Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle boğularak öldürülen Şehzade Mustafa'nın ardından Muhteşem Yüzyıl'da yürekleri dağlayan bir ölüm daha yaşandı.
Muhteşem Yüzyıl'ın yayınlanan 125. bölümünde, Şehzade Mustafa'nın ölümünün ardından onu kurtaramamanın vicdan azabıyla yataklara düşen Şehzade Cihangir'in içler acısı ölümü geceye damga vurdu.
Hürrem Sultan'ın dördüncü oğlu olarak 1531 yılında dünyaya gelen Şehzade Cihangir çok sevdiği ve hürmetle bağlı olduğu abisini kaybedince yemeden içmeden kesildi.
Bir süre sonra şehzadenin artan rahatsızlıklarına çağre bulamayan hekimler ağrılarını dindirmek için afyon şurubu vermeye başladı.
Oğluna karşı büyük bir çağresizlik içinde kalan Sultan Süleyman ne yapsa ne söylese kar etmeyince Şehzade Selim'den onu payitahta götürmesini bir oğlunun daha gözlerinin önünde yok olup gitmesine dayanamayacağını söyledi.
Ancak bunun için çok geç kalmıştı. Yakalandığı melankoli hastalığından kurtulamayan Şehzade Cihangir acılar içinde kıvranırken hekimler hiç umut kalmadığını söyledi.
Oğlunun başucunda acı içinde çaresizlik dolu gözlerle bekleyen Sultan Süleyman oğlu Cihangir'in 'Kurtar beni baba. Azad et ruhumu. Ne olur baba...' haykırışlarına dayanamayarak afyon şurubunu kendi elleriyle son kez oğluna uzattı.
Şehzade Cihangir bir süre sonra 'Güllerin kokusunu duyuyor musun baba?' diyerek hülyalar içinde Sultan Süleyman'ın gözleri önünde son nefesini verdi.
'Bu yük çok ağır baba' diyerek ölüme giden Şehzade Cihangir abisi Şehzade Mustafa'nın ölümünün ardından kısa bir süre sonra Halep'te sefer sırasında 22 yaşındayken vefat etti.
Kaynak: BURSADA BUGÜN
Medya, 2014.02.27 00:23
