Binay Kazan
Kırmızı halıda ödül almanın bir bedeli mi var?
28 Kasım 2024 Perşembe, 10:15
Yeni bir yıl öncesindeki bu süreçte; birçok sivil toplum kuruluşu belirlediği kişi ve kuruluşlara ödüller dağıtıyor.
STK'ların dağıttığı bu başarı ödüllerinin mutlaka haklı bir gerekçesi vardır tabii ki...Ama bir de peynir-ekmek gibi dağıtılan ödüller var bugünlerde dağıtılan...
Hatta ve hatta para karşılığı ödül veren kuruluşlar var bu ülkede...Para vererek çalışanlarına ödül dağıttıran şirketler de...
STK'ların dağıttığı ödüllerin gerçekten haklı ve objektif gerekçelerini bir tarafa bırakarak, etten-püften sebeplerle ödül dağıtan, bu ödülü verirken de para kazanan bazı kuruluşları dile getirmek istiyorum bugünkü yazımda...
Adeta ödül dağıtma işini bir para kazanma aracı haline getiren, hatta ve hatta biraz da dolandırıcılığa soyunan kurum ve kuruluşlar bunlar...
İşte bunun yaşanmış bir ödül hikayesi...Bursa'da yaşayan bir iş insanımızın anlatısı ile sunuyorum bu ilginç ödül hikayesini...
KIRMIZI HALININ CAZİBESİNE KAPILMAK!
Kentimizde 2,5 yıldan beri bir kuruluşta mimar olarak çalışan ve tasarım-uygulama işleri yapan genç kızımıza bir telefon geliyor İstanbul'daki bir firmadan...
Arayan kadın:" Yılın en genç ve en yetenekli mimarı seçildiniz. Size kuruluşumuz adına bir ödül vermek istiyoruz" diyerek sözlerine başlıyor.
Karşısındaki akıcı konuşmalı kadını sessizce dinleyen genç mimarımız, uygun bir an bulduğunda sorusunu ödül dağıtıcısı tarafa yöneltiyor "Beni neden ve nasıl seçtiniz yılın en genç ve yetenekli mimarı olarak..?"
Bu ödül verme işini meslek haline getiren firma yetkilisi kadının cevabı, daha da karmaşık hale getiriyor sorunu:" Sizi iş dünyasında araştırdık. Sosyal medyadan güzel yorumlar ve puanlar aldığınızı gördük. Çok iyi projeler çizdiğinizi, hatta Avrupa'da bile işler yaptığınızı öğrendik. Sizin bu ödülü fazlasıyla hak ettiğinizi düşünüyoruz ve sizi 7 Aralık tarihinde İstanbul XY Otelindeki Kırmızı Yıldızlar Ödül Töreni'ne mutlaka bekliyoruz".
Genç mimar şaşkın ve kararsız kalıyor tabii ki bu durumda...Kendisi hakkında biraz bilgisi olan kişiden törene dair biraz daha ayrıntı istiyor. Adeta ezbere konuşan ödül veren firmanın yetkilisi kadın işte bu noktada ipin ucunu biraz kaçırıyor: "Size ödül vereceğimiz törene birçok ünlü iş insanı ve dizi sanatçıları da katılacak. Kırmızı halıda yürüyerek geleceksiniz lüks otelimizin balo salonuna...Magazin programlarındaki gibi fotoğraflarınız çekilecek kırmızı halıda yürürken ve ödül alırken...TV'ler de naklen yayınlayacak ödül törenini...Siz de ünlü olacaksınız yani" ...
50 BİN TL'YE ÖDÜL DAĞITILIYOR
Ama kadın satıcının konuşmasının devamı dolandırıcılığın boyutlarını ve ödül sisteminin foyasını da meydana çıkaracak kadar açık ve net:" Size Kırmızı Yıldızlar Ödülü'nü vereceğimiz bu tören için hesabımıza 50 bin TL yatırarak, hemen katılım sağlamalısınız. Biz 50 kişiyi ödüle layık gördük. Ama acele etmeniz gerek...Yıl sonuna bir şey kalmadı zaten" ...
