Türkiye NATO için neden önemli

29 Üyeli Kuzey Atlantik İttifakı kısa adı ile NATO'nun  70. Yıl Zirvesi Londra'da tamamlandı.   

Sonuç bildirgesi yayınlandı.  Ama zirveye damgası vuran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD, Fransa, ingiltere ve Almanya Liderleri ile biraraya geldiği dörtlü toplantıydı. 

Ve tabii ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO'da üç dilde dağıttığı kitapçıklardı. 

Türkiye hakkında 'acaba ittifaktan uzaklaşıyor mu, Rusya'ya yakınlaşıyor mu?'  gibi mesnetsiz iddiaların havada uçuştuğu ama herşeyden önemlisi Ankara'nın NATO müttefiklerine ciddi güven kaybı yaşadığı bir dönemde bu kitapçık, hala Türkiye'nin NATO'ya güvenmek istediğini ve aslında ittifaktan bir yere gitmediğini, şans vermek isteğini kayda geçirmek istediği bir belge özelliğini taşıdı. 

Sizler için liderlere dağıtılan bu kritik kitapçıkların detaylarına ulaştık. 

İŞTE O DETAYLAR 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda, Dışişleri ile Milli Savunma Bakanlığı'nca ortak hazırlanan resmi belge niteliğindeki kitapçığa göre neden Türkiye NATO için vazgeçilmez? Ve NATO'dan beklentileri neler?

işte o detaylar; 
 
* 67 yıldır NATO üyesi olan Türkiye, NATO'nun 2'nci büyük ordusuna sahip. 
 
* Sorumluluklarını titizlikle yerine getiren Türkiye, NATO bütçesine en fazla katkı yapan ilk sekiz Müttefik arasında.
 
* Bölgesel ve küresel anlamda barış ve istikrarı desteklemek üzere çeşitli bölgelerde NATO harekât ve misyonlarına önemli katkı sağlayan Türkiye, bu alanda ilk 5 ülke arasında. 
 
* Coğrafi konumu itibarıyla düzensiz göç tehdidinin odağında olan Türkiye, bu hususta kararlı mücadelede en ön sırada. 
 
*İstikrarsızlık bölgelerinden kaynaklanan insan ve uyuşturucu ticareti ve kaçakçılık gibi çeşitli sorunların diğer üye ülkelere olan etkisini azaltıcı ve istikrar sağlayıcı bir aktör olarak NATO'da aktif bir askerî varlık bulunduruyor.
 
* Türkiye, Karadeniz ve Akdeniz'de aktif deniz ve hava varlığı ile NATO'nun güçlendirilmiş caydırıcılık ve savunma duruşunun asli unsuru.  Büyük harekat yapabilecek sayılı unsurlardan. 

TÜRKİYE'NİN NATO'DAN BEKLENTİLERİ
 
NATO'nun güçlü bir üyesi olarak Türkiye, 1952'den bu yana İttifak'ta kritik roller üstleniyor. Türkiye, NATO üyesi devletlerden kendi güvenlik kaygılarını anlamasını, dayanışmayı esas almasını ve söylemde ve eylemde müttefiklik ruhuna uygun hareket etmesini bekliyor.
 
Terörizme Karşı Ortak Mücadele  
 
▪ Tüm Müttefiklerin, terörizme karşı İttifak'ın temel ilkelerini gözeterek hareket etmesi,
▪ Savunma sanayi alanındaki işbirliği ve satın alma taleplerine yaklaşımın terörizmle mücadele bağlamında gözden geçirilmesi,
▪ Üye ülkelerin üst düzey yetkililerinin, Türkiye'nin terörle mücadelesini iç siyasetin konusu yapmaması,
▪ Terör örgütü PKK/YPG'ye karşı mücadelede Türkiye'ye destek olunması,
▪ Üye ülkelerin kendi sınırları içindeki PKK/YPG ve FETÖ terör yapılanmalarına müsaade etmemeleri,
▪ Sınırları içinde bulunan PKK/YPG ve FETÖ terör örgütü üyelerinin İttifak ruhuna uygun olarak Türkiye'ye iadesi,
▪ Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaması ve DEAŞ konusunda ortaya koyulan hassasiyetin PKK/YPG ve FETÖ konusunda da sergilenmesi,
 
NATO Ülkeleri Donörlerinin Güvenli Bölge Tesisine Yönelik Katkı Sağlamaları

▪ Yaklaşık 4 milyon Suriyelilere ev sahipliği yapan Türkiye, 'yükün ve sorumluluğun adil şekilde dağılımı' ilkesince, tesis edilmesi planlanan Güvenli Bölgeye uluslararası toplum ve Müttefikler tarafından daha fazla insani yardım sağlanmasını bekliyor.
 
Türkiye'nin Güvenlik Kaygılarının Anlaşılması ve Giderilmesi
 
Müttefiklik Ruhunu Zedeleyici Olumsuz Söylemlerin Sona Erdirilmesi

▪ 40 bin masum vatandaşını terörizm nedeniyle kaybeden Türkiye, BM Hukuku'nun ve insani değerlerin çizdiği sınırlar dahilinde gerçekleştirdiği sınır ötesi terörle mücadele operasyonlarına ilişkin İttifak Ruhu'na aykırı söylemlerin sona ermesini bekliyor.
 
Türkiye'nin Savunmasına NATO'nun Katkılarının Sürdürülmesi
 
Üyeler Arasında İttifak Dayanışmasının Güçlendirilmesi ve Derinleştirilmesi

▪ NATO'nun misyonunu ve ideallerini gerçekleştirmesi ve üyeler arasındaki dayanışmanın güçlendirilmesi için reformist bir yaklaşımın benimsenmesi bekleniyor.