Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, Zafer Partisi'nin gündeme ilişkin görüşlerini paylaştı.
Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, Zafer Partisi'nin gündeme ilişkin görüşlerini paylaştı. Karamahmutoğlu, Dün sabah saatlerinde 19 gündür kayıp olan ve cesedi dere kenarında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran ile ilgili açıklamasında, "Hukukun caydırıcılığı için bile olsa bunun gecikmeden yapılması, adaletin gecikmeden sağlanması elzemdir" dedi.
Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu'nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
Milyonlarca öğrencimiz okullara gidiyor. Okula gidecek olan milyonlarca öğrencinin arasında bir öğrencimiz bulunamayacak. Bu küçük öğrenci, bu minik çocuğumuz için günlerdir süren endişeli bekleyiş ne yazık ki yerini acı ve üzüntüye terk etti. 8 yaşındaki Narin bugün okuluna gidemeyecek. Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde kaybolup bir dere yatağında minik cesedi bulunan, katledilmiş halde bulunan bu küçük yavrumuza hayatı ve okulu geri verilemeyecek.
Fakat vicdanlı ve adaletli devlet yöneticileri, adalet sahibi insanlar, Narin Güran meleğimiz için yapabileceğiniz bir şey var. O da onu bu kısa süre minicik yaşamından koparan şahıs ya da şahısları bulup devletin adaletinin önüne çıkarmaktır. Hukukun caydırıcılığı için bile olsa bunun gecikmeden yapılması, adaletin gecikmeden sağlanması elzemdir.
Bugün okula başlayan öğrencilerimizin toplam nüfusu 19 milyon. Bu nüfus birçok ülkenin toplam nüfusundan bile yüksek bir sayı ancak ne yazık ki çağdaşlarıyla rekabet edebilecek düzeyde kaliteli bir eğitim, öğretim ile donatamıyoruz. TÜİK verilerine göre 2023 yılı itibariyle okullaşan, Türkiye'mizde okullaşan öğrencilerin sayısı, çocuklarımızın sayısı orantısız. Kız çocuklarının okullaşma oranı erkek çocuklarına kıyasla çok daha düşük. Bunun bir sebebi geri kafalılık, bağnazlık iken bir diğer sebebinin de ekonomik sorunlardan kaynaklı olduğunu biliyoruz. Yoksulluktan kaynaklandığını biliyoruz. Çünkü aileler fakirliklerinden kaynaklı çocuklarının tamamını okula gönderemiyor ve eğitimden tasarruf ediyor. İşte tam burada da ne yazık ki çocuklarının eğitim, öğretimi için cinsiyet ayrımcılığı yoluna gidiyorlar. Okullarına gidebilen öğrencilerimiz de okullarda istedikleri eğitimi alamamanın yanı sıra olması gerektiği gibi bir öğrencilik hayatı da süremiyorlar.
Okullarına gidebilen öğrencilerimizin okullarda bir öğün yemek bile yiyemedikleri için dersleri, dinledikleri dersleri aç karınlarına ve doğal olarak anlayamadan dinledikleri ve aç karınlarıyla okulda bir şey öğrenemeden eve geri döndüklerini velilerden şikayet olarak dinliyoruz. Öğrencilerimizin ve velilerin haklı talepleri var. Bir öğün yemek istekleri var. Fakat bütün bu acı tabloya rağmen AKP hükümeti öğrencilerimizin ihtiyacı ve isteği olan bu bir öğün yemeği karşılamaktan kaçınıyor. Bunu gereksiz bir masraf olarak görüyorum.
2024-2025 öğretim yılına AKP hükümetinin adını Türkiye 100 Yılı Maarif Modeli diye koyduğu fakat arif olanın bile anlayamadığı bu maarif modeli belli ki siyasi İslamcı politikaların yeni bir fantezi denemesi olarak uygulanacak ve yakın bir gelecekte diğer denemeler gibi AKP'nin fantezi çöplüğünde yerini alacaktır.
Okul çevrelerinde satışı ve dağıtımı yapılan uyuşturucu ve uyarıcı maddeler ile ilgili ürpertici raporlar geliyor. Çok acıdır ki uyuşturucu kullanma yaşı 13 yaşına kadar indi. Böylesi bir kabus döneminde narkotik maddelerin çeşitliliği artarken bilhassa sentetik narkotik maddelerin sokak fiyatlarının düşük oluşu hem bunları edinmeyi kolaylaştırıyor hem de kullanıcı ve bağımlı sayısını arttırıyor. Polis teşkilatımızın, narkotik şubesinin bu mücadelede tek başına kalmaması topyekun bir politika ve program izlenmesi gerekiyor. Beraberinde bu uyuşturucu tuzağının ağına düşmüş olan bağımlılar için de tedavi merkezleri var olan AMATEM merkezlerinin sayısı yeterli olmadığı gibi kapasiteleri de yetersiz.
İnanın her ay iki değişik taleple karşılaşıyorum, AMATEM'e yatmak isteyen şahıslar veya ailelerinden gelen yer bulamıyorlar. Tedavi görmek isteyen bağımlıların ihtiyacını karşılayacak yeter sayıda AMATEM merkezi yok.
Yerli ve yabancı suç örgütleriyle terör örgütlerinin finans kaynağı olarak uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin ticaret ve kaçakçılığı ile mücadele, aynı zamanda bir güvenlik meselesi olarak ele alınmalıdır.
Siyaset, 2024.09.09 13:35