TBMM Genel Kurulu'nda Köy Kanunu'nun 9. maddesi üzerine konuşan Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, düzenlemenin belediyelerin yetkilerini ortadan kaldırdığını ve Bakanlık eliyle yolsuzlukların artabileceğini vurguladı.
Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, TBMM Genel Kurulu'nda Köy Kanunu'nun 9. maddesi üzerine yaptığı konuşmada, yasa teklifinin teknik açıdan eksiklikler barındırdığını ve metnin anlaşılamaz bir dille yazıldığını belirtti:
"Öncelikle, metnin çok kötü olduğunu ifade etmek istiyorum. Mesleği planlama olmayan hiçbir insanın bu metinleri anlaması mümkün değil. Benim mesleğim kısmen yakın olmasına rağmen bile anlamakta zorluk çektim."
Atmaca, bu durumun hem vatandaş hem de yerel yönetimler için ciddi bir sorun yaratacağını dile getirdi.
"Bakanlık Her Yerde Plan Yapabilecek"Kanunun getirdiği düzenlemeyle Bakanlığın her yerde plan yapma yetkisine sahip olacağını ifade eden Atmaca, planlama sürecinin şehirlerin sosyal ve kültürel dokusuna uygun şekilde yapılması gerektiğini vurguladı:
"Plan yapma işi çok özel bir iştir; şehrin kültürünü, sosyal yapısını, coğrafi durumunu çok iyi bilmeden o kentle ilgili plan yapmak mümkün değildir. Bakanlıktan buralara alanı tanımayan ve bilmeyen insanlar gelecek, hiçbir siyasi sorumluluğu olmayan memurlar tarafından yapılacak planların şehre bir katkı koyması mümkün değildir."
"Ak Parti'nin Projesi"Bursa'da yapılmış Doğanbey TOKİ Projesi'ni örnek göstererek Atmaca:
"Bursa'da en merkezî yerde Doğanbey TOKİ diye bir proje var, bunun planlamasını yapan Bakanlık ve maalesef, AK PARTİ'li bakanlar tarafından dahi ucube proje diye ifade edilmektedir."
"Belediyelerin Yetkileri Ellerinden Alınıyor"Mehmet Atmaca, düzenlemenin belediyeleri devre dışı bırakacağına dikkat çekerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Bu yasayla birlikte artık belediyelerin saygınlığı ortadan kalkıyor çünkü plan yapma yetkisi yok. Bir vatandaş belediyeye bir plan yapmak için başvurduğu vakit belediye bunu uygun bulmadığı hâlde üç ay içerisinde onay vermezse aynı vatandaş bu planı Bakanlığa getirip iki ay içerisinde planını onaylatabiliyor. Bu, hakikaten vahim bir durum. Yetmezmiş gibi bir de ruhsat verebiliyor, yapı kullanma izni verebiliyor, işletme ruhsatı verebiliyor. O zaman bu belediyeler niye var?"
"İmar Yolsuzlukları Bakanlığa Taşınıyor"Atmaca, düzenlemenin yolsuzluk riskini artıracağına dair ciddi uyarılarda bulundu:
"AK Parti'nin belediyeleri kaybetme sebeplerinin en önemlilerinden biri imardaki berbatlıklar ve yolsuzluklardır. Şimdi, orada yaşanan bu olumsuzlukları Bakanlık eliyle yapmaya devam edeceksiniz. Zaten 'riskli alan' adı altında istediğiniz yeri rezerv alan olarak ilan edip istediğiniz planları yapabiliyorsunuz. Şimdi bu yasa ile istenilen her alanda plan yapabilecek anlamına geliyor. Bakanlık her işi devralıyor ama hiçbir sorumluluk almıyor."
"Bakanlık Bu İşin Altından Kalkamaz"Bakanlığın yeterli kadroya sahip olup olmadığına dair endişelerini dile getiren Atmaca, şöyle devam etti:
"Bakanlık 81 ille ilgili planlama yapabilecek bir kadroya sahip midir? Bir vatandaş binasını ruhsata uygun inşa etmişse, belediye iki ay içerisinde yapı kullanma izni vermezse bunu Bakanlık resen ilana verecek. Ya, belediye projesine uygun yapılan bir binaya ruhsat niye verilmez? Peki, belediyenin uygun bulmadığı bir ruhsatı Bakanlık nasıl verecek? Veya Bakanlığın bu süreçleri yerinde denetleyebilecek bir kadrosu var mı?"
"Kanunların Yargıya İntikali ve Yetki Sorunu"Mehmet Atmaca, kanunlarda yargıya intikal eden durumlarda, son çıkan kanunun geçerli sayılması yönündeki yaklaşımın tehlikelerine de dikkat çekti:
"Bu mantıkla, bir zaman sonra Bakanlık birçok alanda imar planı onayında tek yetkili olur, belediyeler komple aradan çıkar. Bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı kararıyla alınan yetkiyle birçok şehirde Bakanlık planlar yaptı. Bakın, çok güzel, 3 katlı, 5 katlı evlerden oluşan mahallelerin orta yerine 20 katlı, 30 katlı binalar dikilmiştir. Bunların çoğu Bakanlık tarafından yapılan planlarla olmuştur. Bu demektir ki artık belediyelerdeki yolsuzluklar direkt Bakanlığa gelsin, olay budur."
"Bu Teklif Geri Çekilmeli"Atmaca, kanun teklifinin olası sonuçlarına dair endişelerini dile getirerek konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
"Plan onaylama yetkisi olunca sorumluluklar da Bakanlıkta olmalı ama hiçbir sorumluluk yok. Tokmak birinde, davul bir başkasında. Bu kanun teklifinden vazgeçilmesi lazım."
Bursa Bölge, 2024.11.29 16:25