale getirdiği ayrıca konuşulacak. Ve bunun sorumlularından da eminim ki hesap sorulacak. 

Ama ortada bir gerçek varsa o da şu; bu Covid19 ya da koronavirüs belası, dünyada kötü niyetli olan bazı çevrelere çok kötü bir şeyi gösterdi;

'Çaresi bulunamayan ( ama panzehiri elde olan) bir virüs tüm insanlığı rahatlıkla dize getirebilir, tüm dünyada dengeleri değiştirebilir, bağımlılıkları ve zayıflıkları arttırabilir, uluslararası ilişkilerde istediği dizaynı ortaya çıkarabilir ve gerekirse, dünyayı bir savaşa götürebilir.'

İşte bu şartlarda artık dünyada kötü niyetli her mekanizma insanlık aleyhine harekete geçebilir.  

Pandemi bunu açıkça bu zihniyetlere hatırlattı ve hatta aklına soktu. 

Evet belki sadece pandemide bu dikkatimizi çekti gibi görünebilir. 

Ama aslında son birkaç yıldır belkide son 10-15 yıldır dünyada garip şeyler oluyor. 

Tanımlanamayan virüsler mikroplar dar alanlarda çeşitli operasyonlarda, istihbarat dünyası savaşlarında kullanılıyor. 

Bundan iki yıl öncesinde Çin'de bir grup batılı diplomatın görev yaptığı bölgede aileleriyle birlikte yaşadığı bir dizi hastalık bir süreden beri batılı kaynaklarda ciddi anlamda tartışılıyor. Son olarak New York Times çok garip bir iddia ortaya attı. 

Nasıl mı, iddiaya göre, Çin'de görev yapan Amerikalı diplomatların olduğu bölgede sersemlik hali, baş dönmesi, hafıza kaybı, burun kanaması ve çift görme gibi şikayetlerin toplu olarak yaşanması üzerine bir araştırma yapılıyor. Ve sonradan anlaşılıyor ki, Çinlilerin batılılara yönelik bir mikrodalga silahı ya da kimyasal deneyleri denedikleri iddiası ortaya çıkıyor. Tabii bu sadece iddia. Ama tüyler ürpertici.  Yine iddialara göre; Benzer olaylar Rusya'da da yaşanıyor. Yani daha adını bile duymadığımız silahlarla, insanların yaşam şekilleri ciddi anlamda tehdit ediliyor ve kaynağı da bir türlü bulunamıyor. 

İşte bu şartlar altında gelecekle ilgili çok parlak düşüncelere sahip olmak mümkün olmuyor. 

Her tür virüsün üretilmesi, laboratuvar şartlarında canavarların ortaya çıkarılması ve yüksek teknoloji silahlarla insanların yaşam dengelerinin bozulabilir hale gelmesi nasıl önlenecek ve önümüzdeki dönemde biz nasıl bir tehdit bekleyecek birlikte göreceğiz. 

Yani şu an hava savunma füzesi veya uçakla tankla kendini savunma tamam da, ileride bu tür tehditlere karşı kendimizi nasıl savunacağız. 

Buna karşı insanlığın topyekün mücadelesi şart.  Bunu batı veya doğu ekseni de yapabilir. Olan arada normal ülkelere olur. 

İşin çok başındayız, çok karanlık bir dehlizin daha giriş noktasındayız. Erkenden not düşelim dedik siz değerli okuyucularımuz için...

Sağlıkla kalın...