50 Bin liraya piyangodan çıkmış bir ödül bu verilmek istenen...Ama mimar kızımız bu teklife prim vermiyor ve anında reddediyor teklifi bu işte bir bit yeniği olduğunu anlayarak...Konuşmayı sonlandırırken, karşıdaki pazarlamacı kadının çok sinirlendiğini de hissediyor ama...
Görüldüğü gibi yıl sonu yaklaşıyor ve ödül avcıları piyasalarda dolaşıyor fütursuzca...
Düşünün ve hesaplayın şimdi...Bu avlama yöntemi ile yaklaşık 200 kişiyi tavlayabilecek bu ödül avcıları, kişi başına 50 bin TL'den 10 milyon TL para kazanabilir bir anda...Küçük bir hesap bu...Dahası da vardır mutlaka...Haksız kazancın bu boyutu; düşündürücü ve korkutucu...
ÖDÜLÜN KESİNLİKLE BİR GEREKÇESİ OLMALI...
Son günlerde; öyle çok ödül dağıtılıyor ki, birçok sivil toplum kuruluşu tarafından...Biliyorum ki; çoğunluğu objektif kriterlere, gerekçelere ve kurallara uygun dağıtılıyor bu ödüllerin...Kimsenin hakkını yemeyelim.
Ama kente ve ülkeye yaptığı katkıya bakmadan verilen sahte ödüllere ne diyeceğiz?
Aslında ödül; bir değerdir kutlanması gereken...Ödül; onur ve gurur barındırır. Verilen ödül kesinlikle de bir anlam da taşımalıdır. Ortada dolaşan plaket enflasyonuna itibar edilmeden, verilen ödülün manevi değeri de güçlü ve kutsal olmalıdır taşıdığı anlam itibarıyla...
Ödül; ödül gibi olmalıdır yani...Herkesin içine sinmelidir. 2015 Yılında; bilim insanımız Aziz Sancar'ın kazandığı NOBEL Ödül'ü örnektir buna...
Verilen ödülün içi doldurulabilir bir gerekçesi olması da vazgeçilmez şarttır.İşte böyle bir ödülü kazananı da canı-gönülden kutlamak insanlık görevidir aynı zamanda...
Ancak uyanıklar da çoktur etrafımızda...Özellikle genç iş insanlarını veya firma veliahtlarını seçerek, onların kariyerlerine sahte bir yıldız kondurarak para kazanıyor bu insanlar...Yakın geçmişte yerel belediyeleri bile dolandıran ödül dağıtıcılarına tanık olmuştuk Bursa'da...
İşte bu yüzden "aman dikkat" diyorum. Yukarıda yaşanmış bir örneği var.
Ödül tuzağına düşmeyin siz de...Sorun ve soruşturun. Çünkü bedava peynir, sadece fare kapanında bulunur.
Yazarın Diğer Yazıları
Nilüfer Çayı'nın S.O.S. çığlığını duyan yok mu bu kentte?
03 Aralık 2024 Salı, 11:54
Bursaspor şapkadan tavşan çıkardı!
01 Aralık 2024 Pazar, 19:23
Yeni nesil çalışma stili ve GİG ekonomisi
26 Kasım 2024 Salı, 10:37
Timsah tek attı,3 puanı kaptı!
24 Kasım 2024 Pazar, 16:58
"Yapay zeka yalan bile söylüyor artık"
21 Kasım 2024 Perşembe, 13:01
Ağır abi olmaktan vazgeçin artık!
19 Kasım 2024 Salı, 11:45
Bursaspor gol olup yağdı!
16 Kasım 2024 Cumartesi, 16:44
Parçaları kaybolmuş bir puzzle seti gibi mi oldu insanlar?
14 Kasım 2024 Perşembe, 10:35
Yenişehir Havalimanı yeniden kanatlanıyor mu?
12 Kasım 2024 Salı, 11:38
Oh be dünya varmış!
10 Kasım 2024 Pazar, 17:15