İsrail'in stratejisi küresel ekonomi için de tehdit!

Şu günlerde çok ciddi bir vahşete tanıklık etmek zorunda kalıyoruz. Sivillerin sokaklarda, evlerinde, ibadethanelerde ve en acısı da hastanelerde katledildiğini görüyoruz. İsrail'in işlediği savaş suçlarına her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Elbette katledilen tek bir çocuk bile dünyadaki her türlü ekonomik veriden daha değerlidir. Burada yaşanan katliamı bir kenara bırakıp bir ekonomi muhasebesine girmeyeceğim. Bilakis İsrail'in izlediği stratejinin küresel ekonomiye olumsuz etkilerini ve potansiyel riskleri gündeme alarak dünyanın diğer coğrafyalarındaki insanlara verdiği zararı da kayda geçireceğiz.

İsrail'in saldırıların dozunu artırması ve nihayet dün bir hastaneyi vurarak yüzlerce kişiyi katletmesi süreçte yeni bir aşamaya işaret ediyor. Öyle ki koşulsuz şartsız İsrail'in yanında yer alan Batılı liderler bile aleyhte açıklama yapmak zorunda kaldı. ABD'nin tavrının da merak edildiği bugün Tel Aviv'i ziyaretinde Başkan Bıden ise ilginç bir açıklama yaptı: "Patlamayı diğer taraf yapmış görünüyor."

Bu açıklamanın ardından genel kanaat Filistin'de olan bitenin kısa sürede çözüme kavuşmayacağı hatta ABD'nin son hastane katliamına rağmen izlediği tutumun işleri daha da kötüye götüreceği yönünde.

Bu durumun ilk yansımalarını bir süredir petrol fiyatlarında görüyoruz. Hamas'ın ilk saldırısı başlamadan önce varil başına 84 Dolar seviyelerinde olan Brent petrol vadelileri yazıyı kaleme aldığım saatlerde 92,17 dolar seviyeden işlem görüyordu. Özellikle ABD Başkanı Biden'in tutumundan sonra bölgenin daha da kötüleşecek olması ihtimalini göz önünde bulundurursak fiyatın yukarı yönlü olacağını öngörebiliriz.

Elbette en çok merak edilen konuların başında Ortadoğu'da petrol ihraç eden Arap ülkelerinin tutumları. Şu ana kadar görünen ağırlıklı olarak diplomatik mesajların dozunun sertleştirilmesi olduğu. Ancak yaşanan son hastane katliamı ile oluşan toplumsal baskı hem diplomatik mesajların dozuna yansıyabilir hem de söz konusu ülkeler diplomasi dışında daha farklı adımlar atmak zorunda kalabilir. Bu ve benzeri adımların zaten zor geçeceği tahmin edilen 2024 yılını diğer ülkeler açısından daha da zorlaştıracağını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yani İsrail'in izlediği strateji tüm dünyayı her anlamda ciddi bir kaosa doğru sürüklüyor!