Dünya gider Mersin'e biz niye gideriz tersine!

GEÇEN hafta Volkswagen'in Genel Müdürü Gino Bottaro ile konuşurken, konu 30 Ağustos'taki ÖTV düzenlemesinin etkilerine geldi. Bildiğiniz gibi ÖTV düzenlemesi sonrası Türkiye'de toplam otomobil satışlarının yüzde 65'i yüzde 50'lik ÖTV diliminde yer almaya başladı. Bunun sebebi de bu dilimdeki araçların fiyatlarının 231 bin TL'nin altında kalması. Eğer bir otomobil yüzde 80'lik ÖTV dilimine girerse fiyatı bir andan 280 bin TL'ye çıkıyor ki, bu da ne yazık ki satışlarda kendini gösteriyor. Bu yüzden de tüm markalar harıl harıl en azından bazı modellerini yüzde 50'lik dilime sokmak için uğraşıyor.

EN DÜŞÜK PAKETLER

İşte Gino Bottaro da bu konuyu net bir şekilde gündeme getirerek. "Şu anda sattığımız modellerin sadece yüzde 1.5'i yüzde 50'lik ÖTV diliminde. 2021'de yüzde 50'lik ÖTV dilimine girebilmek için Polo'nun belki de yeni Golf'ün şu ana kadar hiç getirmediğimiz manuel vitesli en düşük paket seçeneklerini getireceğiz. Bunun için çalışmalarımız devam ediyor" açıklamasını yaptı.

Yani Bottaro'nun söylediği çok net. Yüzde 50 ile 80'lik ÖTV dilimi arasında 50-60 bin TL'lik fiyat farkı olunca, ister istemez araç satmak için başka seçenek kalmıyor. Emin olun her marka şu an bunun için mücadele veriyor.

BİZE LAYIK OLAN BU MU?

Aslında 2021 yılında kurların artmasına da bağlı, modellerin bir üst ÖTV dilimine çıkmaması için çok düşük paketlerle karşılaşacağız. Kim bilir birçok modelde arka camlar manuel bile olabilecek. Döşeme kalitesinden tutun, en düşük güvenlik donanımlarına, düşük teknolojiden, daha kalitesiz malzemelere kadar birçok modelde sırf yüzde 50'lik ÖTV diliminde yer alması için hiç olmayan versiyonlar Türkiye'ye getirilecek.

Dünyada otomotiv endüstrisi hızla gelişip, elektrikli, otonom (sürücüsüz) araçlardan bahsederken, Türkiye'de geçmişe dönerek, kolla açılan camlı araçlar mı kullanacağız?

Bu ÖTV sistemini ve sonuçlarını görünce, insan ister istemez, "Türk halkına layık görülen demek bu" diye düşünmekten kendini alamıyor.