Jeoturizm nedir? Jeoturizm, Jeosit, Jeopark Nedir? Türkiye'deki Jepoparklar ve Jeolojik Miraslar

Jeoturizm nedir? Jeoturizm, Jeosit, Jeopark Nedir? Türkiye'deki Jepoparklar ve Jeolojik Miraslar

Her alanda artan tüketim fazlalığının turizmin temel taşını oluşturan doğa, kültür, tarih, toplum dengelerini de sarsmaya başladığının fark edilmesiyle birlikte sürdürülebilirlik kavramını turizm için de fazlaca duymaya başladık. Peki, jeoturizm nedir? Jeoturizm, Jeosit, Jeopark Nedir? Türkiye'deki Jepoparklar ve Jeolojik Miraslar

2024.03.27 14:47 - Son Güncellenme: 2024.03.27 14:49 - Ekonomi - HABER MERKEZİ
A
Jeoturizm nedir? Jeoturizm, Jeosit, Jeopark Nedir? Türkiye'deki Jepoparklar ve Jeolojik Miraslar

Her alanda artan tüketim fazlalığının turizmin temel taşını oluşturan doğa, kültür, tarih, toplum dengelerini de sarsmaya başladığının fark edilmesiyle birlikte sürdürülebilirlik kavramını turizm için de fazlaca duymaya başladık. Peki, jeoturizm nedir? Jeoturizm, Jeosit, Jeopark Nedir? Türkiye'deki Jepoparklar ve Jeolojik Miraslar

Her alanda artan tüketim fazlalığının turizmin temel taşını oluşturan doğa, kültür, tarih, toplum dengelerini de sarsmaya başladığının fark edilmesiyle birlikte sürdürülebilirlik kavramını turizm için de fazlaca duymaya başladık. İlk defa 1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından yayınlan 'Ortak Geleceğimiz' isimli raporda ortaya konan sürdürülebilir kalkınma kavramı, gelecek nesillerin de gereksinimlerini karşılama imkânlarını tehlikeye atmadan kendi ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen kalkınma biçimi olarak öne sürüldü. Burada gelecek nesillerin hakkını koruma noktasına dikkat çekildi. Turizm sektörü için de bir ihtiyaç olarak gelecek nesillere doğal kaynakların, kültürün, sosyal ve toplumsal değerlerin, yaşanabilir bir dünyanın korunarak aktarılması noktasına vurgu yapılarak sürdürülebilir turizm konuşulmaya başlandı. Sürdürülebilir turizm ile doğaya, çevreye, kültürel mirasa, yerel halka saygı duyularak bu varlıkların bütünlüğünün korunarak gelecek nesillere aktarılması amaçlanır.

Jeoturizm, Jeosit, Jeopark Nedir?

Daha önceleri tatil denince ilk akla gelen deniz-kum-güneş üçlüsü son yıllarda daha çok keşif, deneyim, eğlence, eğitim, adrenalin gibi farklı alanlara doğru kaymaya başladı. Farklılaşmamış kitle turizmine alternatif olarak çıkan bu özel ilgi odaklı turizm, turistlerin özel ilgi alanlarına uygun hale getirilerek otantik, gerçek deneyim odaklı hazzı yaşama taleplerine cevap veriyor. Turistler özel ilgi turizmine daha çok para harcıyor, deneyimlerini daha derin yaşama ve daha çok aktiviteye dahil olma fırsatı buluyorlar. Özel ilgi turizmi ile turistler gittikleri bölgelerde sömürücü bir tutum sergilemek yerine bu değerlerin korunmasına destek olarak hem kendilerinin hem gelecek nesillerin bu deneyimlerden daha uzun süre yararlanmalarını düşünerek hareket ediyorlar. Bu deneyimler turistlere, yerel toplumlarla tanışma ve onlarla özdeşleşme fırsatı da sunmuş oluyor. Turistler tatil deneyimlerini kültürel mirasları görme, dağcılık, sörfçülük, kayak, sağlık, gastronomi, vahşi hayatı koruma, kuş gözlemciliği yapma gibi özel ilgi alanlarına göre seçiyor.

