Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi ve Türkiye Psikiyatri Derneği Bursa Şubesi hazırladıkları ortak açıklamada 10 Ekim Ruh Sağlığı Günü hakkında konuştu.
Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi ve Türkiye Psikiyatri Derneği Bursa Şubesi hazırladıkları ortak açıklamada 10 Ekim Ruh Sağlığı Günü hakkında konuşarak günün öneminden bahsetti. Yapılan açıklamada, "Ne yazıktır ki bu tarih aynı zamanda, toplumumuzun ortak belleğine işleyen en büyük terör saldırısının, Ankara Gar katliamının da tarihi. Bu yıl ise 10 Ekim'e, geçtiğimiz yıl 7 Ekim'de başlayan ve tüm Ortadoğu'ya sıçrayan çatışmalar ve devletler eli ile sürdürülen katliamlar nedeniyle dünyanın birçok bölgesinde savaş, terör saldırıları, kan ve gözyaşı ile girilmekte. Biliyoruz ki ruh sağlığı savunusu sadece ruhsal zorluk ya da hastalığı olan bireylerin tedavi ve tam sağlık hakkını değil, aynı zamanda toplumların ve bireylerin ruhsal iyilik halinin korunmasını da içerir. Bu amaçla, ruhsal etkilenmeye neden olacak koşulların düzeltilmesi, bireylerin güvenlik, sağlık, eğitim gibi temel insan haklarına sahip olarak yaşamaları, çocukların korunması ve gelişimi için ruhsal sağlığı koruyucu, geliştirici ve sorunları önleyici hak temelli bir kamusal ortam ve yönetim talebini dile getirmeliyiz" sözlerine yer verildi.
Bu yılın teması iş yerlerinde ruh sağlığına önem vermek olarak açıklandı. İnsanların aktif ömürlerinin önemli bir kısmını geçirdikleri iş yerlerinin ruhsal sağlık açısından güvenilir olması son derece önemli olduğu belirtilen açıklamada, "Güvenli iş yerleri her şeyden önce çalışanların çalışma koşulları ile ilgili karar süreçlerinde var olmaları ile mümkündür. Önlenebilir zorluklar nedeniyle çalışanların ruhsal sorun yaşamaları kabul edilemez. Tüm çalışanlar güvenceli işe sahip olarak, her türlü şiddetten ve baskıdan arınmış iş ortamlarında ve hak taleplerinin engellenmediği koşullarda çalışmalıdır. Çalışanların emeklerinin tam karşılığını aldıkları, örgütlenme, sağlıklı ortamda çalışma, sağlığa ulaşma ve sosyal temas haklarının güvence altına alındığı koşullar oluşturulmak zorundadır. Bu ihtiyaçların karşılanmaması, meslek ortamında stres ve tükenme; depresyon, kaygı bozuklukları, kalp damar hastalıkları gibi birçok sağlık sorununa neden olmakta, yaşamı tehdit etmektedir. Tüm dünyada intihar oranları azalırken bazı meslek gruplarında işyeri ve meslek sorunlarına bağlı intiharlar artmaktadır. Sağlık çalışanları ve güvenlik mensupları bu açıdan da ciddi risk altındadırlar" ifade edildi.
"ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRAN SON DERECE TEHLİKELİ BİR YAKLAŞIMDIR"Ruh sağlığı ile ilgili dernekler olarak iyilik halinin ancak güvenli ortamın varlığı ile mümkün olacağı uyarısı yinelendi. Devamında, "Bilinmelidir ki şiddetin giderek sıradanlaştığı, bireysel silahlanmanın teşvik edildiği, cinayetlerin işlek caddelere kadar ulaştığı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden beslenen saldırganlığın arttığı, kadınların ve çocukların güvende olmadığı, farklılıkların yok sayıldığı bir ortamda toplumsal barış tehlike altındadır. Bu şiddeti engellemek için gerçekçi adımlar yerine ruhsal hastalığı olanların ve tedavi kurumlarının hedef gösterilmesi ise şiddeti meşrulaştıran son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. Toplumsal belleğimiz kayıplarımızın acılarıyla bu kadar doluyken, daha fazla ölüme, öldürülmelere tanık olmadığımız, her türlü şiddetin ve ayrımcılığın engellendiği güvenli bir dünyada, barışın ve bilimin ışığında sağlıklı günlere ulaşmak ve ruhsal sağlığı herkes için ulaşılabilir kılmak dileği ile" diye açıklamada bulunuldu.
Sağlık, 2024.10.10 12:06