Türkiye Yüzyılı'nın Emektarları Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi yönetme görevini devraldıklarında en düşük emekli aylığının 43 dolara denk geldiğini belirterek, "Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira yani 370 dolar. Emeklilerimizi sosyal güvenlik sistemimiz için asla bir yük olarak görmedik" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda düzenlenen Türkiye Yüzyılı'nın Emektarları Programı'na katıldı.
Burada emekli aylıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekli aylıklarına ilişkin dolar hesabı yaparak devamında muhalefetin seçim döneminde emeklilere yönelik verdikleri sözlere değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI 43 DOLARDI"
Ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda en düşük emeli aylığı 66 lira yani 43 dolardı asgari ücret ise 184 liraydı bu rakamda 122 dolara denk geliyordu. Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira yani 370 dolar. Burada şu noktayı özellikle vurgulamak durumundayım. 31 Mart seçimleri emeklilerimizin sıkıntılarının ve beklentilerinin en fazla istismar edildiği bir dönem olmuştur. Muhalefet seçim propagandasını emeklilerimizi hükümetimize karşı kışkırtmak üzere kurgulamış haftalarca bunun üzerine adeta tepinmiştir. Hiçbir ekonomik ve mali temeli olmayan uçuk vaatler üzerinden kelimenin tam anlamıyla vaat panayırları düzenlediler. Kim ne veriyorsa bundan 5 fazlası mantığıyla Türk siyasetine popülizm hastalığını tekrar ulaştırdılar. Bundan ne yazık ki belli oranda neticede aldılar. Biz seçim döneminde de emeklilerimizle hep konuştuk. Emeklilerimize karşı daima dürüst olduk. Vaat yarışına girmek yerine, muhalefetin bol keseden verdiği sözlerin hiçbir geçerliliğinin olmayacağını o zamanda dilimiz döndüğünce anlattık. Sonuçta ne oldu? 31 Mart akşamı sandıklar kapandı ve muhalefetin emeklilerimize verdiği sözlerin neredeyse tamamı unutuldu.
"BORCUNUZU ÖDEYİN DEMEYELİM Mİ?"
Bugün bir konsere harcadıkları para yardım yaptık dedikleri emeklilere verdikleri rakamdan daha fazla. Reklam amaçlı bir iki göz boyama dışında hiçbir iş yapmadı. Vaatlerinin üzerine kalın bir sünger çektiler. Şimdi emeklilerimizle yan yana gelmek bile istemiyorlar. Bırakın sözlerini tutmayı, SGK'ya olan prim borçlarını dahi ödemiyorlar. Bunu da matah bir şeymiş gibi övünerek anlatıyorlar. İnanıyorum ki sizler de yakından takip ettiniz. Kaynağı karanlık paralarla kule dikmeye gelince bunların paraları var. Şişirilmiş konser faturaları üzerinden yandaşları zengin etmeye gelince bunların paraları var. Eş, dost, ahbap çavuş düzenlerine gelince bunların paraları var. Ama SGK'ya olan prim borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar. Biz devlet başkanı sıfatıyla devletin kurumuna olan borçlarını hatırlatınca da beyefendiler bundan rahatsız oluyorlar. Ne yapalım? Borcunuzu ödeyin demeyelim mi? Emeklinin, işçinin, esnafın, garip gurabanın hakkını savunmayalım mı? Kardeşlerim, bakınız bunlar aynı çarpıtmayı emekli aylıkları ve asgari ücret üzerinden de yapıyorlar.
