Deprem kapıda ve kendini hatırlatıyor ama!

Unutunca olmayacağını zannediyoruz herhalde. 

Gerçeklerle yüzleşmekten korkuyoruz muhtemelen.

Ya da zaman zaman kendini hatırlatsa da biz hatırlamak istemiyoruz anlaşılan.

Hatırladığımızda da çeşitli bahanelerle kendimizi avutuyoruz zaten.

Nihayetinde erteliyoruz.

Bu cümleleri genelde 17 Ağustos depreminin yıldönümlerinde kuruyoruz birbirimize.

Doğru.

Gerçekleri biliyoruz aslında.

Deprem bölgesinde yaşadığımızın farkındayız.

Önlem alınması gerektiğini de biliyoruz.

Kentlerin önemli bölümlerinin depreme hazırlıklı hale getirilmesi için yeniden inşa edilmesi gerektiği konusunda fikir ayrılığımız yok aslında.

Ama bu konuda üzerimize düşen görevi yapmaktansa başka mercileri sorumlu tutuyoruz. 

Hatay depremi bize ciddi bir hatırlatma yaptı aslında.

Özellikle Marmara'da meydana gelebilecek olası bir depremin faturasının devasa boyutlara ulaşabileceğini ne yazıkki uzmanlar öngörebiliyor.

Ve acil bir eylem planı ile çalışmaya başlanması gerektiğini anlatıyor.

İstanbul'u söylüyorlar.

Bursa'yı ısrarla dile getiriyorlar.

Nüfus ve yapı yoğunluğu nedeniyle Hatay ile kıyaslanamayacak düzeyde bir yıkımdan bahsediyorlar.

Kısacası teşhis de biliniyor tedavi yöntemleri de.

Ama kısa sürede unutmayı tercih ediyoruz.

Bursa önemli noktaları itibari ile deprem bölgesinde.

Gemlik'ten tutun da Mustafakemalpaşa'ya kadar.:.

Mühendislik hizmeti olmadan yapılan binlerce binadan söz ediyoruz.

Fay hatlarını bir kenara bırakın bu yapı stoğu ile büyük bir sorunla karşı karşıyayız.

Vatandaş da kamu idaresi de ilgili tüm taraflar da sorun ve çözüm önerileri konusunda hemfikir olmasına rağmen istenilen düzeyde ilerleme sağlandığını sanmıyoruz.

Çözümü devletten bekleme dışında gerçekçi önerilere ihtiyaç olduğunu bilmemize rağmen adım atmak istemiyoruz.

Böyle olunca da çözümsüzlük alıp başını gidiyor.

Zaman zaman depremin şiddetini ve yerini bildiren uygulamalarla irkiliyoruz aslında.

Telefonunuza gelen o mesaj bize deprem gerçeğini hatırlatıyor.

Bu hatırlatmayı gündemimize almak zorundayız.

Bursa başta olmak üzere İstanbul ve büyükşehirlerde özellikle ertelenmemesi gereken bir konuyu aktarıyoruz defaten.

Yerel seçim yaklaşırken de tüm adayların ve tüm partilerin gündemine sokmalıyız bu konuyu.

Sadece 17 Ağustoslarda ya da 6 Şubatlarda değil her güne taşımalıyız deprem gerçeğinin ihmal edilemeyeceğini. 

Sonuç olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere Bursa'da Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, vatandaşlar deprem kendine hatırlatmadan bizim hatırlamamız gerektiğini özümsememiz gerekiyor.

Çözümü ertelemek ya da kendimiz dışında herkesten beklemek gerçekçi olmayacaktır.