Asgari değil, askerî ücret! Komandoyum komando

İmla hatası hiç sevmem. En sevmediğim imla hatalarından biri de asgari ücrete askerî ücret demektir. Ama cehaletin bile bildiği bir şeyler varmış!

Bu seneki son yazım olsun bu, çünkü sene bir an evvel bitsin istiyorum.

Tüm ülke gibi ben de asgari ücretin açıklanmasını dört gözle bekledim. Çünkü nasıl bir yaşam süreceğimizi, alım gücümüzü, yaşam standartlarımızı temelinden belirleyen bir gelişme bu.

Yazıya sakin girdim, nasıl çıkacağımı bilmiyorum!

Çok üzgünüm ama 22 bin 104 lira asgari ücret değil; anca komando marifetiyle yaşam koşullarıyla savaşacak vatandaşın ASKERÎ ücreti olur bu rakam!

Ekonomi bilgim, ekonomik teori bilgim ortalamadır. Ama iyi diyemem. Bakın bununla ilgili sevgili meslektaşım Elif Didem Danacıoğlu çok güzel yazar yıllardır. Onun kadar bilemem, alanım o değil.

Ama yaşıyorum be arkadaş! Yiyorum, içiyorum, bir şeyler satın alıyorum. Varım ben de bir yerlerde...

Ne kadar geliyorsa o kadar gidiyor, adım stokçuya çıktı çıkacak!

"Ne alırsan kâr" cümlesini günde 5 kere kurduğuma eminim.

Bir kalıp peynir, bir kilo tereyağı alıyorum 1000 lirayla çıkıyorum. Peynir neyse de tereyağı bir ayda bitmiyor hadi.

Hıyar dediğimiz salatalığın kilosu 70, domates 60-70, 3 kilo mandalina 100, toz deterjan en az 300, ıspanağın kilosu 50, pırasa 40, patates 2 kilo 100, mantarın kilosu 120, ot dediğimiz maydanoz 10, taze soğan 15, marul desen 30 lira...

Kıymanın kilosu 600 civarı... El yakıyor kuşbaşı, pirzola, antrikot!

Kıyafete gelirsek... 2000 civarı en ucuz mont, olmuş 1000 lira en dandik kot.

Araban varsa benzin, mazot!

Vay ki ne vay...

Zaten çok pahalı salam, sosis, sucuk...

Bir de varsa çocuk!

Çık işin içinden çıkabilirsen!

Kiralara hiç değinmiyorum bile. En yaşanası evin zaten kirası bu kadar!

Bir de ev sahiplerinin lolosunu çekmek var!

Arabası olmayan da haliyle belediye otobüslerinin biletini hesaplar!

Ay çıldıracağım!

Tek maaşla geçinenler, evi kira olanlar, hele bir de üç çocuk yapanlar!

Bunun ısınması var, yıkanması var, çayı var çorbası var!

Her şeyden öte hastalığı var!

Cep delik, cepken delik, bir de pabuç da delik var!

Yazın 14 gün izni olan emekçimin köye tatile gitmesi bile hayal!

Zamanında eğitiminin hakkını maddi olarak alan 'zavallı' beyaz yakalılar ise otelin kapısını rüyada görürler!

Çocuklarını özel okula zor verirler...

Yeni bebeği olanlar... Mamadır, bezdir, aşıdır...

Ay sonunu tutturamayan evlilerin gece yatarken tabii başı ağrır!

Memleketimde saatlerce çalışan işçimin de saçları haliyle ağarır!

Hafta sonu bir kahve içmek, bir gece restorantta yemek yemek, anamı özledim bir memlekete gideyim demek, biraz biriktirelim iki yıla bir araba alırız diye ümitlenmek, ailece bir köftecide ekmek arası yemek lüks artık!

İnsanlar beyaz eşyaları bozulmasın diye çiçekleri yerine buzdolabı ile konuşmaya başladı.

Kazara telefon düşse zaten hemen geliyor paniğin atağı!

Düğünde, doğumda çeyrek takmak sosyeteliğin yeni kuralı!

Kadın pedleri olmuş anasının vajinası!

Tuvalet kağıtları aratıyor eski usûl taşları!

Komando olacağız! Boyalarımızı sürecek, yaşamak için savaşacağız!

Kıt'a dur!

Asgari değil, askerî ücret...

Otur şimdi koca 2025 nasıl geçecek, hesap et...

Edebilirsen canım...

Şimdiden yeni yılınız kutlu olsun. Saygı, sevgi, nezaket ve mutlulukla kalın.