"BEREKETLİ ÖMÜRLER NİYAZ EDİYORUM"
Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, Milletin Evine, Bugazi Mekana Hepiniz Hoş Geldiniz diyorum. Güzel toplantıyı tertip etmek suretiyle gönüllerimizi bu muhabbet sofrasında buluşturan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızı ve ekibini tebrik ediyorum. Bu vesileyle başta emeklilerimiz olmak üzere milletimizin tüm kesimlerine yönelik kapsamlı ve özverili çalışmalar icra eden bakanlık mensuplarımızı da kutluyor, Rabbimden her birine üstün başarılar niyaz ediyorum. Aynı şekilde ülkemizde yaşayan 16 milyonu aşkın emeklimize sağlıklı, bereketli, hayırlı ve güzel ömürler temenni ediyorum. Konuşmamın hemen başında bir gerçeği ifade etmek istiyorum. 16 milyonu aşkın emeklimizi temsiyle burada bulunan siz kardeşlerimiz yıllar yılı döktüğünüz alın teriyle ülkemizin bugünkü noktalara ulaşmasında büyük pay sahibisiniz. Kamuda, özel sektörde, tarımda, hayvancılıkta, ticarette, hülasa, görev aldığınız, sorumluluk üstlendiğiniz her alanda ülkemizin büyüme ve kalkınma sürecine önemli katkılar sununuz. Tüm bunların yanında sahip olduğunuz bilgi, erdem ve hayat tecrübesiyle bir yandan ailenize ve çevrenize, diğer yandan ülkemize ve milletimize önemli değerler kazandırdınız. Bilhassa çocuklarınıza ve torunlarınıza aktardığınız bu tecrübelerle geleceğin yani Türkiye yüzyılının taşlarını döşediniz, gücümüze güç kattınız, bu milletin yanında olduğunuzu dost düşman herkese gösterdiniz. Aile yapımızın korunmasında milli ve manevi değerlerimizin muhafaza edilmesinde genç nesillere örnek oldunuz, rehberlik ettiniz, sevgi ve şefkatle gençlerimizin elinden doldunuz. Her birinize kalpten teşekkür ediyorum. Sizlerin şahsında tüm emeklilerimize Türkiye yüzyılının emektarlarına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
"EMEKLİLERİMİZİ ASLA BİR YÜK OLARAK GÖRMEDİK"
Değerli kardeşlerim, sizlere olan vefa borcumuzu layıkıyla ödeyebilmek için göreve geldiğimiz günden itibaren yoğun ve samimi bir gayret içindeyiz. 2002 yılında emeklilerimizin sayısı 6,5 milyondu. Bugün ise 16,6 milyon emeklimiz var. Yani son 22 yılda emekli ailemize 10 milyon yeni üye katıldı. Şunun bir defa daha bilinmesini isterim. Emeklilerimizi sosyal güvenlik sistemimiz için asla bir yük olarak görmedik. Bugün de görmüyoruz. Kuşatıcı ve kolaylaştırıcı bir sosyal devlet anlayışıyla emeklilerimize dönük hizmet ve faaliyetlerimize her geçen gün bir yenisini ekledik. Sosyal güvenlik politikamızı bu istikamette emeklilerimizin refah seviyesini yükseltecek, hizmete erişimlerinin önündeki engelleri kaldıracak şekilde belirledik, sürekli güncelledik.
