Sizi gidi et beyinliler...

Bir grup insan var. Devletten milyonlarca insanın verdiği vergilerle eğitim alan, ama aldığı eğitimden bir nane öğrenemeden yaşlanmış, yaşlanmaya yüz tutmuş, hatta gencecik bedenlerinin içinde safi etten oluşan beyinleriyle gezinen...

Bakın bana hak vereceksiniz. Bunlar Facebook bilgisiyle hayat tecrübesi edinen, bu bilgileri sığ ortamlarında anlatarak bir statü elde ettiğini düşünen, yine sosyal medya kanalları üzerinden ait olmadığı bir yaşam biçimini yanlış pazarlama stratejileri ile sunan, sunduğunu sanan... Küçücük, minicik ufkuyla koca bir cenah.

Biliyor musunuz nasıl yaşayacağınıza karar veriyor, zerre fikri olmadan ağızlarından fikir kusuyorlar. Fikir dedimse anladınız siz onu...

Ortalıkta yaptığı ibadeti göstermeyeni dinsiz, fikri olana muhalefet, asi, metal müzik dinleyeni satanist, türkü dinleyeni köylü, açık giyineni hafif meşrep, kapalı giyineni sığ, bireysel kararı olana asosyal, özgürce yaşamak isteyenleri marjinal vb. diye adlandıran bir avuç sistem dalkavuğu, otorite hayranı, küçük hesap insanı...

Herkes bundan şikayetçi ama herkes yalaka seviyor. Enteresan...

Peki nedir bu sistemi bu hale getiren... Kanımcayı, benceyi, fikrimceyi söyleyeyim mi?

• Mevki sahibi olup 'gerçek fikre' sahip olamayanlar,
• Meslek, statü, pozisyon gibi unsurları yüceltip; duruş, ideoloji sahibi olmayı önemsemeyen aile kültürü,
• Bazı meslek ve konumları fazlaca önemseyen bir aile içinde büyümek,
• Yalnız kalma korkusuyla ideolojinin arkasında kalabalıklar karşısında doğruyu söyleyecek cesarete, daha doğrusu özgüvene sahip olmamak,
• Bu özgüveni verecek bir aile ortamında yetişmemek,
• Bir gruba, bir kitleye, bir cemaat veya cemiyete, bir cenaha ait olma iç güdüsüyle kendini tanımlama hissinin verdiği konfor alanı,
• Konfor alanından çıkamamanın verdiği rahatsızlık...

Yüzlerce bilimsel makale ile saptanmış bu özelliklerin çoğuna sahip olan bu algı görüşlü, bilgi yoksunu ama 'fikir' kusmuğu bu insanlar ne yaşadığının farkında bile değil maalesef. Dışarıdan görüldüklerinde ise, bu eğitimsizliği, bu kısır döngüyü, bu yaftalama kültürünü, bu yaşayan ölü organizmayı görenlere kızıyor. Aşağılandığını düşünüyor. Halbuki bir insanın aşağılanması veya yüceltilmesi SADECE zekasıyla olabiliyor.

Şimdi ben bu hafta ne mi dedim? Şunu dedim dostlar; zeka seviyesini bilemem ama büyük bir cehaletle yaşıyoruz. Sizin ne anlattığınızı anlamıyorlar bile ve bu savaş çok yorucu. Bilimi, ilimi, sanatı, kültürü tamamen reddeden, insanları sınıflayan, bulduğu ilk otoritenin yalakası çok feci bir özneler grubu...

Son olarak bir anımı paylaşarak bu cümleleri havada bırakmayalım olur mu?

Çok yakın İtalyan eşcinsel bir arkadaşım vardı. İki sene hemen hemen her gün birlikte vakit geçirdiğim güzel bir insan. Sohbet ettiğimizde ne kadar yaftalandığını, herhangi bir ülkede, her zaman olmasa da bir grup tarafından mutlaka başka türlü adlandırıldığını vb. sorunlarından bahsederdi. Hatta o kadar çok üzülürdü ki bu duruma artık alışması gerektiğini söylerdim. Nasılsa 'normlara' uymadığınız sürece kendinin ait olduğu zümreyi üstün gören bir iki geri zekalı bir şekilde, bir şey bulup konuşacaktı. Uzunca bir diyalogtu.

Aradan 2 sene geçti. 2016 senesinde Heathrow Airport'ta uçağım rötar yapınca bir barda takıldım. Bu da uzunca bir şeydi... Saatler geçmiyordu, İrlandalı bir adam ve Farsi sosyolog bir kadınla tanışıp sohbet ettik. Sohbet de aslında dünyada artan popülarizm, Amerika'daki seçimler falandı... Bu az önce bahsettiğim bazı noktaları da konuştuğumuz değişik bir sohbetti işte. Bir süre odağım sohbetten uzaklaştı, biraz karşımda oturan ve tahminimce İngiliz olduğunu düşündüğüm iki üst sınıf kadın İtalyan gayler hakkında konuşuyordu. Burada yazmamın yasak olacağı kelimeler, tarif edemeyeceğim el hareketleri, iğrenç yüz mimikleri...

İki sene önce yüzünde büyük bir üzüntüyle bana konuşan arkadaşımı anladığımı sandığımı anladım. Bir başkasının yaftalanmasını, dışlanmasını hissetmek her zaman daha zormuş. Artık dünyanın başka bir ucunda olan arkadaşıma iki sene önce kocaman bir merdivenin tepesinden seslendiğimi sadece 5 saniyede hissettim. Bazen 5 saniyeler kadar eğitici hiçbir şey olmuyor. Dünyanın neresinde, hangi kültüre ait olursa olsun birileri bir şeyleri etiketliyor, haklı veya haksız üstünde tepiniyor, bir başkasını çırpıp duruyor.

Cehaletin eline verilmiş hüküm, erk ise 2 metrekarelik alanın bile içine ediyor.

Özetle dostum, cahille muhabbet olmaz falan filan...