Dikkat: Bu yazı yüksek düzeyde empati gerektirmektedir!

Öncelikle müsaadenizle bu yazıya siz değerli okurlarımdan küçük bir ricada bulunarak başlamak istedim;

(Çünkü anlatacağım mevzu ayrıca çokça empati ve de aşırı derecede düşünce hassasiyeti gerektirmektedir )

Yaşadığınız şehrin ya da ilçenin koskoca sanayi bölgeleri arasında sıkışmış, havası dumanlı mı dumanlı ve de tüm doğal güzelliklerine rağmen kirliliği had saffada gri bir atmosfere mecbur bırakıldığını düşünün...

Hem de yıllardır...

Hem de yüksek sesli hiçbir tepki dahi gösterilmeksizin...

Ve de hem de kanserli hasta sayısının her geçen yıl neredeyse ikiye katlar vaziyete ulaşmasına rağmen...

Siz anladınız ne demek istediğimi;

Ve de kuşkusuz hangi güzide ilçemizden söz ettiğimi...

Kestel diyorum tabii ki kıymetli okur...

Yeşiliyle, şelalesiyle her köşesinde halen doğal bir güzellik görebileceğiniz coğrafi yapısıyla güzelim Kestel'de vatandaş ne yazık ki yıllardır duman soluyor.

Niye efendim peki?

Kestel'in etrafında sanayi bölgeleri konuşlandırılmış durumda da ondan...

Tam üç adet sanayi bölgesindeki fabrika bacalarından yükselen dumanların pençesinde can çekişiyor adeta Caaanım Kestel!.

Ve fakat hava kirliliğinden muzdarip  haller hasebiyle nefes almanın bir nevi eziyete dönüştüğü ilçemizde o 'Elinin körü' durumundaki fabrikalardan kaynaklı 'Havanın kiri' de, pası da silinecek!

Sonunda Kestelliler şükür uyandı çünkü... 

Malumunuz buraya kadar anlattığım üzere Türkiye'de ne yazık ki hava kirliliği denince akla gelen ilk birkaç ilçe arasında yer alan Kestel yıllardır zehir soluyor...

Detayları ile anlatmam gerekirse de;

Şöyle değerli okur; 

Nüfusu her geçen gün biraz daha artan,  onca fabrikanın merkezinde bulunmasına rağmen  konut fiyatları bazında da çok enteresan bir şekilde dudak uçuklatan rakamlarla anılan Kestel'de halkın, kirli soluk almaya maruz bırakılmaktan ötürü bunca yıldır neden 'Gür bir sesle'  yakınmadığını merak eder dururdum ... 

İlaveten;

Korkutucu rakamlarla gözler önüne serilen istatistikler ortadayken!...

Misal;

Son iki yılda tam 414 kanser hastası Kestelli yaşam savaşı verirken;

İlçe halkı neden birlik beraberlik platformu kurup temiz bir nefes için cesurca hak arayışına başlamaktan senelerdir itinayla kaçınır dururlardı ki sanki?

Bırakın bir kenara her şeyi...

Şu yanı başlarındaki Çataltepe'deki hak sahibi mağdurların mücadelesini örnek alsalardı;

Kalıbımı basarım o fabrika bacaklarından yükselen zehirli dumanlara çoktan çözüm bulunurdu...

Üstelik Çataltepe mağdurlarının mücadelesi kazanılmış ticari haklarının geri verilmesi ile ilgili bir durum iken;

Kestelliler'in ortaya koymak zorunda oldukları mücadele en doğal hakları olan sağlıklı yaşam koşulları ile alakalı.

Nihayet Kestel'in zehir oranı her geçen gün biraz daha artan o havası, birilerinin içine fena halde dert olmuş olacak ki;

Bu vahim vaziyet en sonunda halka da enine boyuna anlatıldı ve Kestelliler geç de olsa soludukları havanın kırmızı alarm verdiğini idrak edip herekete geçti...

Geçen hafta pazar günü  "Zehir solumak istemiyoruz."  diyen yüzlerce Kestelli Kestel Meydanı'nda buluştu ve ilçenin caddelerinde 'Kanser olmak  istemiyoruz' diye haykırarak yürüdü...

Ve de bu yürüyüşte 'Kestel temiz bir nefese kavuşana kadar mücadelemiz sürecek' mesajı da verildi.

Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol'u arayıp sordum;

"Kestel'de temiz bir nefes mümkün olabilecek mi?" Diye...

Aynen şöyle söyledi Ferhat Başkan;

"Tabii ki Pınar Hanım. Havamız tertemiz olana kadar bu mücadelede en önde olacağım. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sn. Murat Kurum ile görüştüm. Bakanlık yetkililerimiz ile sürekli irtibat halindeyiz. Bu kördüğüm sorunun çözümü için bir yol haritası belirledik. 

"Peki kesin çözümün formülü nedir?" Diye de sordum Başkan Erol'a ....

Ferhat Erol'un verdiği yanıtı tek kelime ile gayet  'Mantıklı' buldum ...

Kestelliler'in temiz havaya kavuşabilmesi için Ferhat Başkan'ın formülünü siz de çok merak ettiniz değil mi?

Bu sorunun cevabını sizlere yarın saat 15.00'te Bursada Bugün'de Fi Kelam'da bizzat verecek Ferhat Başkan. 

Kestel'in sorunlar yumağı boyutundaki hava kirliliği  problemi başta olmak üzere diğer gündem maddeleri ile ilgili tüm merak ettiklerinize yanıt bulacağınız bu programı izlemenizi özellikle tavsiye ederim. 

Bu arada yeri gelmişken belirteyim;

Kestelliler'in en doğal hakkı olan 'Temiz Hava' mücadelesinin her şart ve koşulda sonuna kadar destekçisiyim... 

Aynen Çataltepe'de olduğu gibi...

Geç olsun ama güç olmasın inşallah...

Yarın Fİ Kelam'da buluşmak üzere kalın sağlıcakla...