"EMEKLİLERİMİZE BANKA PROMOSYONLARININ ÖDENMESİNİ SAĞLADIK"
Burada tek tek saymaya kalksak saatlerimizi alacak hizmet ve reformlarımızın yalnızca bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakınız sevgili kardeşlerim, tasarruf, teşvik fonu ve konut edindirme yardımı tutarlarını emeklilerimize ve hak sahiplerine ödeyerek bir mağduriyeti giderdik. 2012 yılında 1,8 milyon emekli vatandaşımızın aylıklarında artış sağlayan intibak düzenlemesini hayata geçirdik. Emekli olduktan sonra ticari faaliyet yürütenlerin aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek primi uygulamasını önce %15'den %10'a indirdik, devamında ise bu uygulamayı tamamen kaldırdık. Emeklilerimize banka promosyonlarının ödenmesini sağladık. Bayram ikramiyeleriyle emeklilerimizin evlatlarıyla, torunlarıyla, aileleriyle paylaştıkları bayram sevinçlerine ortak olduk. Asgari ödeme miktarlarını yeniden ele alarak emekli alt sınır aylıklarını yükselttik. Emekli aylıklarındaki normal iyileştirmelere ek olarak seyyanen zamlar ve ilave refah payı artışlarıyla emekli maaşlarında önemli iyileştirmelere gittik. Tüm bunların sonucunda 2002-2024 döneminde farklı statüdeki emekli aylıklarında reel olarak %78 ile %631 oranlarında artış yaşandı. Aynı şekilde, emeklilerimizin refah seviyesini yükseltmek için, 2018 yılında başlattığımız bayram ikramiyesi uygulaması ile emekli vatandaşlarımızın tamamına bugüne kadar 252,1 milyar lira ödedik. 2023 yılı ekim ayında gelir veya aylık alan sigortalı ve hak sahiplerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5000 lira ödeme yaptık. Tüm bunlara ilave eden, sizlerin de bildiği yüze 2024 yılını emekliler yılı ilan ederek Türkiye Yüzyılı'nın emektarlarına verdiğimiz önemi gösterdik. Yıl boyunca yürüttüğümüz çalışmalarla emekli vatandaşlarımızın hayat kalitesini önemli ölçüde arttırdık. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan daha geniş ve etkin bir şekilde istifade edebilmelerini sağladık. Sağlık ve ulaşım başta olmak üzere emekli vatandaşlarımıza pek çok alanda yeni destekler verdik, yeni kolaylıklar sunduk.
"DAHA İYİ ŞARTLARDA YAŞAMALARINI TEMİN ETTİK"
Bunu da açık söylüyorum. 22 yıldır yanımızda olan ülkesine ve milletine hizmet için saçlarını ağartan emeklilerimize bir vefa borcu olarak gördük. Emekli vatandaşlarımızın temel haklarını kullanmaktan yoksun bırakıldığı, sağlık ve ulaşım imkanlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı. 22 yıllık iktidarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda yaşamalarını ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik. Kendimizi elbette bu iyileştirmelerle sınırlı tutmayacak emeklilerimiz için daha çok çalışmaya, daha çok hizmet üretmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi onlarla birlikte yol yürümeyi hem de güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.
"HALKIN TEVECCÜHÜNÜ KAZANARAK HAKKIN RIZASINA ULAŞMANIN ÇABASINDAYIZ"
Değerli emeklilerimiz, bugün sizlerle dertleşmek, samimi bir hasbihal etmek arzusundayım. Tayyip Erdoğan olarak yarım asırdır siyaset sahnesinde olan ülkeme ve milletime siyaset yoluyla hizmet etmeye çalışan bir kardeşinizim. Aziz milletimizin takdiriyle bugüne kadar farklı görevlere geldik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Başbakan ve son 10 yıldır da Cumhurbaşkanı olarak Türkiye'nin hizmetindeyiz. Halkın teveccühünü kazanarak hakkın rızasına ulaşmanın çabasındayız. Gayemiz geride hayırla iade edilecek eserler ve örnek bir siyasi miras bırakmaktır. Atalarımızın dediği gibi mahkeme kadıya mülk değil, bulunduğumuz makamlar da bize mülk değil, tapulu malımız hiç değil. Bunların tamamı önce Allah'ın sonra da milletimizin bizlere emanetidir.
"KASTIMIZ MİLLETİMİZE OLAN MİNNET VE VEFA BORCUMUZU ÖDEMEKTİR"
Tüm bu görevler aynı zamanda birer imtihan vesilesidir. Biz de bu imtihanı başarıyla vermenin emanete hakkıyla sahip çıkmanın peşindeyiz. Sadece bunun için mücadele ediyoruz. Yarın Rûz-i Mahşer'de Rabbimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik, gönlümüz mutmain bir şekilde çıkmanın derdindeyiz. Biz dertliyiz derken kastımız işte budur. Kastımız milletimize olan minnet ve vefa borcumuzu ödemektir. Kastımız 2002 yılında milletin umudu olarak başladığımız bu yolculuğu hedeflerimize kâmilen ulaşmış bir şekilde tamamlamaktır. Kastımız Türkiye'yi her alanda müreffeh, muktedir, muteber, söz ve etki sahibi bir ülke haline getirmektir. Her zaman söylüyorum, bugün tekrar ifade etmek istiyorum. Yarın arkamızdan bir Tayyip Erdoğan var. Dürüst adam, ahlaklı adam, mert adam, vicdanlı, merhametli adamdır. Milletine ve memleketine çok sevdalı bir adamdır. Allah ondan razı olsun denilmesi bizim en büyük arzumuzdur.
