Türk Kadınlar Birliği Bursa Şubesi (TKB), kuruluşunun 100. yılına özel 'yaşam, kadın ve değişim' konulu sempozyum düzenlendi.
MERVE DENİZ EKİCİ / BURSADA BUGÜN
Türk Kadınlar Birliği Bursa Şubesi (TKB), kuruluşunun 100. yılını kutlama sebebiyle Merinos AKKM'de çeşitli üniversitelerden gelen kadın akademisyenlerin katılımıyla 1924 anayasasının konuşulduğu 'yaşam, kadın ve değişim' konulu sempozyum gerçekleştirdi.
TKB Yönetim Kurulu Üyesi Betül Batır, "Tarihi öğrenmeyenler, tekrar yaşamak zorunda kalırlar. Tarihimizi öğrenmek kaçınılmaz bir görevdir. 1924 yılından bu yana tarihe yansıyan olayları yeniden değerlendirmek istedik. Kadın değişirse, toplum değişir" açıklamalarıyla katılımcılara teşekkür etti.
'Yaşam, kadın ve değişim' sempozyumu Proje Koordinatörü Emin Alp Malkoç, "1924 yılından bu yana değerlendirmeyi içeren bir program hazırlamayı düşündük. Bir kurumun 100. yılına ulaşması önemli bir değeri ifade etmektedir" açıklamalarıyla sempozyum koordinesi hakkında bilgiler vererek 1924 yılına odaklı kadınlar hakkında değerlendirmelerinin konuşulacağını ifade etti.
"KADINLAR EŞİT VE ÖZGÜR OLANA KADAR MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"
TKB 100. yıl kutlama sempozyumuna katılan herkese teşekkür ederek söze başlayan TKB Bursa Şube Başkanı Tijen Sözeri, "Türk kadınına toplumsal kimlik kazandıran Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ilk mücadele ateşimizi yakan kurucu başkanımız Neziye Muhittin'i bir kez daha anıyorum" açıklamalarıyla birlik üyelerine teşekkürlerini dile getirdi. Sözeri, "Türk kadınlarının uluslararası gidişatını izlemek ve Türk kadınları hakkında projeler yapmak amacımız. TKB aynı zamanda avrupa lobisi sekreterlik görevini de sürdürmektedir. 100 yıl önce 7 şubat 1924'te tarihin en büyük kadın hareketinin başladığı tarihtir. Şu anda, bir kaç sözle gerçeğe yakınlaşmak istiyorum. Günümüze gelindiğinde 2024'ün ilk altı ayında hızla çoğalan çocuk istismarı, öldürülen kadınlar haber olmaya devam etmektedir. Sesi duyulmayan kadınlarımızın sayısı bilinmemektedir. Bu nedenle TKB olarak kadının özgür olmadığı bir toplumun özgür olamayacağının altını çiziyorum. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sonlandığı, yaşanabilir bir toplum için kadın,genç,erkek,yaşlı herkes, her türlü haksızlığa karşı demokrasi ve adaletle mücadelemize devam etmeliyiz. Kadınların daha özgür ve eşit olacağı güne kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" şeklinde konuştu.
"DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun, "Değerlerimize sahip çıkmaya devam ediyoruz. Bir çift mavi gözün ışığında o muhasır medeniyet seviyesine hep birlikte ulaşacağız" dedi.
"DEĞİŞİM KADINSIZ OLMAZ"
Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, "Değişim talebi var ülkemizde. Değişim kadınsız olmaz, kadın bunun içindeki en önemli unsurdur. Bu değişimle ilgili 100 yıl önce Atatürk'ün ileri görüşlülüğüyle bütün ülkelerden çok daha önce kadın değerini ortaya koyup bunu göstermesi sayesindedir. Ne kadar kadın eğitimine önem verip artırırsak bu tür istismar ve kötü davranışlar azalacaktır. Eğitimli kadınlarımız da istismara uğruyor, maalesef ataerkil bir toplumdan geliyoruz. Bir erkek fakat bir Atatürkçü ve Türk insanı olarak teşekkür ediyorum" açıklamalarında bulundu.
"KADINLAR KENDİ YERİNİ ALACAK"
Önceki dönem İYİ Parti Milletvekilerinden İsmail Tatlıoğlu, "Kadınların istihdamında eksiklikler mevcut. 26 milletvekilinden sadece 3 kadın var. Bunların tek sebebi erkekler olamaz. Biz bir elmanın iki yarısı değil miyiz? Neden kadın siyasetçilerin sayısı az? Bize bir yer açsınlar dersiniz, dünya yıkılır yer açılmaz. Siz kendiniz yer alacaksınız. Kendiniz yerinizi alacaksınız" ifadelerini kullandı.
