Asıl tehlikenin büyüğü geliyor

Önce isterseniz hatırlayalım. Amerika Birleşik Devletleri 6 Ocak'ta belki de tarihinin en büyük şoklarından birini yaşadı. 

Başkent Washington'da Donald Trump destekçileri yeni başkan Joe Biden'ın göreve başlamasına son onay toplantısındaki Amerikan Kongresi'ni bastı.

Bu baskında tablo inanılacak gibi değildi. O sırada oturum halindeki Temsilciler Meclisi basılmakla da kalmadı. 

Grup başkanlarının odaları yağmalandı. Kimileri konuşmaların yapıldığı kürsüleri alıp eve götürmeye kalktı. Saatlerce süren şokun sonunda güvenlik güçleri nihayet binaya müdahale etti ve beş kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı. 

Ardından olayların azmettiricisi sıfatıyla tüm gözler ve oklar ABD'nin gidecek başkanı olan Donald Trump'a yöneldi. 

TRUMP AŞAĞILANMASI 

Trump'ın Twitter hesabından tüm sosyal medya hesaplarına dek her şey donduruldu. Ve ardından da ağır bir kişisel saldırı başladı. 20 Ocak'a kadar yani Joe Biden'ın görevi devralacağı tarihe kadar şimdi Trump'ın en azından siyaseten aşağılanması ve rezil edilmesi anlamında görevden azledilmesi için muazzam bir kampanya başlamış durumda.  Trump yüksek ihtimalle azledilecek. Böylece görevi bırakmasına günler saatler kala görevinden sembol anlamda aşağılanarak atılmış olacak. 

Buraya kadar her şeyi birlikte izledik. 

ASIL MESELE 

Ancak asıl şimdi bahsedeceklerim, Amerika Birleşik Devletleri'nin ve dolayısıyla da gelecek dönemde dünya dengelerinin bir çok noktada sarsılacağının habercisi olabilir. 

Amerika'da halen tüm eyaletler alarma geçmiş durumda. Çünkü başta Washington olmak üzere tüm yerel eyalet meclislerinin olduğu merkezlerde eyaletlerde yoğun güvenlik tedbirleri alındı. 

On binlerce ulusal muhafız askeri yoğun alarm kodlu konumlanmış halde. 

Ama asıl mesele dediğimiz gibi, o gün yaşanacak muhtemel protestolar, saldırılar, silahlı gösteriler ya da benzeri olaylar değil. 

Sıkıntının derini, daha büyüğü yakın zamanda Biden göreve başladıktan sonra da üçüncü bir grubun üzerinden gelebilir. Tepkisel dışlanmışlar uzantısı mantığı gibi de bakabiliriz. 

Yani Amerika'da artık iki siyasi ana hareket değil; baskılanmış bastırılmış ve kendini hiçbir yere ait hissetmeyen kızgın büyük derin ve tehlikeli bir yapı kendini hissettirebilir. 

Bunun bir bölümü yerin altında bir bölümü yerin üstünde faaliyet gösterebilir. 

İnsan düşünmeden edemiyor. ABD'nin yoğun rekabet halinde olduğu Rusya ve Çin acaba bu işin neresinde. Şu an oturmuş, ABD'nin halini zevkle izledikleri kesin. 

Acaba sadece izlemekle mi kalıyorlar, yoksa rakiplerini zayıflatacak hamlelere mi çalışıyorlar, orada işte insanın bir düşüncesi geliyor. 

İşte bu nedenle önümüzdeki dönemde dünya dengeleri açısından Amerika kısa sürede bu üçüncü dalga gerginliğini  üzerinden atamazsa kendini ispatlamak adına aynı hırçınlıkla dünya coğrafyalara yönelecek karşı girişimlerde ve misillemelerde bulunabilecektir. Buna pandemi travmasını da ekleyebiliriz. 

İNTİKAM ALIR MI 

Çünkü; Amerika'da bir grup bunların dış destekli olabileceğini ve bu dış desteklerin kimden olabileceğini tahmin ederek ileriki dönemde bunun öcünü almayı planlıyor. 

Yani, büyük hesaplaşmanın çanları şimdiden çalmaya başlıyor. 

Buraya not düşelim; ABD'de Joe Biden iktidara gelir gelmez kısa süre içinde Suriye'de, Libya'da, Irak'ta, İran'da, Kuzey Kore'de ve de dünyanın bir çok kritik noktasında eskisinden çok daha baskın, kendini 'hala güçlüyüz demek' adına, ispatlamak adına çok daha sert ve hırçın politikaları geliştirecektir. 

Virüs gider mi bilemeyiz ama dünya sert fırtınalara şahit olabileceği bir 2021'e hazırlanıyor. Kemerleri bağlayalım.