"VERDİĞİMİZ SÖZLERİ TUTMAYA ÇALIŞTIK"
Kıymetli dostlarım, siyaset yolculuğumuzda pusulamız hep şeffaflık oldu, dürüstlük oldu. Bu yolculuğa çıkarken siyasetin limanı ahlaktır dedik. Dürüstlüğümüz tüm görevlerde de bu ilkeyi kendimize rehber edilmeye, bu ilkenin ışığında hareket etmeye çalıştık. Seçim kazanmak, sandıkta birkaç oy daha fazla almak için tabiri caizse umut sömürüsüne asla tevessül etmedim. Meydanlarda ne söylediysek, hangi taahhütte bulunduysak milletten yetki alınca da bunları yerine getirmeye gayret ettik. Prensibimiz hep şuydu: Biz sözünün evi bir iktidar olacağız. Ahdine ve kavline sadık bir yönetim olacağız. Şüphesiz zaman zaman irademizi aşan hususlar da oldu. Hiç hesap edilmedik olaylar, savaşlar, küresel krizler ortaya çıktı. 2 yıl boyunca tüm dünyayı kasıp kavuran kovid salgını 6 Şubat'ta yaşadığımız asrın felaketi deprem gibi nice zorlukla karşı karşıya kaldık. Ama şartlar ne olursa olsun milletimize verdiğimiz sözleri tutmaya çalıştık. Bunun en yakın şahidi de iktidarımızın 22 yılına bizzat tanıklık eden siz emeklilerimiz.
"SON İKİ YILDA YAKLAŞIK İKİ KAT ARTTI"
Biliyorsunuz son iki yılda altın gibi değerli madenlerin fiyatları tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştı. Örneğin 2002 Kasım'ında üç yüz yirmi dolar olan altının ons fiyatı 2022'de bin altı yüz seksen dolara şimdi ise iki bin altı yüz elli dolara çıktı. Yani tüm dünyada altın fiyatları yalnızca son iki yılda yaklaşık iki kat arttı. Altın fiyatlarındaki ani artışın Türkiye ekonomisiyle bir alakası yok. Dünyada en fazla ne yükseldiyse onun üzerinden hesaplama yapılmaz. Bunun adı siyaset değil. Tam tersine kurnazlıktır, hainliktir. Bir diğer çarpıtmada asgari ücret ve en düşük emekli maaşıyla ilgilidir. Ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda en düşük emekli aylığı altmış altı lira yani kırk üç dolar bu. Asgari ücret ise yüz seksen dört liraydı. Bu rakam da yüz yirmi iki dolara denk geliyor. Bugün en düşük emekli maaşı on iki bin beş yüz lira. Yani üç yüz yetmiş dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise beş yüz doksan dolar. Dikkat ederseniz Sayın Özel bu rakamları hiç ağzına almıyor. Sayın Özel'in değinmekten kaçtığı bir başka husus şudur. Iki bin iki yılında bir asgari ücretli kardeşimiz evinde kullandığı iki yüz kilovat saat elektrik için aylığının yüzde yirmisini yüz metreküp doğal gaz için ise yüzde yirmi altısını ayırmak zorundayım. Şimdi aynı miktar elektrik için sadece yüzde iki virgül dördünü doğal gaz için ise yüzde beş virgül altısını ayırıyor
Kaynak: AA
Siyaset, 2024.12.16 18:58