"KADINLAR TOPLUMUN ÖNEMLİ FAKTÖRÜDÜR"
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Türk kadınının yerini hatırlamak ve kazanımlarını hatırlamak için buradayız. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, sadece bağımsız bir ülke inşa etmekle kalmadı, bu ülke kadınlarını hakettiği yere taşımak için devrimlerle adım attı. Eğitimde fırsat eşitliği ve toplumsal katılımı ortaya koymuştur. Kadınlar eş, ev hanımı olmaktan çıkarak toplumun önemli bir faktörü haline gelmiştir. Bu mücadelenin temel taşlarından biri TKB kuruluşundan beri kadın haklarının mücadelesinden biridir. Birlik kuruluşunun ardından kadınların oy kullanma ve seçilme hakları gündeme geldi. 3 Nisan 1930'da çıkarılan yasayla Türk kadını oy kullanma hakkı kazandı. 5 Aralık 1930 tarihinde ise oy kullanma ve milletvekili seçilme hakkı tanındı. Siyasette kadının varlığı eşitlik konusunda duyarlılığı artırmakla kalmayın, toplumun her kesimin sesini duyurmak ve anlamayı da artırmıştır. Kadınların, mecliste yeterli sayıda temsil edilmemesini, toplumsal eşitliği yeterince yansıtmadığını görüyoruz. Kadınlar farklı bakış açıları ve çözümlerle topluma farklı fikirler sunmaktadır" dedi.
"KADIN GÜLÜMSEMESİ UMUDU HER DAİM DİRİ TUTAR"
Başkan Bozbey kadınlara yönelik çalışmaların artırılacağına değinerek, "Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların iş gücüne katkısını olumlu olarak görmekteyiz. Çocuklarını gönül rahatlılığıyla kreşlere bırakabilecekleri kreşler oluşturmayı da sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Büyükşehir olarak kent genelinde mevcut kreşlerimizi güçlendirdik ve yeni kreşlerimizi özellikle İnegöl, Yıldırım, Kestel, Gürsu ve Osmangazi'de kreşlerimizi çoğaltmayı hedefliyoruz. Annelerin kariyer ve eğitimlerine rahatça odaklanabilmeleri için projelerimizi gerçekleştireceğiz. Kadınların aile ve iş yaşamın kolaylaştırmak için projelerimizi devreye sokup desteklerimizi artırıyoruz. Kadınladın iş yaşamında daha avantajlı konuma gelmesi için çabalayacağız. Kadın kooperatiflerine desteklerimize devam edeceğiz. İstihdam ofislerimizde iş arayan ya da iş kurmak isteyen kadınlarımıza imkanlar sunuyoruz. Kadın gülümsemesi umudu her daim diri tutar. Kadın gülümsüyorsa o toplumda adalet ve eşitlik filizleniyor demektir" şeklinde konuştu.
"KADIN İNSANLIĞIN BEŞİĞİDİR"
Konuşmaların ardından sempozyum açılış konferansını İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabahattin Özel gerçekleştirdi. Özel, "Kadın, insanlığın beşiği ve temel ögesidir, ilk eğitimcisidir. Erkeğin kadından üstün olduğu iddiası da bazı erkeklerin uydurmasıdır. Üstünlüğü kaba kuvvete dayandırmak yanlıştır. Üstünlük kültürle olur, bilgiyle olur, insani değerlerle ve onları işleyebilmekle olur. Son yaşadığımız yıllarda kadın sporcularımızın gösterdiği başarılar, güç bakımından da bir şekilde sportif alanda erkeklerin önünde olduklarını gösteriyor. Son örnek olarak da Harp Okulları mezuniyet töreninde üç kuvvette de kadın öğrencilerin birincilikle bitirmiş olmalarını tesadüfe bağlayamayız" dedi.
"GEÇMİŞTE KADINLARIN ÇEKTİKLERİ ÇİLELERE YÜREK DAYANMAZ"
Özel, geçmişte kadınların yaşadıkları zorluklara değinerek, "Tabi ki kadının yaşamında geçmişe baktığımızda vicdanlar sarsılır. Kadının çektiği çilelere yürek dayanmaz. Zamanında bir eş eve gelince kadının kız çocuk doğurduğunu öğrenince eşini çok kötü bir şekilde dövmüş ve bebeğiyle dışarı atmıştı. Bebek ölmüş, kadın sakat kalmıştı. Mahkemede bir türlü boşanamıyordu. Namık Esat Bey'in Türk Medeni Kanunu'nu hızlandırma konusundaki motivasyonu bu ve bunun gibi olaylardı. Kadın kaosu uzun zamanlar devam etti. Kadınlar tıp fakültesine girebilir mi yargıç olabilir mi gibi tartışmalar yapılırdı. Bu tartışmaları yapanların da erkek olduğunu unutmamak gerekir. Eskiden kadın oyuncu bulunamıyordu, hep erkekler oynardı. Halk arasında kadınlar 'oyuncu' olarak damgalanırlar diye kadınlara oyunculuk eğitimi verilemedi. Meclisin açıldığı ilk gün mecliste ulema üyelerinden Hacı Süleyman Efendi, 'kız çocuklarının eğitimine öncelik vermeliyiz. Çünkü çocuk anne kucağında büyür, anne eğitimli olursa bu çocuğun niteliğine yansır ve ülke de böyle yükselir' demişti. Şimdi de aynı şeyi söylüyoruz Türkiye'nin yükselmesi ve kalkınması, kadının yerini almasıyla gerçekleşir. Bunun başında da eğitim gelir" şeklinde konuştu.
AYRINTILAR GELİYOR...
Bursa Bölge, 2024.09.19 10:44