Bursa'da Alinur Aktaş'ın isyanı

Önemli bir nokta aslında.

Dikkat edilmesi gereken, vebali yüksek bir husus.

Hırslar ya da hedefe ulaşmak için her yolu mübah görmek hiçbir zaman haklı çıkarmaz kişileri, kurumları.

Siyasette de böyle, kent ve ülke yönetimlerinde de.

Ne yazık ki, son zamanlarda bu husus sıkça gündeme gelir oldu.

Muhalefet etme görevinde maksadı aşmaktan söz ediyoruz.

Burada kaynakta bulunan ya da hedefte olan kişilerden bağımsız anlatıyoruz düşüncemizi.

Zira, bugün ona yarın sana...

*

Muhalefet unsurunu yönetimlerde önemli paydaşlar olarak görenlerdeniz.

Aynı şekilde NGO'ların, kanaat önderlerinin yönetimlere katılımının alınan karlarda ne denli faydalı olduğunu söyleyenlerdeniz.

Muhalefet görevini üstlenenleri de aynı şekilde görüyoruz.

Hem seslerini duyurarak, alınacak kararlarda yöneticilerin çok yönlü düşünmelerini sağlamış oluyorlar hem de bir denetleme mekanizması olarak karşımıza çıkıyorlar.

Ancak burada derslerine çalışmanın yani söylenecek sözün ve izlenecek politikanın da alt yapısının oluşturulmasının önemli olduğunu ifade etmek istiyoruz.

Zira gerek eksik bilgiler gerekse kasten yapılan açıklamalarda maksat aşılıyorsa eğer, bir yerlerde hata yapıyor demektir.

*

Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediyesi'nin Rize'de yapılan 15 Temmuz Meydanı'na bir miktar para gönderilmesi hususu gündeme geldi.

CHP Bursa yönetimleri de bunu büyük bir yolsuzluk varmışçasına kamuoyuna duyurdu.

Bursa'nın kaynaklarının usulsüz şekilde Rize'ye gönderilerek belediyenin zarara uğratıldığı izlenimi verildi.

AK Partili en büyük belediye Bursa olduğu için Türkiye genelinde de yankı buldu.

Başkan Alinur Aktaş da Büyükşehir Belediye Meclisi'nde bir açıklama yaparak "açıklamanın en hafif tabirle iftira" olduğunu dile getirdi.

Ve Bursa'nın zarara uğratıldığı izlenimi verildiğinden dert yandı.

Öncelikle ifade edelim ki, Başkan Aktaş'ın sitemi önemli.

"İftira" söylemi dikkat çekici.

Ancak yanıtı biraz eksik bize göre.

Rize'ye gönderilen meydan yapımına katkı bedelinin bir önceki dönem meclisten alınan kararla gerçekleştiğini söyledi Aktaş.

Evet, doğru.

5-6 yıl önceki bir hadise.

Ama unutulmamalıdır ki, bu husus o zaman da yasal bir zeminde yapılmış.

'Benden önce yapılmış' demek yerine bu açıklama da eklenebilir.

Bununla birlikte temsil ve ağırlama üzerinden ödenmesi doğru değil.

Hal böyle iken; CHP'li yöneticilerin bu konuda derslerine eksik çalıştıkları görülüyor.

Kaldı ki, Türkiye gibi üniter devlet yapısı olan ülkelerde Büyükşehirlerden, kalkınması gereken şehirlere genel bütçe üzerinden dağıtım yapılır.

Bursa, Kocaeli ve İstanbul gibi büyük şehirlerden diğer illere genel bütçe üzerinden kaynak aktarılır.

Daha doğrusu, Bursa'dan örnek verilecek olunursa; üretilen katma değerin çok altında Bursa'ya kaynak geliyor.

Ancak burada denge çok kaçırılmadığı müddetçe doğal bir durumdur.

Diğer taraftan kardeş belediyeler vasıtasıyla hangi parti olursa olsun yardım edilmektedir.

*

Sonuç olarak muhalefet etmeye çalışılırken derslere iyi çalışılmadığı zaman maksat aşılmış oluyor.

Su faturalarında olduğu gibi komik duruma düşülebilir ve kendi partilerine mensup başkanlar tarafından yönetilen belediyelerin zor durumda kalmasına yol açılabiliyor.

Rize'ye meydan için gönderilen bedelde olduğu gibi istenilen algı oluşmuş olsa bile haksızlık yapıldığı ortaya çıkabiliyor.

Bugün Başkan Aktaş'a yarın size.