Mili Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın birlikte yürüttüğü ÇEDES projesi kapsamında okullara giren din görevlilerinin herhangi bir pedagojik eğitimden geçmediklerini belirten Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, Bursada Bugün'e konuştu.
HABER MERKEZİ / BURSADA BUGÜN
"Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" bilinen adıyla ÇEDES projesi kapsamında "manevi danışman" olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu hocaları, Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı okullarda "değerler eğitimi" dersi adı altında öğrencilerle bir araya geliyor. Bu proje kapsamında bakanlık bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı; milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değere göre öğrenciler yetiştirmeyi hedeflediklerini söylüyor.
"EN BÜYÜK SALDIRILAR LAİKLİĞE"
Son 10 yılda eğitim sisteminde yaşananları yorumlayan Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, eğitim sisteminin dinselleştiğini ve özelleştiğini belirtti. Toy, "En büyük saldırılar laikliğe maalesef. Buna ÇEDES ve benzeri protokoller, projeler, Diyanet'in okullara girmesi, okullardaki vakıf adı altında işlenenleri söyleyebiliriz. Şimdi Bursa'da da okullarda Yetim Kardeş Projesi öğrencilerin harçlığına göz dikmiş durumda. Kayıt dışı paralar ve hiçbirinin kaydı da yok. Bir belge de verilemiyor öğrencilere. Türkiye Gençlik Vakfı (TÜVGA) tüm yurtta olduğu gibi Bursa'da da okullarda" dedi.
"KARNE GEZİSİ ADI ALTINDA MAHALLE CAMİSİ GEZİSİ"
ÇEDES projesinin Eskişehir ve İzmir'de başladığını açıklayan Toy, devamında 158 bin din görevlisinin atanmasıyla Kırklareli'nde resmi olarak başlandığını söyledi. Toy, "Şu an tüm yurtta bütün okullarda değerler eğitimi adı altında ÇEDES projesi uygulanıyor. Bu kapsamda örneğin Gürsu'dan bir program geldi. Karne haftası olduğu için geziler konulabiliyor. Bu gezilerden biri de Gürsu'da bir okulda cami gezisi. Tarihi bir cami de değil. Mahalledeki camiyi gezmeye gidiyorlar ve bunu da ÇEDES adı altında yapıyorlar" diye açıkladı.
"VELİLER BİLİNÇLİ OLMALI"
Yeliz Toy başka bir dine mensup olan ve bu projeye dahil olmak istemeyen öğrencilere başka bir alternatif sunulmadığını söyledi. Toy, "Ancak veliler bilinçli olabilirse ve değerler eğitimine öğrencimin katılmasını istemiyorum diye okula resmi olarak dilekçe verirse bu projeden muaf olabilirler. Bunun dışında bir yol yok. Velilere de yeteri kadar bilgilendirme yapılmadığı için onlar farkında değiller olayın" dedi.
"SINAVDAN VEYA MÜLAKATTAN GEÇMİYORLAR"
İnsan haklarına ve çocuk haklarına aykırı olduğunu vurgulayan Toy, çok erken yaşta başlayan dini eğitimi pedagojik eğitimi almayan kişilerce veriliyor olmasının çocukların zihinsel gelişimine engel olabileceğinin altını çizdi. Toy, "Atanan din insanları bir sınavdan veya mülakattan geçmiyorlar. Örneğin Bursa'da bu din görevlilerinin hangi okullara atandığını bilemiyoruz bizlere paylaşmadılar. Ancak şunu biliyoruz ki bazı okullarda okul müdürleri, belli kişileri söyleşi adı altında ya da bir takım değerler eğitimi adı altında okullara davet edebiliyor ve bu kişiler bir pedagojik bir eğitim almadığı için yaratacağı tehlikeler de açıkçası tahribatlar da büyük olabiliyor" diye belirtti.
"İSTEDİKLERİ NESLİ YARATMIŞ OLURLAR"
Yeliz Toy projenin onlar için başarılı olmaması gerektiğini söyleyerek laiklik konusunda hassasiyeti olan bütün siyasilerin, kurumların, kuruluşların, örgütlerin bir araya geldiğini ve bu projeyi durdurmaya çalıştıklarını açıkladı. Toy, "Bu proje başarılı olursa istedikleri kindar ve dindar nesli yaratmış olurlar. Laik Kamusal Eğitim Platformu'nun çağırısıyla Bursa'da ÇEDES'e karşı bir araya gelindi. Onlarda bir takım çalışmalar yürütüyor. Burada kurduğumuz birliğin adı da, ÇEDES'e Karşı Güç Birliği. ÇEDES'e karşı nasıl bir mücadele yürüteceğimizi değerlendiriyoruz. Yine partilerden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, ÇEDES'le ilgili bir araştırma önergesi verdi. Fakat Milli Eğitim Bakanlığı bir taraftan bir atama söz konusu değil derken okullarda maalesef dini bir takım faaliyetler yürütülmeye devam ediyor" dedi.
Eğitim, 2024.01.19 09:11