Son yıllarda bu turizm çeşitleri arasında yerini alan Jeoturizm; fosillere, mağaralara, yanardağlara, krater göllerine yani yerkürenin hikayesine dair bilgi veren jeolojik oluşumlara ilgi gösteren turistlerin bunlara sahip olan coğrafyalara seyahat etmesiyle şekillendi ve yaygınlaşmaya başladı. Bu yeni turizm anlayışının temelinde, yaşadığımız yer kürenin oluşumunu merak ederek yola çıkan turistlere yerküreyi tanıtmak ve gelecek nesillere bu oluşumların korunarak aktarılmasını sağlamak yatıyor. Jeoturizm; turizm ve sürdürebilirliği bir arada yürütmektir. Jeolojik miras konumundaki kanyonlar, mağaralar, fosiller gibi doğal varlıklarla jeosit denilmektedir. Jeositler bazen görsel bazen bilimsel olarak çok değerli olurlar. Jeositlerin bulunduğu alanlara Jeopark deniyor. Jeopark; yer kabuğunun geçmişine ait olan bu kültürel veya bilimsel yönden çok önemli olan aynı ya da farklı türden jeositin topluca bulunduğu, bunların korumaya alındığı ve bilimsel çalışmaların yürütüldüğü, bunlar yapılırken aynı zamanda sosyo-kültürel kalkınmanın da hedeflendiği sınırları belli, ziyarete açık alanlardır. 

Türkiye'deki Jepoparklar ve Jeolojik Miraslar

Türkiye'de jeolojik miras kavramına dair ilk araştırmalar 1970'lere dayanır. Mağaralar, obruklar, çağlayanlar gibi jeolojik miraslarla ilgili önemli incelemeler yapılmıştır. Türkiye'nin ilk jeoparkı 2010 yılında açılan Ankara Kızılcahamam Çamlıdere'dir. 2013 yılında Kula Volkanik Jeopark'ı, Türkiye'nin UNESCO Küresel Jeoparklar Ağına giren ilk ve tek, dünyanın dokuzuncu jeoparkı oldu. Bundan sonra  birçok araştırmacı ve uzmanın önderliğinde Türkiye içinde jeoparklar ve jeositler belirlenmeye başlandı. 

Gerek dünyada gerek Türkiye'de gerçekte gezip gördüğümüz ya da belki bir fotoğrafta, izlediğimiz bir filmin sahnesinde denk geldiğimiz bazı oluşumlara hayranlıkla bakıp bunların nasıl oluştuğunu merak ettiğimiz olur. Asya ve Avrupa kıtaları arasında yer alan hala jeolojik süreci devam eden genç bir yapıya sahip olan Türkiye'de doğudan batıya, kuzeyden güneye yüzlerce jeolojik miras değeri olan yapı var.   Kapadokya'daki peri bacaları, Pamukkale Travertenleri, Salda Gölü, Tuz Gölü, kanyonlar ve daha niceleri.

Türkiye'de jeopark olarak belirlenmiş alanlara gelin birlikte bakalım;

Kula Volkanik Jeoparkı

Kula Volkanik Jeopark, Avrupa ve UNESCO onaylı olan Türkiye'deki tek jeoparktır. Strabon'un 'Coğrafya' adlı eserinde 'Katakekaumene' (Yanık Ülke) olarak geçen jeopark Manisa'nın il sınırlarının içinde yer alıyor. Bünyesinde pek çok değerli jeolojik miras bulunmaktadır.. Bölgenin öne çıkan diğer önemli özelliği çok iyi korunmuş olan Osmanlı kent mimarisidir.

Kula Volkanik Jeopark'ta gezilecek yerler; Volkanik koni ve kraterleri, peribacaları, tarihi Kula evleri, sütun bazaltlar, lav akıntısı ve leçeler, Yunus Emre Türbesi, Gökeyüp çömlekçiliği, volkanik mağara ve tüneller, prehistorik fosil insan ayak izleri. 

Kızılcahamam-Çamlıdere Jeoparkı

Ankara Kızılcahamam ve Çamlıdere arasında yer alan 2000 metrekarelik alanı kapsayan bu alan 2010 yılından beri jeopark olarak ziyaret edilebiliyor. İçinde 250 jeosit saptanan bu parkta sadece 23 tane jeosit turizme açık olarak gezilebiliyor. Buradaki her alan yaklaşık 23 miyon yıl ile 20 bin yıl arasında değişen zamanlarda oluşan oluşumlardır.

Kızılcahamam - Çamlıdere Jeopark'ında gezilecek yerler; Uzunkavak taşlaşmış ağaç fosilleri, Acı Deresi maden suyu, Gelin Kayası, Balcılar Bazalt Sütunları, Kızılcahamam sıcak suları, Abacı Peribacaları, Pelitçik -  Yahşiyan taşlaşmış ağaçları, Sey Hamamı, Mahkemeağcin yeraltı şehri, Kavakgözü Gelin Kayaları, Çamkoru Tabiat Parkı, Kızık Fayı Akyarma Tüfleri, Alicin Manastırı, Aşağı Ada Fayı, Karagöl, Güven Bazalt Sütunları, Beşkonak Fosil Yakıtları, Yukarıkise Kömürleri, Kaplumbağa Kardeşler. 

Zonguldak Jeoparkı

Zonguldak Jeoparkı bünyesindeki jeolojik miras değerleri 350 milyon yıl öncesine dayanıyor. Zengin kömür rezervleriyle birlikte sahip olduğu 50'nin üzerinden karstik mağara jeololojik oluşumuyla dikkat çekiyor. Mağaraların yapısı görsel bir şölen sunuyor.

Zonguldak Jeoparkı'nda gezilecek yerler; Kızılelma mağarası, Sofular mağarası, Gökgöl mağarası, Erçek mağarası, Çayırköy mağarası, Cumayanı mağarası, İnağzı mağarası, TTK Maden Müzesi, TTK Üzülmez İşletmesi, Kireçlik, Çanlı, Kızılelma Bacası, Filyos Bazalt Sütunları, Şarjömen, Bölüklü Yaylası, Fener Mahallesi, Gümeli Tabiat Anıtı, Süzek Kanyonu, Kadıoğlu Mozaikler, Harmankaya Şelalesi. 

Nemrut-Süphan Jeoparkı

Nemrut Kalderası olarak da bilinin bu alan Bitlis ili sınırları içinde yer alıyor. 1 milyon yıllık volkanik faaliyetler sonucu oluşmuş bir doğa harikasıdır. 2013 yılında İstanbul Üniversitesi ve Bitlis Valiliği tarafından başlatılan jeopark projesinin çalışmaları devam etmektedir. Jeolojik özelliğinin yanı sıra bölge sahip olduğu etnografik, arkeolojik, ekolojik, tarihsel ve kültürel özelliklerle dünyanın en iyi jeoparkı olmaya aday. UNESCO ölçütleri baz alınarak yapılan çalışmalar 13 kilometrelik alana yayılan sıcak ve soğuk göller, buz mağarası, buhar bacaları gibi doğal güzelliklere sahip.

Sivas - Yukarı Kızılırmak Jeoparkı

5.600 metrekarelik alana yayılan, oluşumları 70 milyon yıl öncesine ait çökme dolinler, kör vadiler, kanyon vadiler, karstik göller, mağaralar, doğal köprüler, lapyalar, ve daha bir çok oluşum Sivas'ın Yukarı Kızılırmak Havzasının jeopark alanı olmasını sağlayan jeositlerdir. Çalışmaları devam eden jeopark alanının aynı zamanda Türkiye'nin sahip olduğu tek jips karstı sahası olduğu söyleniyor. Çalışmaların tamamlanmasından sonra tescil için UNESCO'ya başvuru yapılacak. 

Kayseri Jeoparkı

2018 yılında Kayseri Kocasinan Yamula Baraj Gölü kıyısında 10 milyon yıl öncesine ait fil, üç toynaklı atlar ve boynuzgillere ait fosiller bulundu. Jeopark olmak için çalışmalar devam ediyor.

Jeoturizmin Bölgeye Faydaları 

Jeoturizmin gelişmesi insan gayretiyle olacak bir süreçtir.

Jeoturizmin geliştiği yerlerde;

Yöre halkının sosyo-ekonomik kalkınmasına destek olur.

Yöre haklı yaşadığı yerle ilgili daha derin bilgi sahibi olur böylece ziyaretçiler de memnun olarak bölgeyi keşfeder ve ayrılırlar. 

Tarihi yerlerin restore edilmesine katkıda bulunur.

Bölgeye daha çok ziyaretçi çekmek için kültürel, gastronomik festivaller yapılır.

Bölgenin etnik ve kültürel değerlerinin yaşamasına katkısı olur.

Jeoparkları Korumanın Önemi 

Yerküremizde doğal anıtların oluşum hikayelerini ve geçmişe dair bize verdiği bilgileri her yaştan insanın anlayıp değerini bilmesi, gelecek nesillere dünya mirası olarak aktarılması gerekir. Tahribi durumunda bu oluşumlar ve bulguları  yerine geri koymak mümkün değil. Çünkü bu jeolojik oluşumların süreci milyonlarca yıl sürüyor ya da yeniden oluşmuyor. Yaşam kaynağımız olan bu gezegende doğanın bizim bir parçamız olduğunu özümsemeli, geçmişine, şu anına ve geleceğine saygı duymalı ve sahip çıkmalıyız. Jeoparklara da bu gözle bakmalı ve korumalıyız.

KAYNAK:HIS

Diğer Ekonomi Haberleri için tıklayın


2024.03.27 14:47 - Son Güncellenme: 2024.03.27 14:49 - HABER MERKEZİ
A